Türkiye’de sık sık yaşanan depremlere dikkat çeken uzmanlar ev alacak vatandaşlara ‘güvenli bina’ seçmeleri konusunda tavsiyelerde bulundu.
Binalarda, yapısal tasarım konusunda uzmanlaşmış inşaat mühendisleri olarak hasarın nerede ve ne türde olacağını kontrol edebildiklerine dikkat çeken Dr. Vuran, “Özellikle sünek olarak tasarladığımız kirişlerde hasar olmasını bekleriz. Kolon ve taşıyıcı perdelerde temele bağlandığı kısımda hasarı engellemek mümkün değildir. Ama orayla sınırlı kalmasını isteriz. Üst katlarda herhangi bir kolon veya perde hasarı olmamasını hedefleriz. Kolonları, kirişlerden daha güçlü yaparız” ifadelerini kullandı.
Hasar alan dolgu duvarlar için kaygılanmaya gerek olmadığını söyleyen Dr. Vuran, “Depremden sonra dolgu duvarı hasar almış binalar gördük. İnsanlar dışarıdan dolgu duvardaki çatlakları görüp korkuyor ama bu yapısal bir hasar değildir. Maalesef, son yaşanan İzmir depreminde mevcut haliyle zaten zayıf durumda olan binaların dolgu duvarları da kaldırılınca bundan olumsuz etkilendiğini gördük. Ancak, doğru mühendislik hizmeti almış, doğru taşıyıcı sistem kurgusuyla, yönetmeliğe göre tasarlanmış bir binada dolgu duvar hasarı ikincil hasardır. Kaygılanmayı gerektirecek bir hasar değildir” dedi.
Ev almak isteyen kişilerin mimari ögelere daha çok dikkat ettiğine dikkat çeken Dr. Vuran, “Evin mutfak dolabı, banyosu, seramiği daha çok ilgi görüyor. Hatta site içerisinden ev alınıyorsa, sitenin özellikleri, evin özelliklerinin ötesine geçiyor. Ama depreme karşı güvenli olup olmadığı pek sorgulanmıyor” diye konuştu.
“Artık yazılım ve bilgisayar imkânlarımız bir binanın mevcut haliyle modellenerek gerçek deprem kayıtları altında analiz edilmesine imkân tanıyor. 2018 yılında yayınlanan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ne bu hesapların nasıl yapılacağı ayrıntılı olarak yazılmış durumda. Binanın mevcut özelliklerini saha çalışmalarıyla tespit ettikten sonra, analitik modelini kuruyoruz ve binanın maruz kalacağı depremi tabiri caizse binaya yaşatıyoruz. Bunu araba çarpışma testleri gibi düşünebilirsiniz. Analizlerin sonunda taşıyıcı sistemin hangi elemanında ne tür hasarın meydana gelebileceğini görüyoruz ve binanın performans düzeyini belirliyoruz. Farklı amaçlarla kullanılan daha basit yöntemler dışında, tüm dünyada kullanılan en güvenilir yöntem budur.”