Ukrayna Savaşı sonrası Batı’nın Rusya’yı yaptırımlarla zayıflatma çabası, dolardan küresel bir kaçışın fitilini ateşledi. 2. Dünya Savaşı sonrası küresel ekonomide ana birim olarak kabul gören ve son dönemde adeta bir silah haline gelen dolardan bıkan dünyanın bazı büyük ekonomileri, ABD para birimini atlatmanın yollarını arıyor. Pek çok ülke dolarsızlaşma yolunda adımlar atarken, doların gelecekte hakimiyetini yitirebileceği değerlendiriliyor. Konuya ilişkin görüş bildiren analistler, yakın zamanda doların tahtına oturabilecek bir para birimi bulunmadığını, ancak ülkelerin kendi para birimleri üzerinde ticarete girişmeleri halinde doların hakimiyetinin büyük oranda zayıflayacağı görüşünde.
“Dolardan kaçış” trendinin fitilini ateşleyen gelişme, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Rusya’ya uygulanan mali kısıtlamalar oldu. Yaptırımlarla Rusya’yı zayıflatmayı hedefleyen ABD öncülüğündeki Batı koalisyonu, uluslararası bankalardaki Moskova döviz rezervlerinin yarısını (300 milyar dolar) dondurdu. Sonrasında ise Rus bankaları, diğer bankalarla işlem yapmasına imkan sağlayan ve uluslararası ödemeleri kolaylaştıran SWIFT sisteminden çıkardı. Böylelikle Rusya küresel finans sisteminden izole edilmiş oldu.
Mali kısıtlamalara maruz kalan Rusya ve ABD’nin jeopolitik rakibi Çin, alternatif bir finansal altyapının oluşması için çalışmalarını hızlandırdı. Ayrıca Hindistan’dan Arjantin’e, Brezilya’dan Güney Afrika’ya, Orta Doğu’dan Güneydoğu Asya’ya kadar pek çok ülke dolara olan bağımlılığını azaltmaya yönelik politikalar geliştirmeye başladı. Dolarsızlaşma trendini yorumlayan uzmanlar, küresel aktörlerin, ABD’nin Rusya’ya karşı kullandığı “dolar” silahının namlusunu bir gün kendilerine doğrultmasından endişe duyduklarını belirtiyor.
Dolardan kaçışı tetikleyen bir diğer etmen de ABD’nin para biriminin değerini artırmaya yönelik hamleleri. Dolar, Ukrayna Savaşı’nın başladığı zaman olan Şubat 2022’ye göre yüzde 10’dan fazla değer kazandı. Son 10 yılda ise dolar yüzde 30 değerlendi. Söz konusu değer artışı, dolar cinsinden borcu olan ülkelerin geri ödemesini zorlaştırıyor ve ülkelerin borcu artıyor. Büyük miktarlarda yakıt, gıda ve diğer temel ana kalemlerdeki ithalat faturaları da önemli ölçüde artırıyor.
Çin, milli para birimi olan yuan üzerinden ticaret yapmak adına ülkelerle müzakere halinde. Şubat ayında, büyük bir petrol tedarikçisi olan Irak’ın merkez bankası, Çin ile ticaretin ilk kez yuan üzerinden yapılmasına izin vereceğini duyurdu. Bangladeş merkez bankası da benzer bir duyuruyu eylül ayında yapmıştı. Çin, Rusya, Hindistan, Pakistan, Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan ve Kırgızistan’ın üyesi olduğu Şanghay İşbirliği Örgütü üyeleri de, eylül ayında yerel para birimleriyle ticareti artırma konusunda anlaşmaya varmıştı. Geçtiğimiz aralık ayında ise Çin ve Suudi Arabistan yuan cinsinden ilk işlemlerini gerçekleştirdi. Yaptırımlar sonrası Çin ile ticaretini zoraki olarak artıran Rusya da fosil yakıt gelirini yuanda tutacağını duyurmuştu.
Geçtiğimiz hafta Birleşik Arap Emirlikleri ile Hindistan, iki ülkenin para birimleri olan dirhem ve rupi ile ticaret yapmak üzere anlaşmaya yakın olduklarını duyurdu. Ocak ayında Hindistan, Rusya, Sri Lanka, Bangladeş ve Mauritius ile rupi cinsinden ticaret yapmayı görüştüklerini duyurmuştu. Brezilya ve Arjantin liderleri de, ortak bir para birimi belirleyeceklerini ve ticari işlemlerini bunun üzerinden yapacaklarını açıklamıştı.