Türk ekonomisi uzun yıllardır irili ufaklı birçok kriz yaşadı, önemli badireler atlattı. 2001 Şubat krizi ile tepetaklak olan ekonomi, 3 Kasım 2002 ile hızla büyümeye başladı, bir gecede yüzde yüz artan dolar kontrol altına alındı. 2006 ile 2013 arasında neredeyse aynı seviyede kalan ve küresel krizleri teğet geçen doların seyrini değiştiren ise Gezi olayları oldu. 17-25 Aralık darbe girişimleri direkt iş dünyasının önemli isimlerini hedef almasına rağmen krize girmeyen Türk ekonomisi 15 Temmuz askeri darbe kalkışması ile yeni bir direnç alanına geçti. Doların bu süreçteki yükselişine ise Türk halkı TL'ye yatırım yaparak karşılık verdi.
Türkiye son dönemde özellikle kendi coğrafyası başta olmak üzere farklı kıtalarda sürdürdüğü siyasi ve ekonomik ilişkilerdeki istikrarını sürdürüyor. Hem bölgesindeki kaostan, hem iç ve dış etkenlerden hem de ekonomik krizlerden pozitif ayrışmayı başaran Türkiye, uluslararası alanda ekonomik olarak daha saygın ve cazip ülke haline geliyor. 2023 hedeflerine adım adım ilerleyen ve her geçen büyüyen ekonomisiyle dikkat çeken ülkemizin ilerleyişini durdurmak için karanlık odaklar da boş durmuyor.
21 Şubat 2001 ekonomik krizinde borsa yüzde 15 gibi tarihi bir düşüş yaşadı, gecelik faiz yüzde 7 bin 500'e fırladı, milyonlarca kişi işsiz kaldı ve dolar 1.90 türk lirası oldu. Koalisyon içindeki anlaşmazlıklar, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin erken seçimde ısrarı üzerine Türkiye'yi yeni bir döneme sürükledi. 3 Kasım 2002'de AK Parti büyük bir oy oranıyla tek parti iktidarını kurdu. Bu günlerde ise kur 1,67 türk lirası seviyelerinde idi.
Sonraki yıllarda Türkiye'nin ekonomik yükselişi istikrarlı bir şekilde devam etti. Türkiye Uluslararası Para Fonu'na (IMF) olan kredi borcunun son taksidini 14 Mayıs 2013 tarihinde ödedi ve üzerine kuruma 5 milyar dolarlık borç verdi.
Bu olaydan tam 13 gün sonra, 27 Mayıs 2013 tarihinde ise Gezi olayları başladı. Olayların bir süre devam etmesi piyasalarda tedirginliğe neden oldu, borsa hızla değer kaybetti ve dolar 1.80'e kadar çıktı. Ekonomik kayıp turizm sektörünü de etkiledi ülkenin ekonomik girdisi önemli oranda düştü.
Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi, mayıs 2013'te gördüğü en yüksek seviye rekorunu 93.398,33 puana taşıması ve 90.000 puanın üzerinde denge araması sırasında başlayan Gezi Parkı olayları ile gerilemeye başladı. 31 Mayıs 2013 tarihinde olayların büyümesi ile endeksin düşüşü ivme kazandı.
Dolar/TL Gezi olayları öncesinde uzun süre devam eden 1,70 - 1,80 bandı arasındaki hareketini sonlandırarak hızlı bir şekilde yükselişe geçti. Fed'in politika değişikliği ve yurt içi gelişmelerin etkisiyle yatırımcıların TL'ye karşı algısı negatife dönerken, dolar/TL 2,39'a kadar devam edecek bir ralli sürecine girdi ve Ocak 2014'te TCMB'nin 550 baz puanlık faiz artırımına gitmesine neden olacak şekilde tarihi zirvesine tırmandı.
Türkiye'nin yükselişine engel olamayan dış odaklar ekonomiyi zayıflatmak için darbe girişimine kalkışsa da, Türk milleti buna izin vermedi. Darbe girişiminden önce 2.89 düzeyinde olan dolar, ay sonuna kadar 3.018'e çıktı.
'Türkiye'nin üye dahi olmadığı' kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Por's, FETÖ'cü darbe girişiminin ardından Türkiye'nin kredi notunu BB+'dan BB'ye indirdi. Moody's ise yabancı yatırımcıyı korkutabilecek ve bu noktada yatırımlarını geri çekebilecek hamlesiyle Türkiye'nin kredi notu değerlendirmesini pas geçti. Bu olayların ardından milyonlarca vatandaş, Türk ekonomisinin darbe girişiminden etkilenmemesi için 9 milyar doların üzerinde dövizini bozup TL'ye geçti.
ABD'deki başkanlık seçimlerinden Donald Trump'ın zaferle ayrılması ise doları tüm dünyada tetikledi. Trump'ın ekonomide sıra dışı politikalar uygulayacağı beklentisi doları güçlendirirken, Amerikan Merkez Bankası'nın faiz artırma eğilimi nedeniyle sıcak para, ABD'ye yönelmeye başladı. Bu süreçle birlikte dolarda genel bir değer kazancı dikkati çekti. 3.40'a kadar ulaşan dolar tarihi zirveyi gördü.
Son olarak ise Avrupa Parlamentosu (AP), yabancı yatırımcıları manipüle etmek ve Türkiye'ye yönelik algı oluşturmak için skandal bir oylama gerçekleştirdi. Avrupa Birliği'nin Türkiye'yle müzakereleri dondurması gerektiğini ileri süren AP, iş dünyasını bu süreçte etkilemeye kalkıştı.
Türkiye'yi istikrarsız ülkeyi göstermek isteyen PKK, FETÖ ve dış odaklar, uluslararası piyasadaki sermaye devlerinin yatırım yapmasını engellemek için lobileri de kullandı. Ancak tüm bu kirli planlara rağmen vatandaşın tepkisi sert oldu.
Sosyal medya üzerinden Türk lirasını korumaya yönelik "Oyunu bozalım, dövizleri bozduralım" sloganıyla sosyal medyada başlatılan "#BozDoları" kampanyasına Türkiye genelinde vatandaşlar destek oluyor. Pek çok vatandaş ellerindeki dolarları bozduruyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) tarafından düzenlenen "Küresel Gelecek: İnsan Odaklı, Akıllı Ekonomi" temalı 7. Boğaziçi Zirvesi'ndeki konuşmasında “Döviz baskısından piyasaları kurtarmamız lazım" diye çağrı yaptı.
Erdoğan şöyle devam etti: “Gelin hep birlikte altını devreye sokalım. Döviz baskısından piyasaları kurtarmamız lazım. Borçlanırken o şekilde borçlanmanın yolunu arayalım, yerli para birimleriyle borçlanmanın yollarını arayalım. Son günlerde sağolsun hükümetimiz, medya vesaire... Tabii bütün AVM'lerde vesaire patronlar hep dövizle kiralama yolunu seçiyorlar. Şimdi burada yeni bazı adımlar atmak suretiyle geçici bir düzenleme gerekirse yapılır ve bu kiralamanın da ülkemizin şu anda bu süreci başarıyla atlatabilmesi için yerli para birimiyle bu süreci atlatma adımını atmalıdır diye inanıyorum. Bunu da duyurdum, duyuruyorum, duyuracağım."