Türkiye’de bankaların TL mevduatına verdiği nema ile kredilere uyguladığı faiz oranları arasındaki yüksek farkın bir benzeri; döviz cinsi mevduat ve kredi faizlerinde var. Bankalara kazandıran bu çarkta hem döviz cinsi ticari kredi kullanan işletmeler kaybediyor hem de parasını döviz hesaplarında tutan yatırımcı.
Bankaların dolar ve avro gibi yabancı paralarla açılan Döviz Tevdiat Hesaplarına uygulanacağı azami faiz oranlarının tavan seviyesini Merkez Bankası belirliyor. Her yıl duyurulan oran kimi bankalarca dikkate alınırken, piyasa koşullarında şekillenen döviz hesapları faiz oranı bankadan bankaya değişiyor. Türkiye’deki bankaların döviz mevduatlarını verdiği faiz oranı yüzde 0,10’dan başlayıp, yüzde 2’ye kadar çıktığı görülüyor.
32 günlük vadeli hesaplarda da durum böyle, 365 günlük hesaplarda da. Bu tablo; bankalar mevduat toplama konusunda büyük bir yarış içerisinde olduğunu ve bu rekabet ortamında vaat edilen faiz oranları arasında büyük bir uçurum olduğunu gösteriyor. Bazı bankalar internetten ilan ettikleri oranı daha düşük gösterip şubede daha yüksek oran veriyor. Bazıları da internet üzerinden duyurduğu oranları yüksek tutup şube işlemlerinde oranı daha düşük verebiliyor.
Bankaların TL mevduatlarına verdiği faiz oranı yüzde 7-10 arasında bulunmasına rağmen, Türkiye’deki tasarrufların yarısı döviz cinse hesaplarda tutmayı tercih ediyor. Dolar ve Avro gibi para birimlerinin TL karşısında yükseleceği umuduyla parasını döviz hesaplarında tutanlar 2019’da umduğunu bulamadı. Çünkü 5,35 seviyesinden 2019’a başlayan Dolar/TL, geçen yılı 5,95 ile kapattı ve yılın tamamında sadece 60 kuruş yükseldi. Yüzde 12’lik bir artışa tekabül eden doların geçen yılki değerlemesi, enflasyon oranıyla sınırlı kaldı. Benzer bir tablo Avro/TL’de de var. Geçen yıl Avro/TL seviyesi 6,11’den 6,66’ya yükseldi. Avro geçen yıl TL karşısında yüzde 9 değerlendi ve kazancı enflasyonun 3 puan altında kaldı. Bankaların işletmelere verdiği döviz kredilerinin maliyeti ise yüzde 3 ile 5 arasında değişiklik gösteriyor.
Türkiye’deki bankalarda 3 trilyon liranın üzerinde mevduat var. Merkez Bankası’nın son açıkladığı bültene göre; bankacılık sektöründeki toplam mevduat; 10 Temmuz 3 trilyon 172 milyar 656 milyon lira. Bunun 1 trilyon 533 milyarı TL cinsinden mevduat, 1 trilyon 528 milyar TL kadarı ise yabancı para cinsinden tutulan mevduatlardan oluşuyor. Yani bankalardaki mevduatın yarısı TL olarak, yarısını ise yabancı paralarda tutuyor.
Birikimlerini döviz hesaplarında tuttuğu halde umduğunu bulamayan yatırımcı için yine de Türkiye cazip görünüyor. Çünkü Türkiye’deki bazı bankaların dolar ve avro yatırımcısına vadettiği kazanç; ABD ile Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere gibi Avrupa ülkelerine göre çok daha yüksek. Negatif faiz politikası yürüten ülkeler de göz önünde bulundurulduğunda; Türkiye’nin yurt dışından sıcak para çekme potansiyeli yüksek. Çünkü Japonya ve İsviçre ile Avrupa Birliği üyesi ülkelerde parasını bankaya yatıranlar, gelir elde etmek bir yana üstüne bankaya bara vermek zorunda kalıyor. Sakladıkları mevduatlardan adeta kasa parası alan bu ülke bankaları, aslında müşteriye; “Bana yatırdığın para için faiz vermem, üste para alırım. Bu parayı bana yatıracağına, yatırıma yönel, ekonomiyi hareketlendir’ mesajı da veriyor.