Korona virüs ile mücadele kapsamında düğün salonları, Mart ayında geçici süreyle faaliyetlerini durdurmuştu. Bununla birlikte pek çok çift de özel günlerini ya iptal etti ya da erteledi. Normalleşme süreciyle birlikte düğün salonlarının belirli kurallar çerçevesinde 1 Temmuz’da kapılarını açması, bazı sektörlerde hareketlilik oluşturdu.
Yaz aylarının gelmesinin ardından düğün sezonu da açıldı. Yatırımcılar tarafından ’güvenli liman’ olarak görülen altın fiyatlarında yaşanan artış da bu süreçte devam etti.
Güvenli limandaki yükseliş sürerken piyasadaki sahte altına dikkat çekildi. Çoğu zaman gerçeğinden dahi ayırt edilemeyen altın görünümlü takılar ve sahte altınlar hem vatandaşları hem de kuyumcuları zora sokuyor.
Kırıkkale Kuyumcular Derneği İkinci Başkanı ve Pınar Kuyumculuk sahibi Adem Karapınar, zor bir süreç geçirdiklerini belirtti. Karapınar, “15 Mart’tan itibaren bizlerde zor bir süreç başladı ciddi anlamda. Düğünlerin olmaması, altınların birdenbire yükselmesi de etkiledi bizi. Ama önümüzdeki süreçte daha iyi olacağını düşünüyoruz. Biz pandemi sürecini atlatacağımızı düşünüyoruz. Düğün mevsimi de Temmuz’da başlıyor. Biraz hareket olacak diye tahmin ediyoruz. İnşallah hakkımızda hayırlısı olur” dedi.
Altının ayarlarıyla oynandığını kaydeden Karapınar, “Sahte altınlara çok dikkat etmemiz gerekiyor. Vatandaş ister istemez kuyumcuya yutturabiliyor. Mümkün mertebe tanıdık müşterilerden alışveriş yapmakta fayda var. İster istemez insanların altın işi olmadığı için biraz daha gelen müşterilere hassasiyet gösterip yardımcı olmaya çalışıyorlar. Burada sahte altın alımına engel değil. O yüzden de dikkat etmelerinde fayda var. Ayarlarına bakmalarında fayda var. Vatandaşlar da gelsinler tanıdık kuyumcular varsa rahatlıkla gelip alışverişini yapsınlar. Kuyumcuya altını yazdırsınlar faturasını alsınlar. Bu şekilde vatandaşta kendini sağlama almış olabilir” ifadelerini kullandı.
Dünyadaki en değerli metaller arasında yer alan altın, parlak sarı yapıya sahiptir. İşlenerek çeşitli ziynet ve süs eşyaları yapılan maden, asitlere dayanıklılığı, kolay işlenebilmesi ve doğada serbest halde bulunabilmesi nedeniyle tarih boyunca tüm uygarlıkların dikkatini çekmiştir. Değerli bir element olduğu için taklitlerinin de sık sık yapılır. Hatta bu sahte altınlar bazen o kadar profesyonelce yapılır ki kuyumcular dahi gerçek altın ile sahte altını ayırt etmekte zorlanabilir.
Altın ve altın alloy’ları genelde magnetik değildir. Yani, bir mıknatısa tuttuğunuzda genellikle çekim oluşmaz. Eğer mıknatıs tarafından çekiliyorsa, takınız sahte olabilir.
Altın, özgül ağırlığı yüksek bir elementtir. Bu nedenle de altın takılar, sahtelere oranla çok daha ağırdır.
Gerçek altın takılarda, altının karatı ve saflığı genellikle takının üzerine damgalanır. Eğer takının üzerinde herhangi bir bilgi yoksa, sahte olma olasılığı yüksektir.
Altın takı üreten firmalar, ürünlerinin uygun yerlerine kendi damgalarını vururlar. Damgalı ürünlerin sahte olması ihtimali çok düşüktür.
Yeşil altın, kendine özgü bir renk karakterine sahiptir. Bakır ve pirinç renginde değildir.
Gerçek altın hiçbir zaman çok ucuza satılmaz. Bu testlerin yanı sıra, çok doğru bir sonuç almak için profesyonel desteğe ve laboratuvar testlerine başvurulabilir. Laboratuvar ortamlarında nitrik asit ve hidroklorik asit kullanılarak testler uygulanabilir.