Gayrimenkul Yurtdışı Tanıtım Derneği (GİGDER), saha çalışması pazar araştırma şirketi AGS Global’e yaptırdığı ve Türkiye’nin 12 şehrinde gayrimenkul yatırım geçmişi bulunan, 48 ülkeden toplam 410 uluslararası yatırımcıyla 8 dilde gerçekleştirilen ‘Rekabet ve İlham: Türkiye’de Yabancı Gayrimenkul Yatırımlarının Geleceğini İhracat Odaklı Yeniden Düşünmek’ adlı araştırmanın ikinci bölümünü yayınladı.
Geçen ay ilk bölümünün kamuoyuna tanıtıldığı araştırmanın açıklanan yeni verilerine göre, Türkiye’de gayrimenkul satın alanların memnuniyet oranı %83,2 gibi oldukça yüksek bir seviyede. ‘Türkiye'den satın aldığınız gayrimenkulden memnun kaldınız mı?’ sorusuna yanıt veren ülkeler incelendiğinde, Türkiye’deki gayrimenkul yatırımlarından en memnun olan ülkeler sıralamasında ilk sırayı %95,8 ile Cezayir alırken onu %92,6 ile Rusya, %92 ile Almanya, %91,7 ile İngiltere, %89,7 ile Ürdün, % 86,5 ile Irak, %76,9 ile İran, % 66,7 ile Suudi Arabistan takip ediyor.
Araştırma kapsamında ‘Önümüzdeki dönemde Türkiye’den yine gayrimenkul satın almayı planlıyor musunuz?’ sorusunu ise araştırmaya katılan katılımcıların %70,2’si olumlu yanıtlarken, kararsız olanların oranı %18,5, yeni bir yatırım düşünmediğini ifade edenlerin oranı ise %11,3 oldu. Başka bir deyişle, 10 yatırımcıdan 7’si, arzu edilen Türkiye imajına dair mesajı doğru alarak yeni bir gayrimenkul yatırımına niyetli olduğunu gösterdi.
Verileri değerlendiren GİGDER Başkanı Ömer Faruk Akbal, “%83,2’lik memnuniyet seviyesi oldukça iyi bir oran. Türkiye’nin tutundurma stratejileri konusunda sorun yaşamadığını ve bu eğilimin yatırım kararlarının % 70,2 oran ile sürmesi yönünde pozitif yönlü hareketi desteklediğini gösteriyor. Türkiye yapı arz ve kalitesi, kozmopolit kültürü, gayrimenkul satın alan yatırımcıya kendini evinde gibi hissettirmesi, yabancı dostu ekosistemi, sağlık altyapısı konusunda önemli kaynaklarıyla küresel yatırımcının radarındaki en cazip gayrimenkul pazarlarının başında geliyor. Mülakat setlerinden elde ettiğimiz bilgilere göre, Türkiye’de gayrimenkul sahibi olmak, yabancı yatırımcılar aynı zamanda itibar ve statü göstergesi” dedi.
Gelecek senaryolarına bakıldığında ise önümüzdeki dönemde Türkiye’den yine gayrimenkul satın almayı planlarım diyen ülkeler arasında %72.4 oranıyla evet cevabını veren Ürdün ilk sırada yer alıyor. Onu %66,7 ile Cezayir, %51,4 ile Irak, %43,6 ile Suudi Arabistan ve %41,7 ile İngiltere takip ediyor. Araştırmaya göre bu konuda kararsız olan ülkelerin başını %48 ile Almanya çekiyor. Onu 46,2 ile İran, %41,7 ile İngiltere, % 37 ile Rusya izliyor. Bu verilere göre İngiltere ise gelecekte gayrimenkul satın almayı planlayanlar ile kararsızların oranının eşit olmasıyla dikkat çekiyor.
Verilere göre, yatırımcıların %63,4’ü için gayrimenkul satın alırken en önemli etmen ‘fiyat’ iken, onu ilk 5’te %58,3 ile lokasyon, %36,6 ile manzara, %28,8 ile karlılık ve %21,2 ile yapı özellikleri izliyor. Ülkelerin gayrimenkul satın alırken hangi özelliklerin belirleyici olduğu sorusuna verdiği çoklu yanıtlara göre, İngiltere %83,3 ile, Ürdün %62,1 ile konum’u, Suudi Arabistan %61,5 ile görünümü, Irak %75,7 ile, Almanya %68, Cezayir %54,2, İran %61,5 ile fiyatı, Rusya ise %51,9 ile hem konum hem fiyatı en önemli karar kriteri olarak temel alıyor.
Parite etkisiyle değerli Türk gayrimenkullerine olan iştah ve ilginin arttığının yadsınamayacağını kaydeden Akbal, “Bununla birlikte bazı ülkelerden yatırımcılar fiyatı ilk sıraya yazsa da, her ülke için bundan bahsedemeyiz. İngiliz ya da Ürdünlü yatırımcılar için konumun, Suudi Arabistanlı yatırımcılar için görünümün önemi, anlamlı ipuçları içeriyor. İstanbul’da bugün ortalama bir gayrimenkulün metrekare fiyatı 450 euro iken Avrupa’da bu rakam 2-4 bin euro civarında.
Türkiye’deki gayrimenkuller henüz hakettiği değere ulaşmadı. Fiyat odaklı rekabetçiliği aşmanın yolu ise, pazar yelpazesini genişletmekten, doğru pazarlama karmasının kurgulanmasından ve katma değerli odaklı fiyatlandırma ile itibarı iyi yönetmekten geçiyor” diye konuştu.
Araştırma verilerine göre, yatırımcıların Türkiye’yi tercih etmesinin nedenleri arasında %53,2 ile iklim ilk sırada yer alıyor. Onu, %48 ile kültürel, sosyal, dini uyum, %39,8 ile güvenli ve istikrarlı bir yaşam sunması, %34,9 ile uygun maliyetli tatil seçeneği ve %30,7 ile misafirperverlik faktörleri izliyor.
Ülkelerin Türkiye’yi neden tercih ettikleri sorusuna verdikleri çoklu yanıtlar incelendiğinde, Suudi Arabistan %71,8 ile daha iyi bir iklimi, Irak %70,3 ile güvenli ve istikrarlı yaşamı ağırlıklı kriter olarak alırken, Ürdün %55,2 ve İran %53,8 ile ‘yaşadığım ülkeye kıyasla daha ekonomik bir seçim’ yanıtını veriyor. Araştırmada Rusya %77,8 ve Almanya %84 ile iklim derken, Cezayir %50 ile kültürel, sosyal, dini gibi özelliklerde uyumluluğu tercih nedeni olarak gösteriyor. İngiltere ise %66,7 ile hem iklim hem de güvenli ve istikrarlı yaşam kriterine göre yatırım kararını veriyor.
Verilere bakıldığında Türkiye’nin en cazip yanının her zevke hitap edebilecek değerleri olması olduğunu belirten Akbal, dijitalleşme ve veri yönetiminin yanı sıra çeşitli fuar ve tanıtım aktiviteleri ile ülke bazlı pazarlamanın önümüzdeki dönemde daha çok önem kazanacağını vurguladı.
Yatırımcılara Türkiye’den gayrimenkul satın aldıktan sonraki süreçte tüm satın alma süreci ve sonrası bir bütün olarak değerlendirildiğinde memnuniyet düzeyi sorulan araştırmada, bu süreçte memnuniyet oranının %77,3 ile satın alma kararından duyulan memnuniyet düzeyinin gerisine düşüldüğü görülüyor. Araştırmada yatırımcılar ‘Satın alım sonrası yaşadığınız sorunlar nelerdir?’ sorusuna verdikleri çoklu yanıtlarda, projelerin zamanında tamamlanmaması (%77,4), genel giderler konusunda yanlış bilgilendirme (%36,6), site yönetimiyle yaşanan sorunlar (%30,1), elektrik, su, doğalgaz vb. bağlatma (%16,1) ve %14 ile vatandaşlık hakkı edinme ile ilgili sorunları sıralıyor.
Yatırımcılar, çoklu yanıt sistemiyle yanıtladıkları ‘Türkiye’de yaşamayla ilgili en önemli memnuniyetsizlik sebebiniz?’ sorusunu yani süreçten genel anlamda memnun olmama nedenlerini ise güvenlik kaygısı (%59,1), yabancılara olumsuz bakış (%37,9), kültürel-sosyal uyuşmazlık (%36,4) ve dil sıkıntısı (%22,7) olarak gösteriyor.
Araştırmaya katılanların %49’una egemen olan Türkiye imajı, ‘güzel ülke’ iken, İslam ve Müslümanlık %28,2 ile Türkiye imajının diğer önemli bileşenidir. Tarih %6,1 ve deniz %5 ile diğer öne çıkan faktörler olarak yer alıyor. Araştırmada mülakatlar sürecinde de yatırımcıların en çok vurgu yaptığı hususlar; kültürel ve dini yakınlık, kendini evinde gibi hissetme, tatil, yatırım ve iş için elverişli bir destinasyon olması olarak öne çıkıyor. Örneğin Türkiye’nin yanı sıra Avustralya’da da yatırımları olan ABD vatandaşı bir yatırımcı için Türkiye, Avustralya’ya göre çok daha cazip ve tabir-i caizse ikinci ev niteliğinde bir destinasyon.
Araştırma kapsamında her ülkeden olmak üzere yabancı yatırımcılarla düzenlenen mülakat setinden edinilen bilgilere göre ise, bazı ülkelerin yurtdışı gayrimenkul yatırımı kararı alırken ajandasında Türkiye’den başka bir ülke bulunmuyor, az sayıda yatırımcı ise Türkiye ile bazı Avrupa ülkelerini de değerlendirdiklerini vurguluyor. Türkiye ile benzer iklim özelliklerine sahip Akdeniz çanağı ülkeleri Portekiz, İspanya, Yunanistan ve Malta alternatif yatırım senaryolarına konu olan diğer ülkeler olarak dikkati çekiyor.
Özellikle Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar gibi Ortadoğu ülkelerinden yatırımcılar için Türkiye, çok alternatifli bir yatırım senaryosunun unsurlarından birini oluşturuyor. Türkiye dışında başka ülkelerde gayrimenkul yatırımları olduğunu ifade edenlerin zikrettikleri ülkelere bakıldığında; araştırma raporunun “benchmark” ülkesi konumundaki İngiltere pazarı ile dünyanın en büyük denizi aşırı gayrimenkul pazarı niteliğindeki ABD pazarı ön plana çıkıyor. BAE, ismi birden fazla zikredilen yatırım destinasyonlarından biri konumunda iken Cezayir ise MENA bölgesinin yükselen gayrimenkul ekosistemlerinden biri olarak yatırımcının radarına girmiş durumda. Diğer öne çıkan destinasyonlar ise; Kanada, Avustralya, İspanya, Filistin, Ürdün gibi ülkeler…