Gazze'de 7 aydır süren soykırım nedeniyle İsrail ile tüm ticari faaliyetleri sonlandıran Türkiye, yakın zamanda Uluslararası Adalet Divanı'ndaki (UAD) soykırım davasına da müdahillik başvurusu yapacak.
Türkiye'nin aldığı kararı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Doç. Dr. Muhammed Demirel, Yeni Şafak'a değerlendirdi. Türkiye'nin bu desteğinin uluslararası arenada büyük önemi olduğunu belirten Demirel, İsrail tarafından UAD savcı ve hakimlerine yapılan baskının, Türkiye gibi daha çok ülkenin katılımıyla azalacağını, mahkemenin daha sağlıklı kararlar alabileceğini söyledi.
DAHA RAHAT KARAR VERECEKLER
Şu ana kadar UAD'ın, Güney Afrika’nın açtığı davada beklenene göre daha iyi bir görüntü verdiğini savunan Demirel, “Şunu özellikle vurgulamak gerekir ki gerek UAD gerekse Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) yetkilileri, savcı ve hakimler, uluslararası alanda baskı altındalar. Nitekim UCM savcıları ve hakimleri aleyhinde ABD, Rusya gibi devletlerin aldığı bazı kararlar bulunuyor. Keza İsrail, sürekli olarak savcılar ve hakimler üzerinde benzer kararları alacaklarına dair tehditler yöneltiyor. Dolayısıyla bu şartlar altında UAD’ye ne kadar ülke müdahil olursa, UAD yetkili hakimleri de o derece uluslararası alanda kendilerine olan desteği görecekler ve almak istedikleri kararları çok daha rahat bir şekilde verebileceklerdir” ifadelerini kullandı.
Filistin halkı için son derece önemli
Hamas, Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararının ve İsrail ile ticaretin kesilmesinin Filistin halkı için son derece önemli olduğunu açıkladı.
Türkiye geçtiğimiz günlerde, devlet düzeyinde alınan tedbirlerin ikinci aşamasına geçildiğini, İsrail'le ilgili ihracat ve ithalat işlemlerinin tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulduğunu duyurmuştu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, 1 Mayıs'ta Türkiye'nin İsrail aleyhinde UAD'de açılan soykırım davasına müdahil olma kararını açıklamıştı.