Libya’da hezimete uğrayan BAE Veliaht Prensi Zayed, bu kez Tunus’u karıştırmanın peşinde. Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi’nin, Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac’ı Vatiyye zaferinden dolayı tebrik etmesinin ardından BAE ve Suud medyası Tunus’a yönelik karalama kampanyası başlattı
Libya’da Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) desteklediği ülkenin doğusundaki gayrimeşrû silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e bağlı milislerin son dönemde sahada yaşadığı kayıplar, Abu Dabi’yi vekilleri üzerinden Tunus’ta iç dengeleri değiştirme çabasına itti. Arap Baharı’nı kendi yönetimi için tehdit olarak algılayan, bugüne kadar Mısır’ı darbeyle dizayn etmeye çalışan ve bölge ülkelerinde karşı devrim güçlerini destekleyen BAE, Libya’da darbeci Hafter’in yenilgisi sonrası gözünü Tunus’a dikti. Libya’da meşrû hükümeti (UMH) destekleme yolunda Türkiye ile işbirliği yapan Tunus’ta Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi, Libya lideri Fayiz es-Serrac’ı tebrik etti; ardından Onur Koalisyonu mensubu milletvekilleri, “Şerefli Libyalı kardeşlerimize diyorum ki: Onların sevinci bizim sevincimiz. Onların zaferi bizim zaferimiz. Onların güvenliği bizim güvenliğimiz” şeklinde açıklama yaptı. Sözkonusu tablo, Hafter’in arkasındaki BAE-Suud cephesinde Tunus düşmanlığını artırdı.
Abu Dabi merkezli SkyNewsArabia, Dubai merkezli Al-Arabiya ve Mısır’ın Yevm üs-Sabia gibi yayın organları Gannuşi’nin, devrimden sonra Tunus’ta sürgünden siyasete döndükten sonra 8 milyar dolar servet edindiğini öne sürdü. Ancak Tunus’un bu yılki bütçesinin 16 milyar dolar olması bile iddianın ne kadar temelsiz olduğunun net bir kanıtıydı. Tunus’un devrik lideri Zeynel Abidin bin Ali yanlısı olduğunu gizlemeyen Özgür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musa, Tunus’ta Nahda karşıtlığında en ön safa geçti. Tunus siyaseti içinde eski rejimin en hararetli savunucusu olması nedeniyle tartışmalı kabul edilen Musa, Tunus Parlamentosunda Gannuşi’nin ‘dış bağlantılarının ortaya çıkarılmasının’ da içinde yer aldığı talepler karşılanana kadar oturma eylemi başlattığını duyurdu.
Uzmanlar, Nahda Hareketi ve Gannuşi’ye yönelik karalama kampanyasıyla Tunus’ta siyasi gruplar arasında çatışma yaratarak devlet kurumlarının çözülmesinin amaçlandığını ve bu dönemde Libya’da Hafter’in kayıplarını örtbas etmek için bu çabaların hız kazandığını belirtiyor. Libyalı siyasi analist Faysal Şerif, “BAE’nin Tunus’ta Mısır’dakine benzer bir darbe senaryosunu hayata geçirmeye çabaladığına” işaret etti. Abu Dabi’nin yakın tarihte dönemin Tunus İçişleri Bakanı ile görüşerek Nahda Hareketi’nin sahnenin dışına itildiği bir darbe planını görüştüğü yönündeki iddiaları anımsatan Şerif, “BAE, Mısır ve Fransa gibi ülkelerin Libya’ya yönelik hırslarının arkasında bölge ülkelerine nüfuz etme çabası yatıyor. BAE, Mısır’da olduğu gibi Libya’daki darbe projesini hayata geçirerek, Tunus gibi Arap Baharı’nın başarı örneğini bir darbeyle geriye çevirmek istiyor” diye konuştu. Orta Doğu uzmanı Ammar Fayid de Gannuşi’nin Libya Başbakanıyla irtibata geçmesinin Kahire ve Abu Dabi’yi öfkelendirdiğini belirterek “Raşid el-Gannuşi’ye karşı yürütülen bu yıkıcı kampanyanın BAE talimatıyla yapılmasının şifresi Libya’da saklıdır” ifadelerini kullandı.
Yargılansın
- Eski Tunus Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki, BAE’nin Arap Baharı’nı yok etmekle görevli olduğunu ve bu ülkelerde karşı devrimi desteklediğini belirterek şunları söyledi: “BAE’nin bölge ülkelerinde karşı devrimi yönlendiren taraf olduğu biliniyor. Ancak, Arap Baharı dalgası durmadı sadece tökezleyerek geri çekildi ve tekrardan dönecek. Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Yemen’deki insani felaket ve savaş suçlarından sorumludur. Bu kişiler Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalıdır!”