Libya'da 2014'ten bu yana ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'i destekleyen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Hafter'in başarısızlıklarına rağmen bu savaş için servet harcıyor.
Birleşmiş Milletlerin (BM), 2011 yılından bu yana Libya'ya uyguladığı silah ambargosuna rağmen BAE, kendi envanteri ve diğer ülkelerden temin ettiği ağır ve stratejik silahları Hafter'e gönderip ambargoyu delerek Libya hükümetini devirmenin yollarını arıyor.
Son olarak Libya ordusunun 18 Mayıs'ta Hafter güçlerinin elinde tuttuğu Vatiyye Askeri Hava Üssü'nü kontrol altına alması ve üste BAE'ye ait Rus yapımı hava savunma sistemlerinin bulunmasıyla birlikte gözler yeniden Abu Dabi'nin savaş için harcadığı milyarlarca dolara çevrildi.
BM raporları ile açık kaynaklardan derlediği bilgilere göre Abu Dabi yönetimi, 2014 yılından beri Libya'daki meşru hükümetin yerine darbeci Halife Hafter'i yönetime getirme tutkusu için finansal kaynak sağlamanın yanı sıra bölgesel ve uluslararası ilişkilerini de kullanıyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) geçen yıl kasım ayında yayımladığı Libya raporu da Abu Dabi yönetiminin Hafter'e olan desteğini teyit etmiş ve sağlanan silah ile mühimmatların envanterini gözler önüne sermişti.
BAE'ye ait şirketler ise BMGK'nin ambargo kararına rağmen Libya'daki gayrimeşru silahlı güçlere askeri amaçlı 11 bin ton jet yakıtı taşıdı.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) 2015-2019 yıllarını kapsayan küresel askeri harcamalar raporuna göre BAE, 2015-2019 yılları arasında dünyada en fazla silah ithalatı yapan 8. ülke oldu.
Libya'daki gayrimeşru güçlere Çin üretimi SİHA'ların yanı sıra Belarus üretimi savaş helikopterleri temin eden BAE, yakın zamanda ABD'den, "kuvvet koruma ve insani yardım operasyonlarında" kullanma amaçlı 556 milyon dolar değerinde 4 bin 569 MRAP tipi zırhlı askeri araç satın aldı.
Hafter'in sivil yerleşim bölgelerine karşı kullanmaktan çekinmediği askeri hava araçları, ağır silahlar ve çok sayıda zırhlı aracı bölgeye sevk eden BAE yönetimi, hava radar takipçilerinin tespitine göre, 12 Ocak ve 26 Şubat arasında Libya'ya yüzlerce kargo uçağıyla silah gönderdi.
Abu Dabi yönetiminin gayrimeşru milislere destek vererek başladığı Libya'daki müdahalesi, ülkedeki Hadim ve Cufra askeri hava üslerini doğrudan kontrolüne geçirip işgal etme ve ülke topraklarında sürekli varlık göstermeye dönüştü.
Elde edilen uydu görüntülerinde, BAE'ye ait en az altı Mirage 2000-9 savaş jetinin Libya sınırına yakın Mısır'ın Sidi el-Barrani kentinde konuşlandığı görüldü.
BAE her ne kadar Suudi Arabistan ve diğer baskıcı bazı Arap rejimleri gibi dışarıya bilgi sızdırmayan ülkelerden biri olsa da birkaç ay önce ülkenin dış politikası ve bölge ülkelerine yönelik müdahaleci tutumuna dair gizli bir toplantının bilgilerine ulaşılmıştı.
Devlet Başkan Yardımcısı, Başbakan ve aynı zamanda Dubai Emiri olan Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum, geçen yıl ülkeyi oluşturan emirliklerin liderlerini bir araya getiren toplantı sırasında BAE'nin dış politikasına tepki göstermişti.
"Dış politikamızı toptan gözden geçirmeliyiz. Her gün yüz milyonlarca dolar harcıyoruz. Peki bunun karşılığında ne kazanıyoruz?" diye soran Al Maktum, ülkenin saldırgan ve müdahaleci dış siyasetinden bir an önce vazgeçmesi gerektiğini, bu siyasetin ülkesine pahalıya mal olmasına rağmen bir getirisinin olmadığını vurgulamıştı.
Al Maktum, bu kadar parayı BAE'nin hiçbir çıkarı olmayan yerlere harcamaya gerek olmadığını belirtmişti.