Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi saf dışı bırakma çabaları kapsamında geçtiğimiz günlerde Yunanistan öncülüğünde Mısır, Kıbrıs, İtalya ve Ürdün ile birlikte Doğu Akdeniz Forumu’nu kuran İsrail’den şimdi de Lübnan hamlesi geldi. İsrail merkezli Jerusalem Post gazetesi, Beyrut ile Tel Aviv arasında deniz sınırlarıyla ilgili görüşmelerin yapılacağını duyurdu.
Gazete, İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz’in bir sözcüsünün, İsrail ve Lübnan’ın, deniz sınırlarına ilişkin müzakereleri Ekim ayı ortasında başlaması beklenen bir ön anlaşmaya vardıklarını doğruladığını aktardı. Gazeteye göre, iki taraf arasındaki müzakereler ABD arabuluculuğunda olacak. Müzakereye ABD adına katılacak kişinin büyük ihtimalle ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu’dan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı David Schenker olacağı, Birleşmiş Milletler’den de bir raportörün gözlemci olarak toplantıda yer alacağı kaydedildi. Geçen hafta İsrail’i ziyaret eden Schenker İsrail Enerji Bakanı Steinitz, Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ve Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın ofisinden yetkililerle görüşmeler yaparak İsrail ve Lübnan’ın müzakere masasına oturmasını sağladı.
İsrail ve Lübnan arasındaki tartışma, Beyrut’un Akdeniz’in sularında 860 km2 alana sahip olan ve enerji kaynakları açısından zengin Doğu Akdeniz bölgesinde doğalgaz arama çalışmalarına başlama arzusu etrafında dönerken, Tel Aviv yönetimi bu bölgenin kaynaklarının % 40’ını elinde bulundurma hakkı konusunda ısrar ediyor. İki ülke arasında 10 yıldan uzun süredir devam eden anlaşmazlığın çözümü için Türkiye ile bölge ülkeleri arasında doğal gaz keşif ve sondaj çalışmaları nedeniyle gerilim yaşanan bir dönemde adım atılması ise dikkat çekiyor.
Lübnan hükümetinin bir parçası olan Hizbullah defalarca İsrail ile müzakereleri başlatma yoluna girmişti ancak Tel Aviv yönetimi, müzakereler için BM arabuluculuğuna da karşı çıkınca müzakereler tamamen durmuştu. Ancak geçen ay Beyrut limanını sallayan büyük patlamadan sonra, Beyrut’un acilen ekonomik krizden kurtulma arzusu ışığında müzakerelerin yeniden tartışma konusu haline geldiği belirtiliyor. İsrail’in, on yıllardan beri sürekli olarak siyasi iç çekişmelerle zaman kaybeden Lübnan’ı istikrarsızlaştırma ve zenginliklerine el koymaya dönük fırsatçılık yaptığı da yorumlar arasında.
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta meydana gelen büyük patlamanın ardından istifa eden hükümetin yerine yenisini kurmakla görevlendirilen Mustafa Edib, 3 haftalık çalışmalarının sonuçsuz kalması üzerine görevi iade etti. Edib, tamamen teknokratlardan oluşacak bir kabine kurma yönündeki çalışmalarının siyasi gruplarca karşılık bulmadığına işaret ederek görevi bıraktığını duyurdu. Edib, “Allah Lübnan’ı ve Lübnanlıları korusun” sözleriyle açıklamasına son verdi. Edib’in hükümet kurma çalışmaları asıl olarak Maliye Bakanlığı’nda düğümlenmişti. Maliye Bakanlığı’nı kendilerinin anayasal hakkı olarak gören Şii Emel Hareketi ve Hizbullah, kimin bakan olacağını kendileri belirlemek istedi ve bu konudaki tutumlarından geri adım atmadı. Bu tutum, ülkedeki siyasi grupların tepkisine yol açmıştı.