Fransa’nın Doğu Akdeniz’deki tutumu, kendi tezleriyle çelişiyor. 1970’lerde Manş Denizi’nde İngiltere’ye ait adaların anakara gibi kıta sahanlığı olamayacağını savunan Fransa, Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne gitti. Davayı kazanan Fransa bugün ise Yunanistan’ın yanında ve Doğu Akdeniz’de tam aksini iddia ediyor.
TAHKİM’DE ÇÖZÜLDÜ
Bölgede bulunan petrol yatakları nedeniyle Fransa ve İngiltere’yi karşı karşıya getiren adaların kıta sahanlığıyla ilgili sorun ancak mahkemede çözülebildi. Mahkemede İngiltere, aynen bugün Yunanistan’ın yaptığı gibi adaların büyüklüklerinin önemi olmadığını, Fransa ile deniz sınırının bu husus dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini savundu. Fransa ise İngiltere’nin adaları da esas alan eşit mesafeli sınır talebinin, Fransa kıta sahanlığını İngiltere lehine azaltacağını, üstelik bu iddianın adaların büyüklüğü ve kıyılarının uzunluğu ile tamamen orantısız olduğunu belirtti. Eşit mesafeli sınırın, kendi kıta sahanlığını 2 ayrı bölgeye ayıracağını da savunan Fransa, Manş Adalarının sınırlarının, karasuları ile kıta sahanlığının 3’er mil olmak üzere 6 mil olarak belirlenmesi gerektiğini öne sürdü.
12 MİL SINIRI
- Kararını 30 Haziran 1977’de açıklayan mahkeme, büyük ölçüde Fransa lehine hükmetti. İki taraf arasındaki çizginin anakaralardan itibaren Manş Denizi’nin ortasından çekilmesi gerektiğine karar veren mahkeme, Manş Adalarının kıta sahanlığını 12 mille sınırlandırdı. Mahkeme, böylece adaların 12 milden daha büyük bir kıta sahanlığı olmayacağı sonucuna varmış olurken, Fransa da kıta sahanlığını koruyabildi. Fransa’nın, lehine olan bu karara rağmen bugün Türkiye’ye 2, Yunanistan’a ise 582 kilometre uzaklıktaki Meis adasının büyüklüğüyle orantısız bir kıta sahanlığına sahip olduğunu öne süren Atina’yı desteklemesi, yıllarca İngiltere’ye karşı savunduğu ve uluslararası mahkemede büyük ölçüde kabul edilen tezlerle çelişiyor.