Filistin’i resmen sattılar

ABD’nin Suriye toprağı Golan tepelerinde İsrail ilhakını tanıyan imza henüz kurumadan Ortadoğu’nun çıbanbaşı Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Gargaş’tan adeta İsrail’i savunan açıklamalar geldi. BAE’nin başkenti Abu Dabi’de düzenlenen bir etkinlikte konuşan Enver Gargaş, Arap ülkelerinin yıllardır süren İsrail ile ilişki kurmama siyasetini “çok büyük hata” ifadelesiyle eleştirdi. İsrail’in Kudüs ve Golan’ı ilhak eden, Batı Şeria ve Gazze’de işgalini genişleten adımları küresel tepkiye neden olurken gelen açıklama Filistin davasına ihanet olarak değerlendirildi.

TİCARET VE SİYASET AÇILIMI

Arap ülkelerinin İsrail ile ilişki kurmamasını Filistin meselesi başta olmak üzere bölgesel sorunların çözümünde engel olduğunu iddia eden BAE’li bakan Gargaş, siyasi meseleler ile iletişim kanallarının açık tutulmasının ayrıştırılmasını savundu. Enver Gargaş, birkaç yıl içinde İsrail ile çeşitli Arap ülkeleri arasında, siber ticaret ya da tarım gibi alanlarda işbirliklerinin görülebileceğini ya da bir İsrail başbakanının bir Arap ülkesini ziyaret edebileceğini belirtti. İsrail Başbakanı Netanyahu, bir süre önceye kadar düşman gördükleri 6 Arap ülkesi ile temasta olduklarını açıklamıştı.

İŞGALE DOLAYLI MEŞRULAŞTIRMA

Gargaş, Netanyahu ve İsrail aşırı sağının tezlerine sahip çıkarak, İsrail-Filistin meselesinde iki devletli çözümü de geçersiz ilan etti. Önümüzdeki 15 senede Filistin meselesinin tek devletli çözüm ve eşit haklar çerçevesinde konuşulacağını iddia eden Gargaş, iki devletli çözümün uygulanabilir olmadığı öne sürdü ve Filistin tarafını kastederek, “artık bir devlet parçasının” kimse için çekici olmadığını savundu. Gargaş skandal sözleriyle adeta İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’de her geçen gün genişleyen işgallerini meşrulaştırdı.

KUSHNER’İN PLANIYLA PARALEL

Gargaş’ın açıklamalarının, Filistin meselesinde çözüm için sunulacak “Yüzyılın Anlaşmasına” destek bulmak amacıyla Şubat ayında Körfez turuna çıkan ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner’in ziyaretinden sonra gelmesi dikkat çekti. Jared Kushner’in planının bilinen Filistin’i yoketmek olduğu, planın taslağına ulaşan bir gazeteci tarafından ifşa edilmişti. Plana göre toprak değişimleri ile Kudüs, Batı Şeria ve Gazze adeta altın tepside İsrail’e sunuluyordu.

TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALDI

BAE’li bakan, son 15 yılda bölgesel düzenin iyi çalışmadığını, bunun sonucunda Arap dünyasında Türkiye ve İran’ın belirleyici güçler olduğunu savunarak yine İsrail ağzıyla konuştu. Hatırlanacağı üzere İsrail gizli servisi Mossad’ın başkanı Yossi Cohen, BAE, Mısır ve Suudi Arabistanlı mevkidaşları ile yaptığı toplantıda bölgesel çıkarları karşısında Türkiye’yi en büyük tehdit ilan etmişti.

Kaşıkçı cinayeti ‘iç mesele’ değil

Birleşmiş Milletler Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katillerinin kamuya açık olarak yargılanması için Suudi Arabistan hükümetine çağrıda bulundu. Katillerin Suudi Arabistan’da ‘kapalı kapılar ardında yargılanması’nın uluslararası standartlara uymadığını vurgulayan Callamard, “Suudi Arabistan bu şekilde uluslararası toplumu tatmin edeceğine inanıyorsa, şiddetle yanılgıya düşüyor” dedi. Türkiye’yi kast ederek Kaşıkçı’nın yabancı bir ülkenin konsolosluk ofisinde yargısız olarak infaz edildiğini hatırlatan Callamard “Suudi Arabistan hükümetinin düşündüğünün aksine bu cinayet bir ‘iç mesele’ değil” şeklinde konuştu.

Riyad’a nükleer rüşvet
ABD'nin skandal Kudüs ve Golan kararlarına sessiz kalan Suudi Arabistan'a ait şirketlere, nükleer teknoloji ve destek satılması için yetki veren 6 gizli belge ABD Enerji Bakanı Rick Perry tarafından imzalandı. Riyad'a nükleer teknoloji satmak için ABD, Rusya, Güney Kore gibi ülkeler arasında sıkı rekabet yaşandığını aktaran Reuters haber ajansı, Trump yönetiminin Suudi Arabistan'la Amerikan nükleer teknolojisini paylaşmaya yönelik geniş çaplı bir anlaşmaya varmak için gizli pazarlıklar yürüttüğünü, anlaşma taslağının iki nükleer enerji santrali inşasını da içerdiğini duyurdu. Suudi Arabistan'ın gizlice nükleer silah malzemesi geliştirmesini engellemeye yönelik ABD'nin iki standardını kabul etmediği biliniyor. Bunlar uranyum zenginleştirme ve kullanılmış nükleer yakıtın yeniden işlenmesi.

Osmanlı’ya hakaret ve iftira

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a yakınlığı ile bilinen yarı resmi Suud gazetesi Ukaz’da, Osmanlı Devleti ve Türkleri hedef alan, çarpıtma ve iftiralarla dolu iki yazı yayınlandı. Ukaz gazetesi, Hani ez-Zahiri’nin kaleme aldığı “DEAŞ’ın ilk devleti 1299-1923” başlıklı iftiralarla dolu bir makalede, tarihi gerçekler tamamen çarpıtılarak Osmanlı Devleti’ni, terör örgütü DEAŞ’in sözde “devletine” benzetme iftirasında bulundu. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Halid Abbas Taşkendi’nin “Yeni Osmanlı, atalarının imparatorluğunda ne arıyor?” başlığıyla yazdığı diğer bir makalede de Osmanlı tarihini iftiralarla çarpıtma cüretinde bulunuldu. Osmanlı Devleti’nin ismini çarpıtmakla başlayan makalede, Osmanlı Hanedanı’ndan birtakım isimler aktararak İslami isimlerle uyuşmadığı dolayısıyla devletin kurucusu Osman Gazi’nin adını da “Utman” olarak tanıtmaya çalıştı.
ASPARAGAS VE ÇARPITMA
Osmanlı Devleti ve Hanedanı’na çeşitli iftiralarda bulunmak için İslam karşıtı çok sayıda Avrupalı tarihçiden aktarma yapılan makalede, Türk milletlerinin İslam’ı gerçek anlamda benimsemediklerini ve eski putperest inançlarının kalıntılarıyla karışık bir inançla tarihlerini sürdürdükleri yalanına yer verildi. Ukaz gazetesi, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan kararı sonrası Türkiye’nin güçlü tepkisini hedef alan skandal ve asparagas haberlere yer vermişti. Son iki yazının da yine Türkiye’nin ABD’nin Golan’da israil ilhakını tanıyan kararına tepkisi sonrası kaleme alınması dikkat çekti. Ukaz gazetesi daha önce de PKK’nın elebaşlarından terörist Rıza Altun ile geniş bir röportaj yayınlamıştı.