Hollanda'nın başkenti Rotterdam'da yaşanan skandal, Avrupa'da yükselen Türkiye ve İslam düşmanlığının geldiği noktayı gözler önüne serdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin iki bakanına yasak koymaya cüret eden faşistler, haksızlığa tepki gösteren gurbetçi vatandaşların üzerine köpeklerle saldırdı. Savaş şartlarında bile eşine az rastlanır gecede Rotterdam sokakları, Türklerin atlı polislerce ezilmesine, Nazi artıklarının Müslüman kanı akıtmasına sahne oldu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Rotterdam uçağına iniş izni vermeyen Hollanda devleti, kente karayoluyla ulaşabilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Türk başkonsolosluğuna gitmesine de engel oldu.
Barbarlığın her türlüsünün yaşandığı gecede Kaya'nın bindiği aracı çekiciyle çekmeye çalışan Rotterdam polisi, Türkiye'nin bakanını 'silah zoruyla' sınırdışı etmeye cüret etti. Köpekli Nazi polisleri, Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosluğu'na varmasına müsaade etmediği Kaya'nın koruma ve danışmanlarını da gözaltına aldı. Kaya ile gözaltında tutulan ekibi daha sonra polis eskortu eşliğinde Almanya'ya götürüldü. Bakan Kaya, bazı programlara katılmak için Berlin'de bulunan Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'a tahsis edilen özel uçakla Almanya'daki Köln-Bonn Havaalanı'ndan İstanbul'a gitti. Uçağı Atatürk Havalimanı'na inen Kaya'yı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile diğer yetkililer karşıladı. Hollanda'da yaşadıklarını anlatan Kaya, Avrupa'nın utanç gecesine ilişkin şunları söyledi:
“Konsolosluk binasına 30 metre kala polisler bizi durdurdu. Gitmemize izin verilmedi. Konsolosumuzun da yanımıza gelmesine izin verilmedi. Etten bir duvar ördüler. Gayriinsani bir muameleyle karşı karşıya kaldık. İfade özgürlüğünden, özgürlükten bahseden Hollanda'da acı bir gece yaşadık. Maslahatgüzarımız, 5 kişilik koruma ekibim gözaltına alındı. Biz de polisler eşliğinde bir sınır merkezindeki polis merkezine götürüldük, 1,5 saat bekletildik. Çok kaba bir muameleye maruz kaldık. Sınırda 1,5 saat bekletildikten sonra Almanya Başkonsolosumuzun aracıyla konsolosluğa geçtik, sonra İstanbul'a geldik."
“Bizimle buluşmak için gelen vatandaşlarımıza gayri insanı muamelede bulunuldu. Atlarla, köpeklerle saldırdılar. Basın mensuplarına da aynı şekilde saldırıldı. Hollanda'da aniden OHAL ilan edildi. 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünden sonra OHAL ilan ettik. Batı bunu sorguladı. Bizim bu OHAL'imizi sorgulayan Batı, bu olay üzerine OHAL ilan etti. Hem vatandaşlarımıza hem basın mensuplarımıza şiddetle muamele ettiler. Kınıyoruz. Çok kaba, hem diplomatik, hem insani hiçbir teamüle uymayan bu davranışın kınanmasını istiyoruz. Tüm özgürlükler kısıtlandı."
Aile Bakanı Kaya ile buluşmak için Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosluğu önüne gelen binlerce gurbetçi vatandaş, Hollanda hükümetinin atlı-köpekli polisleriyle karşılaştı. Skandallara sahne olan gecede Rotterdam polisi, birçok vatandaşı atlarla ezmeye çalıştı, copladı, kalabalığın üzerine tazyikli su sıktı. Bu utanç anlarında 'demokratik' Avrupa değerlerinin simgesi ise köpekler oldu. Onlarca vatandaş, polis köpeklerinin ısırıklarına maruz kaldı. Arbede sırasında bazı göstericiler aldıkları darbeyle bilincini yitirerek yere düştü. Aralarında Türk gazetecilerin de yeraldığı basın mensupları güvenlik güçlerinin fiziksel şiddetine uğradı. Saldırıya uğrayan gurbetçilere yardım etmek isteyen Türk gazeteciler, polislerin sert müdahalesiyle karşılaştı. Kanlı gecede yaşananlar sonrası vatandaşların büyük bölümü bölgeden uzaklaşmak zorunda kaldı. 12 vatandaşın gözaltına alındığı olaylar sırasında resmi açıklamalara göre 7 kişi yaralandı, ancak görgü tanıkları yaralı sayısının 'onlarca' olduğunu ifade ediyor.