Trends Research & Advisory’de “Türkiye Osmanlı ihtişamını canlandırırken, Avrasya ve Akdeniz'de büyük görünüyor” başlıklı yazıda Türkiye’nin Batı ve Asya coğrafyalarında etkin bir güç olduğu kabul edildiğine dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
“Türk jeopolitik güç ekseni artık Basra Körfezi'nden Kuzey Afrika ve Kızıldeniz'e, Balkanlar'dan Kafkaslar ve Orta Asya'ya kadar hissediliyor.”
"Geçen yılın sonlarında, Azerbaycan ile Ermenistan arasında kırk dört günlük bir savaş, Türkiye'yi Güney Kafkasya jeopolitiğinde önemli bir oyuncu haline getirdi. Türkiye, çatışmada Azerbaycan'ı askeri teçhizatla, özellikle de Azerbaycan'ın zaferini sağlamada çok önemli bir rol oynayan insansız hava araçlarıyla destekledi.
Rus yorumcu Dmitri Trenin'in belirttiği gibi bu savaş, Güney Kafkasya'daki siyasi ve askeri dengeyi değiştirdi, daha fazla yükselişi kolaylaştırdı. Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak görülmesi ve Rusya'nın Güney Kafkasya'daki etkisinin sınırlarını belirlemesi açısından önem arz ediyor."
"Türkiye'nin bir diğer girişimi daha umut verici. Kasım ayı ortasında Erdoğan, “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi” veya kısaca Türk Konseyi'nin sekizinci zirvesini İstanbul'da topladı. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan cumhurbaşkanlarını Türkmenistan cumhurbaşkanı ve Macaristan başbakanını gözlemci olarak bir araya getirdi. Sekizinci zirve Türk Devletleri Örgütü olarak yeni bir isim aldı."
"Türkiye'nin birinci ve ikinci on yılın politika yaklaşımları arasındaki ortak bağlantı, Türkiye'nin stratejik özerklik iddiası."