Savaş karşıtı kadınların oluşturduğu "Code Pink" adlı uluslararası sivil toplum kuruluşunun ABD Koordinatörü Ariel Gold, İsrail'in son saldırılarına ilişkin görüşlerini anlattı.
İsrail'in Gazze'de uyguladığı kuşatmanın tüm toplumu derinden etkilediğini, ciddi bir işsizlik ve umutsuzluk ortaya çıkardığını belirten Gold, "Gazze'de şiddet, ırkçı bir sistemin farklı biçimlerinde farklı alanlarda devam ediyor. Oradaki kuşatma açık bir cezaevi yaratmıştır." dedi.
Gold, "Son gerilimler, Doğu Kudüs'te toprakların çalındığı etnik temizlik ve ev boşaltmaları ile bu kutsal aylarında Müslümanlara ibadet ederken saldırmaları yoluyla artmıştır. İsrail şu anda kendini savunma hakkını öne sürüyor, dünyadan ve özellikle ABD'den kendini savunma hakkını garanti altına alınmasını istiyor ancak 14 katlı binayı bombalamak kendini savunmak değildir, Gazze'de en az 15 çocuğu öldürmek kendini savunmak değildir." değerlendirmesini yaptı.
İsrail'in özellikle ABD'den de temin ettiği üstün teknoloji silahlarıyla "hedeflerini hassas bir kesinlikle" vurduğunu söylediğini hatırlatan Gold, böyle bir durumda Filistinli çok sayıda sivilin bu şekilde İsrail saldırılarında hayatını kaybetmesinin hiçbir mazereti ve gerekçesi olamayacağına vurgu yaptı.
Gold, şöyle konuştu:
ABD kamuoyunda ve Kongresinde İsrail'e yönelik son süreçte biraz daha fazla tepki sesleri yükseldiğine dikkati çeken Gold, özellikle progresif isimlerin bu konuda daha hassas davrandığını anlattı.
"Filistinlilerin güvenliği hiçbir zaman sağlanmadığı gibi aslında her gün Filistinlilerin insan hakları ihlal ediliyor. İsrailliler için güvenlik var, fakat bu güvenlik herkes için olmalı." diyen Gold, İsrail mahkemesinin 1948 öncesine atıf yaparak Şeyh Cerrah'taki evlerin İsraillilere verilmesi gerektiğini savunduğunu, ancak söz konusu Filistinliler olunca onların nesillerdir yaşadıkları yerlerindeki hakların tanınmadığını vurguladı.
Biden yönetiminin tansiyonu düşürmek için neler yapabileceğiyle ilgili bir soruya yanıt veren Gold, bu konuda fazla ümitli olmadığını söyledi.
Gold, yapılması gereken çok fazla iş olduğunu, ancak önceliğin ateşkes olduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi:
Birleşmiş Milletler'in İsrail üzerinde caydırıcı bir yaptırım gücünün olmadığına dikkati çeken Gold, İsrail'in uluslararası kurumlar nezdindeki süreçlerinde belirleyici asıl aktörün ABD olduğunu ve ABD desteği sayesinde İsrail'in hemen hiçbir kurum karşısında hesap vermediğini anlattı.
Kendisinin İsrail'e girişinin yasaklandığını hatırlatan Gold, Amerikalı bir Yahudi olarak sahada Filistinlilerle çalıştığı ve İsrail'in insan hakları ihlallerine ışık tuttuğu için bu uygulamaya maruz kaldığını ve İsrail devletinin Yahudileri diğerlerinden ayrıcalıklı gören bir "hükümranlık sistemi" ile meselelere baktığını belirtti.
ABD'li aktivist, "Beni sınır dışı ederken dediler ki, sen bir Yahudi'sin, neden Filistinli veya Müslüman arkadaşların var? İnsan hakları ihlalleri işlerken askerlerimizi filme alarak onları nasıl utandırırsın? Dolayısıyla asıl mesele İsrail'in bu hükümranlık sistemini korumakla ilgilidir." diye konuştu.
Filistinlilerin de eşit haklara sahip oldukları bir düzende yaşamaya en az İsrailliler kadar hakkı olduğunu kaydeden Gold, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu baskı sistemini ortadan kaldırmalıyız. Filistinlilerin de tam ve eşit haklara sahip insanlar olduklarını görmeliyiz. Biden yönetimi de İsrail'e olan askeri yardımlarının Filistinlilerin haklarını ihlal ve Gazze'de daha fazla suç işlememesine bağlı olduğunu açıkça dile getirmelidir."