Der Spiegel dergisinin haberinde, Ege Denizi’nde yasa dışı geri itme uygulamasına en az bir kez Alman polisinin de dahil olduğunun Frontex Direktörü Fabrice Leggeri’nin AB Komisyonu’na gönderdiği yazıda görüldüğü bildirildi.
Yunan komutanın yönettiği Alman firkateyninin, Türk kargo gemisi Roselina-A’ya baskını tartışılırken yeni skandal ortaya çıktı. AB Sınır Güvenliği Ajansı Frontex kapsamında görev yapan Alman polisi, sığınmacıları Türkiye’ye iten Yunan sahil güvenlik güçlerine yardım etti. 10 Ağustos’ta yaşanan olayda can güvenlikleri tehlikeye giren mültecileri Türk güvenlik güçleri kurtardı.
Alman basınında, Avrupa Birliği (AB) Sınır Güvenliği Ajansı Frontex kapsamında görev yapan
Alman polisinin, Yunan kara sularında bulunan sığınmacıların Türkiye’ye geri itilmesi için Yunan sahil güvenlik güçlerine yardım ettiği ileri sürüldü.
Der Spiegel dergisinin haberinde, Ege Denizi’nde yasa dışı geri itme uygulamasına en az bir kez Alman polisinin de dahil olduğunun Frontex Direktörü Fabrice Leggeri’nin AB Komisyonu’na gönderdiği yazıda görüldüğü bildirildi.
Almanya İçişleri Bakanlığı, Alman güvenlik güçlerinin Frontex’in Poseidon operasyonu kapsamında hareket ettiği ve burada görev yapan polislerin Yunan makamlarının emrinde olduğunu açıkladı.
Yunanistan’ın kendi karasularında bulunan sığınmacıları Türkiye’ye geri ittiği, hatta batan botlardaki insanların kurtarılmadığı olaylar uluslararası raporlara yansımıştı.
Alman Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Frank Schwabe, Alman polisinin Ege Denizi’ndeki görevinden çekilmesini istedi.
TÜRK GEMİSİNE ASKER ÇIKARMIŞTI
Türkiye ile Yunanistan arasındaki Doğu Akdeniz geriliminde arabulucu rolünü üstlenen Almanya, Türkiye’nin kendi kıta sahanlığında Oruç Reis sismik araştırma gemisiyle planladığı araştırma faaliyetinin başlaması üzerine bu misyonundan vazgeçmiş ve gerilimde Yunanistan tarafında pozisyon almıştı.
Bu durum, son olarak Libya’ya gıda malzemesi taşıyan Türk bayraklı Rosaline-A gemisinin uluslararası hukuk, denizcilik hukuku, NATO ittifak ruhu ve müttefiklik ilişkilerine aykırı şekilde korsanvari bir tutumla
. Bu tablo, Doğu Akdeniz’deki şer ittifaklarına bir yenisinin de Ege Denizi’nde eklendiği, Avrupa Komisyonu’nun himayesinde İtalya, Yunanistan ve Almanya olmak üzere iş birliği içinde hareket eden üçlü bir ortaklığın daha Türkiye’nin karşısına çıktığı şeklinde yorumlanmıştı.