Türkiye’ye karşı Sarkozy ve François Hollande’dan daha saldırgan bir politika benimseyen Macron, Akdeniz’de Türkiye’yi devre dışı bırakmak için planlanmış ‘EastMed’ doğalgaz boru hattı projesinin en büyük destekçisi. Avrupa Birliği ülkelerini de ikna ederek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye ile yaptığı münhasır ekonomik bölge (MEB) anlaşmasını hukuksuz ilan etmeye çalışan Macron, Ankara’nın 27 Kasım 2019’da Libya ile imzaladığı MEB anlaşması aleyhine uluslararası arenada en büyük lobi çalışmasını yapan ülke konumunda.
Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne karşı terörist Halife Hafter’i destekleyen Macron, Türkiye’nin attığı her adımın karşısında oldu. BAE ve Rusya ile birlikte Hafter’e silah yağdıran Fransa, Türkiye’nin UMH’ye yardımlarını engellemek için her yola başvurdu. Hatta Türkiye’den Libya’ya giden bir kargo gemisi Fransız savaş gemilerince durdurulmak istenmiş ancak Türk donanması müdahale ederek buna engel olmuştu.
Son dönemde Atina ile yaşanan gerilimde de Fransa perdenin en önünde sahnede. Şubat ayında Türkiye’ye karşı Amerika ve Yunanistan’la birlikte ‘İskender 2020’ tatbikatı düzenleyen Fransız ordusu, senaryo gereği bir adayı düşman işgalinden kurtardı. Fransa, Mısır-Türkiye ilişkilerinin gerildiği temmuz ayında Mısır’la, 26-28 Ağustos arasında da yine Yunanistan ve Rum Kesimi ile tatbikat gerçekleştirdi. Sadece tatbikatlarla da kalmayan Fransa, Atina’ya fırkateyn ve savaş uçağı satmak için de mutabakata vardı. Fransızlar, Güney Kıbrıs’a hava ve deniz üssü kurmak için de kolları sıvadı. Paris’in Lübnan üzerindeki hakimiyet kurma girişimleri de bu çabanın bir parçası olarak görülüyor.
Güneydoğu Avrupa ve Doğu Akdeniz Uzmanı Idlir Lika, Doğu Akdeniz'deki güç oyunlarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Doğu Akdeniz'de enerji kaynakları 2010'da tespit edildiğinden beri Fransa Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'la ittifak kurdu. Bu ittifakla Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ı devre dışı bırakmak istiyor. Doğu Akdeniz'e sahili olmayan Fransa'yı bölgeyle hiç alakası olmayan BAE ve diğer devletlerle bir araya getiren şey Türkiye düşmanlığıdır. Fransa, bir yandan Yunan korsanlığına destek verirken Libya'da bir darbeciyi destekliyor. Güney Kıbrıs'a bir üs kurma hazırlığında ve Yunanistan'ı silahlandırarak Türkiye karşı AB'ye bir fitne sokuyor. Fransa'nın bu adımları hem bölgeye hem de AB politikalarına zarar veriyor. Türkiye'nin Kuzey Afrika'daki varlığından rahatsız olduğu için Atina'yı koçbaşı olarak kullanıyor. Özellikle sömürü yaptığı ülkelerde Türk varlığı Fransızları rahatsız ediyor."