Entelijansiyası olmayan bir ülke, bağımsızlığını da varlığını da sürdüremez! 

04:0015/11/2024, Cuma
G: 15/11/2024, Cuma
Yusuf Kaplan

Entelijansiya, bir ülkenin aydını, akademisyeni, düşünürü, sanatçısı, bütün yönetici, yön verici elitleri demek. Kısaca söylemek gerekirse bir ülkenin öncü kuşakları: Ön alan, ön açan, önden giden, öncü insanları. TARİH ÖNCÜ KUŞAKLARIN ESERİDİR Medeniyeti kuran insanlar öncü kuşaklardır. Her nesil, kendi öncü kuşağını çıkarır. Her çağ, kendi öncü kuşaklarının eseri olarak köksalar. Genelde medeniyet, özelde sanat, düşünce, siyaset ve kültürün bütün alanlarında ortaya koyulan çabalar, müşterek bir

Entelijansiya, bir ülkenin aydını, akademisyeni, düşünürü, sanatçısı, bütün yönetici, yön verici elitleri demek. Kısaca söylemek gerekirse bir ülkenin öncü kuşakları: Ön alan, ön açan, önden giden, öncü insanları. 


TARİH ÖNCÜ KUŞAKLARIN ESERİDİR 

Medeniyeti kuran insanlar öncü kuşaklardır. Her nesil, kendi öncü kuşağını çıkarır. Her çağ, kendi öncü kuşaklarının eseri olarak köksalar.

Genelde medeniyet, özelde sanat, düşünce, siyaset ve kültürün bütün alanlarında ortaya koyulan çabalar, müşterek bir heyecan ve ruh atılımı oluşmasına öncülük eden öncü kuşakların eserleridir.

Öncü kuşaklar, bir ülkenin maddî ve manevî bütün alanlardaki keşiflerinin inkişâfını gerçekleştiren sıradışı insanlardır.

Bir ülkenin düşünce dehası, sanat dehası, estetik dehası öncü kuşaklarla ete kemiğe bürünür. Bu öncü kişilikleri ortaya çıkaran bir “aura” ve “habitus” vardır.

“Aura”, ruhunu oluşturur yaratıcı atılımlar geçekleştiren insanların ve toplumların. “Habitus” ise bu ruhun yeşerttiği zemini.

Toplumların da dehası vardır. İşte uygun bütün akîdevî, zihnî, fikrî, sanatsal ve estetik atılımlar, hem bu zemini, havayı, atmosferi, kısacası ruhu beslerler hem de bu zeminden, havadan, atmosferden ve ruhtan beslenirler.

“Hangisi daha çok belirleyicidir?” diye sorulacak bir sorunun cevabı öyle kolay verilemez. Zemin mi, zihin mi? Güçlü zihinler, zeminleri oluşturur, bir rüzgâr (rîh) estirir, rüzgâr’ın ruha dönüşmesini sağlayacak parlak işlere imza atarlar.

Medeniyet, dehaların eseridir. Hem münferit hem müşterek dehaların.

Deha, sıradışıdır ama medeniyeti inşa eden dehalar sıradışı ama sınırdışı değildir. Sınırdışı dehalar, medeniyetler kurmaz, yıkarlar yalnızca.


İNANMIŞ VE ADANMIŞ ÖNCÜ KUŞAKLAR 

Medeniyet inşası, inanmış ve adanmış öncü kuşakların zamanı ve mekânı aşan uzun soluklu yolculuklarıyla hayat bulur, hayat olur ve hayat sunar.

Tarihin akışını ruhu olan toplumlar şekillendirir. Ruhu olan toplumlar, medeniyet mefkûresine sahip sıradışı öncü kuşakların inşa ettiği toplumlardır.

Türkiye, entelijansiyası olmayan tek ülkesidir dünyanın. Neden tek ülkesi, peki?

Şundan: Türkiye üzerinde özel proje uygulandı. Modern tarihin kurucu temellerini atan İngilizler, Türkleri savaş meydanlarında yenmenin mümkün olmadığını gördüler; bunun için de Türkiye’nin tarih yapan, tarihin akışını değiştiren tarihî yürüyüşüne engel olunması gerektiğine karar verdiler.

Türkiye’nin durdurulması, tarihi yapan tarihî yürüyüşünün sonlandırılması özelde İngilizlerin, genelde Batılıların en büyük projelerinden biriydi. 


ZİHNÎ İŞGAL 

Türkiye’yi savaş meydanlarında dize getiremiyorlardı, zihnen yani içerden ele geçirmeye karar verdiler. İki asır önce devleti ele geçirdiler. Bir asır önce de zihinleri. Mustafa Reşit Paşa ve onun izinden giden Âli Paşa ve Fuat Paşa, Osmanlı’nın içerden çökertilmesinde ve yarı-sömürge bir ülke hâline getirilmesinde kritik bir rol oynadı.

Son bir asırlık süreçte de fiilen işgal edilmeyen ülke zihnen işgal edildi. Bu toplumun ruhunu, ruh köklerini oluşturan büyük ruh atılımlarına imza atan öncü kuşaklar yetiştiren yegâne kaynak olan İslâm ülkenin bütün kurumlarından uzaklaştırıldı, tasfiye edildi. Gelinen noktada, sosyoloji metamorfoz yedi, yok edildi, toplum mankurtlaştırıldı, celladına / Batılılara âşık edildi, tasmalı çekirgelere dönüştürüldü.

Böyle gitmez! Böyle giderse, yok oluşun eşiğine sürükleniriz. Bu gidişi tersine çevirmemiz lâzım. Bunun tek yolu var: Önümüzü açacak, ülkenin kremasını yani adam yetiştirecek adamlarını yetiştirmek. Eğer inanmış ve adanmış bir avuç öncü insan yetiştiremezsek, bu toplumun yok olmasını önleyemeyiz.

Bu, bizim Endülüs’ümüz (=yok olmamız) anlamına gelir.

Türkiye’nin istiklali de, istikbali de direniş, diriliş ve varoluş ruhu geliştirmesine, bunun için de derin nefes alabilen, hepimize derin nefes üfleyebilen parlak öncü kuşaklar yetiştirebilmesine bağlı.

Şu anki manzara ürpertici: Türkiye, dünyaya keyiflerince hükmeden kapitalistlerin yok edemediği, yutamadığı ama kendi kendini yok eden, yiyip bitiren tek ülkesi şu çivisi çıkmış dünyanın.

Dışarıdan işgal edilmeyen ülke içeriden zihnen işgal edildi. Bu zihnî işgal durdurulamaz ise, ülkenin parçalanmasının ve kaosun eşiğine sürüklenmesinin önüne geçilemez -Allah muhafaza!

Vesselâm.

#türkiye
#Entelijans
#Yusuf Kaplan