2022 yılında Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş başladığında birçok Batılı ülke Rusya’yı kıyasıya eleştirip, ambargolar koyup ekonomik olarak Rusya’yı köşeye sıkıştırmaya karar verdiler ve bu yönde adımlar attılar. Attıkları bu adımların neticesinde de kendi ülkelerinde özellikle ekonomik alanda birçok sıkıntıya neden oldular. Atılan adımlar ve Rus ve Rusya nefreti o kadar ileri gitti ki okullarda, ortaokul, lise dönemi değil, üniversitelerde bile, Dostoyevski, Tolstoy gibi yazarları bile yasaklamak
2022 yılında Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş başladığında birçok Batılı ülke Rusya’yı kıyasıya eleştirip, ambargolar koyup ekonomik olarak Rusya’yı köşeye sıkıştırmaya karar verdiler ve bu yönde adımlar attılar. Attıkları bu adımların neticesinde de kendi ülkelerinde özellikle ekonomik alanda birçok sıkıntıya neden oldular. Atılan adımlar ve Rus ve Rusya nefreti o kadar ileri gitti ki okullarda, ortaokul, lise dönemi değil, üniversitelerde bile, Dostoyevski, Tolstoy gibi yazarları bile yasaklamak çılgınlığına kapıldılar. Savaştan dolayı ülkelerini terk eden Ukraynalılara AB ülkeleri kapılarını sonuna kadar açtı, Suriye veya başka savaşlardan dolayı ülkelerini terk eden diğer mültecilerden çok daha farklı yaklaştılar. İkiyüzlülüklerini, görebilenler için, bir kez daha gösterdiler.
Kültür ve sanat alanındaki bu ambargoyu avantaja çevirmek isteyen Ukraynalıların içinde bulundukları durum sadece bölgeye yakından bakanların görebileceği bir husus oldu. Bugünkü Ukrayna topraklarında yer alan bölgelerde doğan ve/veya büyüyen herkesin Ukraynalı oldukları iddiasıyla ortaya çıkan garip ve benim için yadırgatıcı bir süper milliyetçilik geliştirdiler. Bunun alakalı çalışmalarına hâlâ devam ediyorlar. En son gördüğüm ünlü ressam İlyas Repin’in Rus değil ukraynalı olduğu yönündeki iddialarıydı. Bunun temelinde ise doğduğu yerin bugün Ukrayna sınırları içinde olmasını öne sürmeleri. Makedonya’nın Yahya Kemal Türk değildir, Makedonyalıdır demesi gibi absürt bir yaklaşım.
Batının uyguladığı yaptırımların bir neticesi olarak Venedik Bienali’nin 2022 yılında düzenlenen edisyonunda Rusya Pavyonu açılamamıştı. Bu yılki durum ve plan nedir şuan belli değil. Br başka yaptırım ise Rusya’yı Eurovizyon Şarkı Yarışmasına almamaktı.
Türkiye olarak biz zaten bu yarışmanın bir parçası olmaktan haklı nedenlerimizle vazgeçmiştik ve hâlâ da aynı konumda duruyoruz.
Bu yıl düzenlenecek Eurovizyon Şarkı Yarışması’nda ise Rusya’ya karşı Ukrayna’nın yanında duran Batı’nın İsrail’in Gazze’de yaptığı insanlık dışı yaklaşıma bir tepki vermeyeceği anlaşıldı. İsrail geçtiğimiz günlerde yarışmaya katılacak isimi belirledi.
Aralık ayında İzlanda Besteciler ve Şarkı Yazarları Derneği, İsrail’in Gazze’deki askeri harekatının, katılımının “neşe ve iyimserlikle karakterize edilen” bir olayla bağdaşmadığını belirten bir bildiri yayınladı.
Finlandiya’da da 1400’den fazla müzik profesyonelinin imzaladığı bir kampanya yürütüldü. Rusya, Ukrayna’ya saldırdığında nasıl bir tutum sergilendiyse İsrail’e karşı da aynı yaklaşımın gösterilmesi gerektiği söylendi.
Norveç, Danimarka, İsveç gibi ülkelerin hepsinde müzik profesyonelleri benzer tutumları sergiliyor.
Ama Eurovizyon yönetimi gelen eleştirileri önemsemeyip İsrail’in katılacağını duyurdu.
İsrail’in uyguladığı soykırıma karşı bu ülkelerin Eurovizyon’da nasıl bir tutum alacağını merakla bekliyorum.