MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Semih Yalçın
'ı ne yalan söyleyeyim tanımıyordum.
Tanımıyordum dediğim, kimdir neyin nesidir bilmiyordum.
Gerçi
yöneticileri de milletvekillerini de tanımam. Sizin gibi ben de medyadan takip ediyorum işte.
nden sonra farkına vardım. (Demek ki mezkur seçimlerden önce medya pek yer vermiyordu ya da kendisi yer almak istemiyordu, bilemiyorum, ikisi birden de olabilir.)
Halbuki…
Siyasette hiç de yeni değilmiş.
seçimlerinde
MHP Gaziantep milletvekili
olmuş, daha evvel de (1999- 2011 arasında) MHP'li
Hükümetinde,
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı
yapmış.
Ocak'tan gelme;
Keçiören Ülkü Ocakları Başkanlığı
görevinde bulunmuş.
Bir de akademisyen; bir yığın (14 adet ) kitabı var. Profesör ama öyle bildik profesörlerden değil.
Öfkesi burnunda, kimsenin avuruna zavuruna bakmıyor…
telefonla katıldığı bir programda sözünü kestiler gerekçesiyle “pat” diye telefonu kapattı.
Çok sert. Tabiri caizse “
” gibi. Lakin öfkesinde de hepten haksız sayılmaz.
'ın bilumum adamlarından, “
devlet size ne verdi de silah bırakıyorsunuz”
diyerek PKK'lıları dağda tutmaya çalışan “
” kadar herkes (7 Haziran seçimlerinin ardından) gözüne MHP'yi kestirmeye başladı.
Sanki MHP'nin bir tarihi, mücadelesi, temsil etmeye çalıştığı değerler manzumesi veya fikriyatı yok da bu “
” vazettiğini yerine getirmek zorunda.
Bunların kavline göre MHP, Erdoğan ve AK Parti'ye karşı arzu ettiği blokta yer almalıydı.
Almadı.
Almayınca da, biliyorsunuz, koskoca MHP anında, “
” ilan edildi.
Hayır yani, MHP sanki dersin bunların oyun hamuru.
Oyu MHP alacak bu “efendiler” de şekli verecek. Şekil de, MHP'nin, PKK'nın siyasi uzantısı tesmiye ettiği
direkt veya endirekt desteğiyle koalisyon hükümeti kurmasından ibaret.
Peki niye?
Erdoğan ve AK Parti'den kurtulmak istiyorlar diye.
İyi de “efendiler”, MHP'nin AK Parti'ye en büyük eleştirisi, HDP'yle “çözüm süreci” yürütmek iken, siz kalkıyor, HDP onaylı koalisyon hükümetinde yer almıyor diye MHP'ye şavulluyorsunuz; bunun iler tutar bir yanı var mı?
Kimi
de sizin yüzünüzden erken seçime gidiliyor diyerek, MHP'yi suçluyor.
Saçma! Hayır yani, ne olmuş seçime gidiliyorsa, seçime gitmek suç mu?
Hem erken seçime gitmeye sebep olup hem de erken seçime karşı çıkmak elbette saçmadır. Ama ceremesi neyse MHP sandıkta çekecek, size ne?
Erken seçime baştan beri karşı çıkan değerli yazar Fehmi Koru da galiba MHP'yi bu konularda eleştiriyor. (Gerçi Fehmi Bey, AK Parti'yi de “seçime gitme, eldekini de kaybedersin” yollu “uyarmıştı.”)
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın
da yaptığı yazılı açıklamada
Fehmi Koru'ya, “Sizin MHP düşmanlığına soyunmanızın arkasında suçluluk psikolojisi var” dedi ve ekledi: “Silahlar derhal susmalı! diye devlete ayar vermeye çalışan sözde âkil bildirisine imza atarak bunun sorumluluğunu sırtlamış oldunuz. Böylece attığınız adım karşısında gelen tenkitlere de katlanmak zorundasınız. Daha önceki yazınızda isim vermeden MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye yönelttiğiniz sert eleştirilerin içeriğine bakılınca; Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu sizin dar kafanızın, sığ aklınızın almadığı anlaşılıyor. İnsaf ve idrak mahrumu olduğunuza göre, siz ve sizin gibi PKK severler âkil değil, sakilsiniz…”
şimdiye değin kullandığı parfüme kadar envaiçeşit eleştiriye maruz kaldı. Sanırım ilk kez, kafasının darlığı ve aklının sığlığı üzerinden eleştirildi.
Haksızlık bu!
Fehmi Bey'in kafası oldukça geniş, aklı da “okyanus” gibidir.
Sayın Semih Yalçın çok ayıp etmiştir.
Üstelik tehdit gibi de bir tavsiyede bulunmuştur: “Size tavsiyemiz vardır. Hiç olmazsa bundan sonra gerçek âkil olun ve PKK'nın emellerine dolaylı olarak hizmet etmekten vazgeçin. Aksi takdirde ileride çok pişman olursunuz ama son pişmanlık fayda etmez
Sayın Koru.”
Dedim ya,
oldukça sert, bildik akademisyenlere hiç benzemiyor.
Geçenlerde
bir tekme tokat girişmediği kaldı.
Sayın Bahçeli'nin, “Boğaz'da oturan viskisini içip HDP'ye oy veren şerefsizler” sözüne cevap veren Cemal Hasan'a demediğini bırakmamıştı: “Hasan Cemal Efendi (….) Binlerce Türk insanının canına kıyan kanlı PKK silahı bir yerlerine batmıyor, bilakis şehevi bir zevk veriyor ama MHP'nin şerefsiz sözü bile sende tecavüz etkisi yapıyor. Bu seninkisi sadece ihanetle açıklanacak bir şey değil! Bu sadece terörist ve katil sevicilikle de izah edilecek bir sapıklık psikolojisi de değil! Sen; Türk milletinin değerlerine, Türk'e düşman olan her şeyin, herkesin kucağında gezinmekten hoşlanıyorsun! Senin PKK sevdan; bölücü başı aşkın, eli kanlı örgütün gerçekten silahlı ve bol cinayetli sahte demokrasi mücadelesi vermesinden değil, Türk milletinin canını acıtmak, onları incitmek ve âdeta intikam almak istemenden doğuyor. Senin içinde Türk milletine karşı yenilmez bir garez, bitmek tükenmek bilmeyen husumet, kin ve nefret var. Anasının babasının nasihatlerine kızarak evden kaçan asi ve hayırsız evladın kendini sokaklardaki her türlü ahlaksızlığın kollarına bırakıp ailesini mahcup ederek intikam almasına benzer bir 'psikopat yetişkin tepkisi'ne benziyor seninkisi… “
Daha neler söylüyor neler; “
” derler ya, o hesap, lakin biz burda keselim.
Merak ettim, MHP Genel Başkan Yardımcısı
ın tweetlerine bakayım dedim, eyvahlar olsun, orda daha da sert.
Demek ki üslubu böyle…
O kadar ki,
köşe yazarı Ahmet
Sayın Bahçeli'yi eleştirmesi üzerine şu tweeti attı: “
Sosyal medya üzerinden sizden talep ettiğimiz Sayın Devlet Bahçeli'ye olan özür borcunuzu 48 saat boyunca bekleyeceğiz”
Peki 48 saat içinde özür gelmezse?
Bu soruya da hemen ardından attığı tweetle açıklık getirmiş: “Aksi takdirde sizi milliyetçi ülkücü hareketin hasmı olarak ilan edeceğiz…”
Eşine çoluğuna çocuğuna her gün hakaret ettikleri, yatak odasına kadar dinledikleri, tarassut altında tuttukları, hâlâ Menderes'in akıbetiyle tehdit ettikleri, “diktatör” dedikleri
bunları kurtaracaktı.
Kurtarmayınca eleştirmeye başladılar.
'ı unuttular!..
Yazılarımda sanırım teknik bir arızadan dolayı (artık nasıl bir arızaysa) bold olmayan yerler bold çıkıyor. Altını çizdiklerim de bold çıkmıyor. Bu sorun benden kaynaklanmıyor. Umarım bir an önce sorun çözülür.