Trump korkakları…

04:0016/11/2024, Cumartesi
G: 16/11/2024, Cumartesi
Nedret Ersanel

Donald Trump’ın kendisi kadar kabine profillerinin dökümü, bazılarının Türkiye ve Erdoğan karşıtı, kesin/keskin İsrailci olması, yine bazılarının da PKK/YPG, yani ‘Kürt Kartı’ konusunda adanmışlığı belli kesimlerde korku yarattı… Teşhisde sorun yok; Trump bakanlar kurulunun verdiği mesaj ile Türkiye’nin cari tehdit algılamaları uyuşuyor. Kıbrıs Rum Kesimi’ne ABD’nin çökmesi dahil açık işaretlerin ‘bileşenlerinden’ biri bu. Örnekler, sınırımızda ya da yakın her noktada çoğaltılabilir. ‘Teşhisde sorun

Donald Trump’ın kendisi kadar kabine profillerinin dökümü, bazılarının Türkiye ve Erdoğan karşıtı, kesin/keskin İsrailci olması, yine bazılarının da PKK/YPG, yani ‘Kürt Kartı’ konusunda adanmışlığı belli kesimlerde korku yarattı…

Teşhisde sorun yok;
Trump bakanlar kurulunun verdiği mesaj ile Türkiye’nin cari tehdit algılamaları uyuşuyor.
Kıbrıs Rum Kesimi’ne ABD’nin çökmesi dahil açık işaretlerin ‘bileşenlerinden’ biri bu. Örnekler, sınırımızda ya da yakın her noktada çoğaltılabilir. ‘Teşhisde sorun yok’ dememiz bu. Bu da
Ankara’nın tetik parmağını kaşındırıyor.
Fakat ‘şartlar’ da sorun var. Daha doğrusu, teşhisi beslediği söylenen şartların bazıları göründüğü gibi değil…

Bu yüzden Trump ve kabinesine bakarak/‘tırsarak’, ABD ve İsrail’le acil yumuşama yolları arama tavsiyeleri ile mesela BRICS’ten gelen son ‘ortak üyelik’ davetinin reddedilmesi türünden nasihatlere dikkatli yaklaşılmalı…


KABİNE SİYONİST AMA NEOCON MU?

Trump’ın ilk döneminde canına okuyan “neo-con yapı/müesses nizam/derin devlet/CENCOM”la yeni kabine aynı mı, farklı mı? Benzer türler olduğundan Siyonist ve Neocon politikacılar karıştırılabilir. Eşinin iç çamaşırlarına kadar ortaya saçan yapıya kabinede yer vermesi mümkün mü? İlk başkanlığının içine, John Bolton, James Mattis, Rex Tillerson gibi adamları yerleştirerek Oval Ofisi tuzaklayan mahfil bu kabinede yer tuttu mu?

Her ikisi de matah ya da masum değil ama
aralarındaki fark yeni Washington’un özellikle Ortadoğu ve Türkiye’ye yönelik adımlarını kestirmede ipuçları verebilir…

Örneğin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Riyad ve Bakü ziyaretlerini takiben uçakta yaptığı açıklama; “Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye Cumhuriyeti, İsrail ile hukukunu devam ettirmez, geliştirmez. Böyle bir niyetimiz de söz konusu değil”…

Bu bağlayıcı ve kararlı ifadeler, geleceğe matuf bir çizgiyi de gösteriyor gibi. Ancak sözler kadar, ‘Riyad ve Bakü’ ziyaretleri ertesi, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi temaslarından sonra gelmesi de manidardır…

Cumhurbaşkanı yukarıdaki açıklamaları yaparken Trump kabinesi netleşmemişti. Ankara özellikle
Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı’nı
merak ediyordu. Bugün her ikisinin de ‘siyonist karakterli’ olduğunu biliyoruz…

Yine içlerinde, PKK/YPG’yi, “İsrail’in Kürt Kartı”nı destekleyenler, Amerikan askerlerinin Suriye-Irak’tan çekilmesine karşı olanlar, Türk operasyonlarına itiraz edenler de mevcut…

Dediğimiz gibi, Trump bakanlarının verdiği mesaj ile Türkiye’nin cari tehdit algılamaları uyuşuyor, Türkiye’ye zorlu dört yıl vaadediyor.


‘TRUMPÇI KABİNE’!…

Bununla birlikte, kabinenin bir başka özelliği de var; Trump’ın ilk başkanlık döneminden çıkardığı derslerden oluşuyor. Kulağına küpe olmuş tecrübeleri, “hızlı” politikalar uygularken çatlak ses kesinlikle istemediğini gösteriyor…

Malûm, Beyaz Saray Özel Kalemi ilk dört yılında dört kez değişmişti. Şimdi atanan
Susie Wiles
komplikasyonları baştan kesiyor. Başkan Yardımcısı dahi onu satmıştı. Azil davalarıyla uğraşmıştı. Hukuki tuzaklar kurulmuş, kampanya döneminde de suikastlere uğramıştı.
Pompeo ve Halley
gibi figürleri kabinesine almama sebebi bu. Veya Ulusal Güvenlik Danışmanı
Mike Waltz
’la birlikte-ki Waltz, hakikaten rahatsız edicidir-
Elon Musk ve Vivek Ramaswamy
gibi zıtları koyması da aynı baptandır…
Bu da bize,
Başkan Trump’ın, kabinenin politik suretleri nasıl olursa olsun ipleri elinde tutacağı izlenimini kuvvetlice veriyor.
Yani, Türkiye ve Ortadoğu özelinde aklına yatmayan bir gelişme olduğunda, ‘siyonist bakanlara rağmen’ inisiyatifinden feragat etmeyeceği sonucuna bizi götürebilir.
Not edilmelidir ama
Ankara buna güvenerek/yaslanarak kendini güvende hissedebilir mi?

İLK VE İKİNCİ DÖNEMDEKİ DÜNYA AYNI MI?

Bu yüzden bölge ve dünyanın jeopolitik dinamiklerine bakmamız gerekiyor…

Bir kere, Putin-Trump, ABD-İran, S.Arabistan-Körfez-İran, Çin-Ortadoğu-Batı Asya, İsrail-Arap dünyası ilişkilerine yönelik aşırı spekülatif yaklaşımlar ileri sürülüyor, ön yargılar tabu boyutunda savunuluyor…

Trump’ın savaş istemeyen, yeni savaşlara izin vermeyeceğini vaadeden, ilk döneminde de buna uyan temel yaklaşımı, Ortadoğu’da savaşın yayılması ihtimaline ne diyecek? Eğer yüzünü Çin’e çevirme politikasında herkes mutabık ise, Ukrayna ve Ortadoğu’daki hem mevcut hem olası krizleri nasıl besleyecek?

Bazı soruları beraber düşünelim…

Bir
, Netanyahu, Gazze soykırımını devam ettirmek, Batı Şeria’yı ilhak etmek, savaşı Ortadoğu’ya, İran’a yaymak konusunda ‘açık çeke’ sahip mi?
İki
, Başkan Trump’a yönelik bir yeni suikast hazırlığının Tahran tarafından hazırlandığı yönündeki haberler, Trump-İran ilişkileri hakkında bize hangi gerçeği ikaz ediyor? Bu iddia gerçek mi yoksa Trump’ın İran politikasını mı sabote ediyor?
Üç
, İran’ın, ‘barışçıl bir nükleer programa bağlı kalacağı’ açıklamaları yeni Washington’a hangi mesajı ulaştırıyor?
Dört
, S.Arabistan-İran ilişkilerindeki açmazlar söylendiği gibi mi yoksa her iki ülke daha yakın mı duruyor?
Beş
, Samimi bir merak olarak; S. Arabistan, ABD’nin desteklediği İsrail’le normalleşmeye/küre koalisyonuna eskisi kadar yakın mı uzak mı?
Damat Kushner
’in yeni yönetimdeki görünürlüğü ne?
Altı
, Özellikle
Batı Asya
, Trump’ın ilk dönemindeki jeopolitik görünüme mi sahip yoksa tamamen farklı mı? Trump yönetiminin elindeki jeopolitik kozlar eskisi gibi mi?
Yedi
, İran-Rusya ilişkisi söylendiği gibi bir ABD-Rusya yakınlaşmasında çözülebilir mi yoksa daha sağlam mı?
Sekiz
, ABD’nin, Batı Asya’daki müttefikleri kim? Var mı? NATO üyesi
Türkiye’nin İsrail
açıklamaları
ne demek?
Türkiye biraz bekleyecek. Algıladığı tehdidin boyu az değil. Ama Trump’a şimdiden teslim bayrağı çekenler,
en kötü senaryoda
‘inceldiği yerden kopsun’ seçeneğini yok saymasalar iyi olur.
#ABD
#Donald Trump
#Nedret Ersanel