Dolar hutbesi

00:004/09/2001, Salı
G: 13/09/2019, Cuma
Mehmet Akif Aydın

Cuma günü bulunduğum beldeye dolar hutbesi gelmemiş; hocaefendi bir başka konuda hutbe okudu. Dolayısıyla mahut dolar hutbesinin dinleyenler üzerinde ne gibi bir etki bıraktığını bire bir görme imkanına sahip olamadım. Aslında hutbenin dinleyenler üzerinde etki yapacağına inansaydım, dolar ve mark olarak borçlandığım bütün yakın ve dostlarımı okunacağından emin olduğum bir camiye götürür, belki böylece borçlarımın Türk Lirası'na çevrilme sürecini başlatırdım. Ondan sonrası kolay; bir iki sene sonra

Cuma günü bulunduğum beldeye dolar hutbesi gelmemiş; hocaefendi bir başka konuda hutbe okudu. Dolayısıyla mahut dolar hutbesinin dinleyenler üzerinde ne gibi bir etki bıraktığını bire bir görme imkanına sahip olamadım. Aslında hutbenin dinleyenler üzerinde etki yapacağına inansaydım, dolar ve mark olarak borçlandığım bütün yakın ve dostlarımı okunacağından emin olduğum bir camiye götürür, belki böylece borçlarımın Türk Lirası'na çevrilme sürecini başlatırdım. Ondan sonrası kolay; bir iki sene sonra borçlarım ödenebilir bir seviyeye kendiliğinden düşerdi. Ama alacaklılarım bir hutbe dinledik diye böyle bir değişime sıcak bakarlar mıydı, bilemiyorum.

Ülkenin şimdiye kadar gördüğü en kötü yönetim ve hortumlama sürecinden sonra milletin bir hutbeyle yabancı paradan vazgeçip Türk Lirası'na döneceğine inananların akıl sağlığından şüphe etmek gerekir. Devlet ödemelerini, mesela yurt dışına çıkış harcını, bütün ihalelerini, Diyanet İşleri Başkanlığı hac ücretlerini, vatandaş alacak ve borçlarını dolara endekslemiş, enflasyon senelerdir bir türlü %50-60'ların altına inmememiş, bu yüzden de bütün fiyatlar neredeyse dolar ve markla tespit edilmiş, bir hutbeyle bütün bu çarpıklıklar düzelecek, ülke ekonomik bakımdan düzlüğe çıkacak. Olacak şey mi bu?

Gerçi bir programın başarılı olabilmesi için halk desteği kaçınılmaz. Şu anda Türkiye'de kenarda üç beş kuruşu olanların bunu Türk parası olarak değil, dolar, mark veya altın olarak sakladıkları bir gerçek. Yatırım yapabilecek olanların bundan çekindikleri bir vakıa. Bu paralar, mevcut imkanlar atıl bekletileceğine ekonomiye katılsa, yatırıma yönlendririlse ülke bundan mutlaka yarar görür. Ancak bu paraların ekonomiye dönebilmesi için milletin ekonomiyi yönetenlerin bilgi ve becerisine, dürüstlüğüne, ortaya konan ekonomik programın tutarlılığına itimadı olması gerekir. Orta ne bilgi ve becerisine güven duyulan bir ekonomi yönetimi var, ne de millete ümit veren bir program. Gazeteler neredeyse her gün yeni bir soygun, yeni bir hortum haberiyle çıkıyor. Adeta her yerde "Devlet malı deniz..." felsefesi hakim. Böyle bir ortamda değil bir hutbe, her gün hutbe okunsa faydası olmaz. Hele bir de dolar hutbesinden medet umanlar şimdiye kadar din kurumunu sürekli yıpratanlar, dinin sosyal hayattaki etkinliğine "devletin sosyal ve ekonomik düzenini dini esaslara dayandırma" suçlamasıyla engel olanlar, Türkiye'ye akmakta olan kaynakları "yeşil sermaye" diye kurutanlar ise.

Türkiye'nin her şeyden önce sosyal bir barışa, dirayetli bir yönetime ihtiyacı var. Sosyal barış için ise dirayetli yönetim önce kendi insanıyla, onun dini ve kültürel değerleriyle barışık olmayı düşünür. Bu yapılmadığı, "irtica" ile mücadele görüntüsü altında bu değerler yıpratıldığında muhtaç olunduğunda o değerlerden yararlanma şansı olmaz. Senenin 51 haftasında dindarlarla uğraşacaksınız, onların değerlerine saldıracaksınız, sonra da 52. hafta kalkıp "Ey Müslümanlar paralarınızı dolara, marka yatırmayın, Türk parası üzerinden işlem yapın" diye hutbe okutacaksınız. Din istismarı denilen şey bu olsa gerek...
#Dolar
#Hutbe
#TL