‘Saadet’lilerin eli CHP’ye oy vermeye alışırsa…

04:039/04/2023, Pazar
G: 9/04/2023, Pazar
Ersin Çelik

Necmettin Erbakan ve yol arkadaşları, 12 Eylül darbesinden sonra siyasi yasaklı olmalarına rağmen Refah Partisi çatısı altında yeniden bir araya gelmişlerdi. Demokrasinin yeninden inşası süreci başlamıştı ve 1983’ün bahar aylarında kurulmaya başlayan partiler arasında Refah da vardı. Ancak darbeci zihniyetin bürokrasideki gücü devreye girmiş; kurucu kadrosu kanunların öngördüğü zamanda tamamlanamadığı bahanesiyle Refah Partisi’nin 6 Kasım 1983 Seçimleri’ne girmesi engellenmişti. MGK’nın “veto barajını”

Necmettin Erbakan ve yol arkadaşları, 12 Eylül darbesinden sonra siyasi yasaklı olmalarına rağmen Refah Partisi çatısı altında yeniden bir araya gelmişlerdi. Demokrasinin yeninden inşası süreci başlamıştı ve 1983’ün bahar aylarında kurulmaya başlayan partiler arasında Refah da vardı. Ancak darbeci zihniyetin bürokrasideki gücü devreye girmiş; kurucu kadrosu kanunların öngördüğü zamanda tamamlanamadığı bahanesiyle
Refah Partisi’nin 6 Kasım 1983 Seçimleri’ne girmesi engellenmişti.
MGK’nın “veto barajını” aşıp 30 kurucu üye şartını yerine getirebilen üç parti vardı. Emekli Orgeneral Turgut Sunalp’in kurduğu MDP, Necdet Calp’in Halkçı Parti’si ve
Turgut Özal’ın genel başkanlığını yaptığı ANAP seçimlere katılma hakkı elde etmişti. 
Tam o zamanlardan bir diyalog rivayet olunur ve eski Milli Görüşçüler aracılığıyla ağızdan ağıza bugünlere gelmiştir. Bana da
40 yıldır Milli Görüş dairesi içinde olan
kıymetli bir ağabeyimiz aktardı.
Arkadaşları, Refah Partisi’nin seçimlere giremeyeceği netleşince Erbakan Hoca’ya gelirler ve “Efendim, Turgut Özal size de bize de yakın. Geçmişte yol arkadaşlığınız var.
Milli Görüşçüler olarak seçimlerde ANAP’a oy atalım
” önerisini sunarlar. Merhum Erbakan, “
Sakın ha
!” diye söze başlayıp bu günlerde Saadet Partisi çevresinde çokça yankılanan şu teşbihte bulunur: “
Bir kere oy verirseniz eliniz alışır. O el daha da Millî Görüş’e oy vermeye gitmez
.”
Erbakan’ın “
Oy vermeye eliniz alışmasın” dediği Turgut Özal;
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde öğrenciyken İslami yaşam çizgizini güçlendiren ve kendisiyle tanışarak siyasi bilince erişmiş, 1977 seçimlerinde de Milli Selamet Partisi’nden İzmir Milletvekili adayı olmuştu.
Özal ile böyle bir geçmişi olmasına rağmen Erbakan’ın
Millî Görüşçülerin ANAP dahil herhangi bir partiye oy vermesinin önüne geçmesi
, yeni kurulmuş bir partinin “
dava disiplinini
inşa etme vizyonudur
. Erbakan, Türkiye’nin ilk motor fabrikasını kuran genç bir mühendis olarak gevşeyen bir vidanın motorda veya yürüyen aksamda nasıl büyük sorunlar doğuracağını en iyi bilen isimdir.
Refah Partililer 1983’te ANAP’a oy vermiş olsalardı, büyük bir ciddiyetle çalışmalarına devam ederek
1991 seçimlerinde yüzde 16 oyla Meclis’e girebilirler miydi acaba?
Meselenin oy vermenin ötesinde;
başka bir partinin siyasetini, fikrini, ideolojisini benimsemek
olduğunu; teşkilatları, tabanı ve seçmenleri dönülmez bir yola sokacağını içinde bulunduğumuz günlerde çok fazla konuşacağız.

Refah ve Fazilet’in devamı olarak 2001’de kurulan Saadet Partisi, 3 Kasım 2002 seçimlerinden beri ilk defa bir seçimde pusulada yer almayacak. Dahası, 1983’te elleri alışır diye ANAP’a oy vermelerine izin çıkmayan ‘Milli Görüş’çülerden CHP’ye ve CHP’li Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeleri istenecek.

Demokrat, DEVA, Gelecek partileri de CHP listelerinden seçimlere girecekler ancak Saadet’i burada ayırmak gerekiyor. Kökleri, mazisi, teşkilatı, tabanı olan, ideolojik görüşü net, dünyaya meydan okumayı ilke edinen ve Milli Görüş esasları çerçevesinde siyaset yapma iddiasını sürdüren bir partiden bahsediyoruz.

Sebepleri ve haklı gerekçeleri ne olursa olsun
Saadet Partisi
’nin
ittifakın ötesine geçerek “
CHP’lileşmesi
” söz konusu.
Sergilenen çelişkiyi tabanlarına nasıl izah edecekler, ‘
Altı Ok’a oy atmaya nasıl ikna edecekler
?
Bugün ortaya çıkan “
Saadet’siz
pusula
” fotoğrafı, parti çevresinde bir buçuk senedir dile getiriliyordu aslında.
Temel Karamollaoğlu’nun Saadet’i CHP’ye ilhak etmek
gibi bir amacı olduğunu dile getirenler çekincelerinde haklı çıktılar. Uzun zamandır görüştüğüm Saadet Partililerde öngörü değil de korku vardı.
Temel Karamollaoğlu ve masa yanlısı dar ekibinin
hırsla partiyi böyle bir maceraya sürüklemesinden korkuyorlardı.
Peki ne olacak, Saadet seçmeni ne yapacak? 1960’tan beri Milli Görüş çizgisinden sapmayan, birçok kez bölünme yaşanmasına rağmen
Saadet’te kalan hacı amcalar CHP’ye oy mu verecekler
?

Görüştüğüm kişiler partinin şimdiden dörde bölündüğünü söylüyorlar.

1. Grup:
Saadet logosu olmadığı için asla sandığa gitmeyecekler.
2. Grup:
Yeniden Refah’a ve Erdoğan’a oy verecekler.
3. Grup:
AK Parti’ye ve Erdoğan’a oy verecekler.
4. Grup:
CHP’ye ve Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verecekler.

Zaten başka da bir ihtimal kalmıyor.

Sandığa gitmeyecek Saadetliler, aynı zamanda
Erbakan’ın 1983’teki talimatına uyacaklar
ve seçimlerden sonra partiyi kendi çizgisine döndürmenin uğraşını vereceklerdir. Lakin ben
Yeniden Refah ve AK Parti’ye doğru büyük bir kopuş
olacağını düşünüyorum. Eli kulağında. Masada, Temel Bey ve dar kadrosu ile kalan bir Saadet Partisi’nin CHP’ye ne katacağını da 14 Mayıs’ta göreceğiz.
#Milli Görüş
#Necmettin Erbakan
#Saadet Partisi
#CHP
#Altı Ok
#ANAP
#1983 seçimleri