İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, dünkü kongre konuşmasında neler söyleyeceğini çok fazla merak ediyordum. Son iki yıldır çıktığı bütün yayınları, TBMM grubu ve salon toplantılarındaki konuşmalarını dikkatle izliyorum. Notlar alıyorum. Kendisi üzerinden öngörülerde bulunuyorum. Son bir yıldır en az 10 yazımda Meral Akşener’e atıf yapmışımdır. Çünkü satır aralarından çok fazla mesaj veriyor, duygularına hâkim olamıyor . Halet-i ruhiyesi ya sözlerine yansıyor ya jestlerine ya da beden diline.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, dünkü kongre konuşmasında neler söyleyeceğini çok fazla merak ediyordum. Son iki yıldır çıktığı bütün yayınları, TBMM grubu ve salon toplantılarındaki konuşmalarını dikkatle izliyorum. Notlar alıyorum. Kendisi üzerinden öngörülerde bulunuyorum. Son bir yıldır en az 10 yazımda Meral Akşener’e atıf yapmışımdır.
Çünkü satır aralarından çok fazla mesaj veriyor,
duygularına hâkim olamıyor
. Halet-i ruhiyesi ya sözlerine yansıyor ya jestlerine ya da beden diline.
Artık
içinde tuttuklarını dışarı vurma vakti
gelmişti…
En başından düğmeyi yanlış ilikleyen
Akşener, CHP ile masaya oturduktan sonra
çok fazla hata yaptı. En yakınındakiler dahil çok fazla kişiye siyasi kozlar verdi. Kendini hak iddia eden konumdan haksız duruma düşürdü. Geri adımlar attı. Linç edildi. Hakaretlere maruz kaldı. Yolda bırakıldı. Sonuçta 15 gün içinde bir değil üç kez yenildi. Haklı çıktı ama masadaki ortakları hezimeti kabul etmediklerinden
Haliyle de Akşener’in bu siyasi enkazdan nasıl çıkacağı, toparlayacağı, kimlerle nasıl hesaplaşacağı merak ediliyordu.
Yollarda olmama rağmen bir kenara çekip izledim konuşmasını… Yeniden aday olmayacağını düşünüyordum. Bu yönde bilgiler de vardı. Anlaşılan Meral Akşener’in
Hesaplaşma arzusu ve partisini geri almak uğruna
torun sevme özlemini de ertelemiş oldu.
Akşener, 25 Şubat’ta çıktığı bir FOX TV yayınında, o günlerde pek üzerinde durulmayan ancak benim bu köşeye taşıdığım hafif yollu şu tehdidi savurmuştu: “Benim korkum, burada biriken öfke, buradaki kendini beğenmişliğin sonra yarın kaybedildiğinde o bitmeyen rövanşı ortaya koyması...”
İşte “
” fitilini ateşledi dün Akşener. En başından başladı. Önce kendisiyle hesaplaştı. Nasıl aciz kaldığını, ne şekilde teslim alındığını itiraf etti.
“Hayatının en büyük pişmanlığı” olarak nitelendirdiği
boyunduruğunu söküp atarcasına şunları söyledi: “Biz bu parti seçime girebilsin diye CHP’den 15 milletvekili istedik, hayatımın en büyük pişmanlığıdır.
Savaşmalıydık, bileğimizin gücüyle o seçime girmeliydik, girmiyorsak da gereğini yapmalıydık. Savaşmadık!
15 vekil istedik, Kılıçdaroğlu’na bir kez daha teşekkür ediyorum. Ama o gün bugün 15 milletvekilinin bedelini ödeyemedik. Ömer Seyfettin’in diyetine döndü bu iş.”
İYİ Parti lideri dün, kendisini seçim yenilgisinden sorumlu tutanlara yanıt verirken,
2024 yerel seçimlerinde sergileyecekleri tutumu
da ilan etti: “Anlıyorum, eşitlemeye çalışıyorsunuz, korktunuz. Aynı, ‘İstanbul’un kazanılmasının sebebi HDP’dir’ dediğiniz gibi... İyi, bundan sonra size hayatta başarılar diliyorum!”
Akşener bu çıkışıyla sadece CHP ile köprüleri atmadı. Kemal Kılıç-daroğlu’nun önünü kesmek için Cumhur-başkanı aday olmalarını istediği ve her ortamda, platformda desteklediği, ancak o cesareti göstermeyen ve
kendisini yarı yolda bırakan Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu
’ndan 2024 seçimleri öncesinde
”
. Özellikle de Ekrem İmamoğlu için bundan sonrası daha karışık ve içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.
Akşener’in “yeni bir pazarlık masası kurmak için elini yükselttiğini” düşünenler de var. Ancak bu kadar yüzgöz olunmadan sonra CHP ile yeniden ittifak ortağı olup, üstüne bir de
yeni dayaklar yemeyi İYİ Parti tabanı kaldırmaz artık.
Zaten Akşener de tabana dönüş mesajları verdi. Ortada bir masa ve ittifak siyaseti kalmadı ancak ortada kuruluş ilkelerinden uzaklaşan, CHP’ye kaptırılmış, milliyetçilerin barınamadığı bir İYİ Parti var.
Akşener, masayı yıkarken partisini de yeniden inşa etmek istiyor. Muhaliflerine çok ağır yüklendi. “
Bir lider kendi partisi için bunları söyler mi?
” dedirtecek itiraflarda, ithamlarda bulundu. Hesabı kitabı resmen ortaya saçtı. Yavuz Ağıralioğlu’na yüklendi. “İstanbul’un seçimini biz değil HDP kazandırdı” sözlerini hatırlatarak “Bu partide artık şımarıklık bitmiştir. Hadsizlik bitmiştir. Saygısızlık bitmiştir” diyerek
kapıyı Ağıralioğlu’na kapattı.
Vekil adaylığında yerini beğenmeyen isimleri sıra numaralarıyla afişe etti. Para pul hesabı yapanlara “
genel merkezin çöp kovalarını bile ben aldım
” dedi. Duygularına hâkim olamayan Akşener, dün döke saça partisini yeni bir yola sokacağının işaretlerini verdi.
Bu nedenle de şöyle rollere büründü:
Partisini, CHP’nin yörüngesinden kurtarmak için masayı deviren ve özgürlüğünü ilan
etmek isteyen genel başkan…
Partisini, Yavuz Ağıralioğlu ve Sinan Oğan’ın yükselen popülaritesine kaptırmamak için
yeniden milliyetçi söylemlere geri dönen ‘Asena’ genel başkan…
Partisini, hak iddia ettikleriyle değil kendi belediye başkanlarıyla var etme
macerasına atılan heyecanlı genel başkan…
İYİ Parti belli ki baştan aşağıya değişecek. Peki daha önce hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Devlet Bahçeli tarafından yapılan
’na katılma davetlerini geri çeviren
Akşener yeni bir yola girer mi?
Yeni dönem çok fazla gelişmeye, sürprizlere gebe… Meclis’teki partilerin önünde sivil anayasanın tarafında yer almak gibi tarihi bir fırsat var. AK Parti ve MHP çok kararlı. Meral Akşener de İYİ Parti’yi bu yola sokarsa
sürecin doğal kazananı olur.
Bu sayede CHP ile ittifakın siyasi hasarı da giderilebilir. Bakalım daha neler neler göreceğiz…
#Siyaset
#İYİ Parti
#Meral Akşener
#Ersin Çelik