Geçtiğimiz yıl Kırklareli’nde meydana gelen selde, ruhsatsız ve yıkım emri olan bungalovlarda kalan 6 kişi can verdi. Yakınlarını kaybeden aileler ve tanıklar olay gününü gözyaşları içinde anlattı.
Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesinde 5 Eylül 2023 tarihinde Longoz Ormanları’nda meydana gelen selde yıkım emri olan ve ruhsatsız işletilen tesiste 6 kişi hayatını kaybetti.
‘Sisli Vadi’ isimli kaçak bungalov tesisinde konaklayan; Selman ve Mihriban Bağışlar çifti, Suna Duman, Ahmet Baki ve Raile Şimşek çifti ve Ümit Solmaz kurtarılamadı.
Aileler hem o günü hem hukuki süreci anlattı
Yaşananları; Mihriban Bağışlar'ın annesi Selman Bağışlar'ın kayınvalidesi Safiye Yaşa, Suna Duman'ın eşi Hüseyin Duman, Avukatları Şahin Gökbulut ve Melike Durğun Yeni Şafak'a konuştu.
Longoz Ormanları üzerine uzun yıllar çalışan Prof. Dr. Ali Kavgacı ise söz konusu faciayı değerlendirdi.
Bir diğer adı ‘su basar orman’ ya da ‘taşkın orman’ olan Longoz Ormanlarına ve dere yatağına inşa edildiği tespit edilen, 2020 yılında 18 bungalovun kurulduğu Sisli Vadi tesisleri,
ruhsatsız ve yıkım emri olan mühürlü bir tesisti.
“Oksijeni bol, stresi az” diyerek pazarladılar
Yıkım kararına rağmen işletilmeye devam edilen tesis, sosyal medyada ve internet sitelerinde
Olayın ardından başlatılan soruşturmada, tesis sahibi Bülent B. hakkında gözaltı kararı verildi.
O dönem 17 gün boyunca aranan Bülent B. Edirne’nin Keşan ilçesinde yakalandı.
Altı kişinin hayatını kaybetmesine neden olan ihmaller zincirine dair tesis yöneticilerine dava açıldı.
Geçtiğimiz kasım ayında, tutuklu bulunan işletme sahipleri Bülent B.’nin de aralarında bulunduğu 4 şüpheli; tutuksuz sanık Cenan A., tutuksuz sanık Sevcan U., Büsra G. için Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yedinci duruşma görüldü.
Savcı 'olası kasttan' ceza istedi
Cumhuriyet Savcısı, söz konusu yöneticilerin, hayatını kaybedenler adına ayrı ayrı “olası kast ile öldürme ihtimali" suçundan, müşteki Kerem Şimşek, Hüseyin Duman ve Mila Duman’a yönelik “kast ile yaralama ihtimali" suçundan cezalandırılmalarını talep etti.
Mahkeme 'olası kasttan' değil ‘taksirden’ ceza verdi
Son duruşmada,
“Ceza alsam bile üst mahkemede beraat edeceğim”
ifadeleriyle akıllara kazınan tesis sahibi Bülent B.’ye “Bilinçli taksirle öldürme” suçundan 11 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilerek, tutukluluğunun devamına karar verilirken, Cenan A. İle Büşra G. ise 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırıldı. Diğer sanık Sevcan U.’ya ise adli kontrol hükümlerinin devam etmesine karar verildi. Bülent B. hariç tüm isimler tahliye edilidi. Bülent B.’ye ‘iyi halden’ indirim uygulandı.
Aileler itiraz etti
Faciada kızı Mihriban ve damadı Selman Bağışlar’ı kaybeden anne Safiye Yaşa, eşi Suna Duman’ı yitiren iş adamı Hüseyin Duman, Ahmet Baki Şimşek ve Raile Şimşek adına oğulları Kerem Şimşek ve avukatları karara itiraz etti.
Olayın ilk gününden bu yana mücadele eden aileler, 6 kişinin ölümüne sebep olanların ‘olası kasttan’ ceza almasını talep etti.
'Olası kasıttan' ceza verilmesini isteyen savcı da dosyayı istinafa götürdü.
Bilirkişiler de keşif yaptı
Altı kişinin öldüğü bölgede bilirkişiler de keşfe çıktı. Bilirkişi heyetinde yer alan İstanbul Teknik Üniversitesi'nden inşaat mühendisi-mimar Doç. Dr. İsmail Dabanlı, meteoroloji mühendisi Doç. Dr. Elçin Tan, inşaat mühendisi Dr. Öğretim Üyesi H. Emre Alçiçek ve jeoloji mühendisi Dr. Orhan Yavuz'un hazırladığı rapor mahkemeye sunuldu.
Uzmanların yayınladığı raporda; Bülent B., Cenan A., Büşra G., ve il idaresi ‘asli kusurlu’ bulundu.
“Kamera kayıtları çözümlenmedi”
Yaşa ailesinin Avukatı Şahin Gökbulut, kamera kayıtlarının çözümlenmesinin yapılmadığını anlatarak, “En önemli delilimiz, olay anına ilişkin olay mahallindeki kamera kayıtlarının çözümlenmesi yapılmadı. Bunu biz sayın mahkemeden müteaddit defalar talep ettik. Fakat sayın mahkeme başkanı, bu talebimizi son duruşmada da dile getirmemize rağmen kabul etmedi, gerekçe olarak da ilgili kurumlardan gelen döner disklerin zedelendiğini ve çözüm yapılamayacağını, yeterli teknik malzemenin olmadığına atıf yaptılar.
Ben son duruşmada da yine Yaşa ailesinin avukatı olarak bu disklerin TÜBİTAK’a da gönderilerek tekrar çözümlenmesinin yapılmasını istedim fakat sayın mahkeme bu tevsii tahkikat talebimize ilişkin bu talebimizi de dikkate almayarak “Gereği düşünüldü” deyip karar verdi
” dedi.
“Bülent B.’ye iyi hal indirimi uygulandı”
Gökbulut, “Burada çok üzücüdür, ben bir hukukçu olarak bunu dile getirmek istiyorum. Burada altı canımız gitti, burada sayın mahkeme taksirden karar verirken yola çıktığı madde
TCK 85-2’dir, burada kanunun tarifi şudur, 2 yıldan 15 yıla kadardır fakat sayın mahkeme 2 yıldan da başlayabilir alt aşağı haddinden üst haddinden de başlayabilir, burada 9 yıldan başladı.
Yani 6 canımız gitti, takdir yetkisini biz öyle ümit ediyorduk, ailelerin arzusu da oydu üst sınırdan başlamasını en azından bekliyorduk fakat 9 yıldan başladı ve 9 yılın sonunda da bir bölü iki artıdır, bilinçli taksir olduğu için ve üzücü olan aileler adına ben bunu dile getirmek zorundayım.
Kamuoyunda iyi hal indirimi olarak da bilinen, TCK 62’nci maddeyi de uygulayarak bir bölü altı oranında indirime gitti. Burada üst hadden karar verilmeyecek de nasıl bir olayda üst hadden karar verilecek?
“İğneada Longoz Ormanları ve çevresinin bitki toplumları ve kuruluş özellikleri”
üzerine kaleme alan Prof. Dr. Ali Kavgacı da olaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kavgacı, Longoz Ormanlarında meydana gelen taşkınların bu ormanların doğal ekolojik süreçlerinin bir parçası olduğunu belirterek, “
Bu tür derelerin debilerinin artması ve su basar ormanlara ulaşmasını bir afet olarak değerlendirmek uygun değildir.
Buralarda çünkü orman ekosisteminin doğal bileşimi üzerinde bu tür taşkınların bir yıkım olarak sonuçlar doğurması mümkün değildir.
Çünkü taşkın bu ormanların zaten istediği, beklediği bir süreçtir.
Sağanak sonrası oluşan taşkını, olumsuz olarak değerlendirmek doğru değildir. Burada meydana gelen taşkınları doğrudan iklim değişikliği veya iklim krizi ile ilişkilendirmek uygun olmaz” dedi.