15 Şubat 1999 yani bundan tam 20 yıl önce terörist elebaşı ve bebek katili Abdullah Öcalan, Türkiye’den kilometrelerce uzaklıktaki Kenya’da yakalandı. Tarihe geçen bu olayın nasıl gerçekleştiğini dönemin Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Hasan İşgüzar şöyle anlatıyor;
“Abdullah Öcalan'ı Kenya'dan Hollanda'ya götürmek üzere Yunanistan'ın Hollanda'dan uçak kiraladığı bilgisi MİT'e ulaştı. Bunun üzerine MİT aynı model, aynı renkteki bir uçağı göndererek Öcalan'ı Türkiye'ye getirmek için bir çalışma başlatıldı. Türkiye'deki resmi ya da özel bütün uçakların kayıtlarının bulunduğu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne ait bilgiler taranarak benzer uçağın iş adamı Cavit Çağlar'da olduğu belirlendi. MİT personeli Çağlar ile anlaşarak uçağı kiraladığı ancak Çağlar’ın operasyon hakkında bilgisi yoktu”
“En önde Kenya koruma aracı, arkasında Yunanistan Büyükelçiliği'nin koruma aracı, üçüncü sırada Abdullah Öcalan'ın içinde bulunduğu araç, arkasından da Öcalan'ı gayri resmi koruyan kendi örgüt elemanları ile bir de yine korumaların olduğu araç havalimanına doğru yola çıktı”
Havaalanına girişinde Kenya polisi, Öcalan'ın aracı geçtikten sonra yolu keserek arkadan gelen konvoya başka bir yerden yol verdi Bu Türk ekibe yaklaşık 15-20 dakika kazandırdı.
Türk yetkililer 16 Şubat günü Öcalan'ı Türkiye'ye getirdi. Daha sonra adının emekli Albay Abdullah Soyluoğlu olduğu öğrenilen yetkililerden biri uçak içerisinde video kayda aldı. "Abdullah Öcalan memlekete hoş geldin!” diyerek gözlerindeki bağı açtı.
“Hafız Esad”ın bulunduğu Şam Yönetimi, “Süleyman Şah Türbesi”, “Hatay” ve “PKK” konularında Türkiye’ye yönelik eylem ve söylemleri, iki ülke arasındaki krizi ileri bir boyuta taşıdı.
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş 16 Eylül 1998'de Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Hudut Bölük Komutanlığı'nı ziyareti sırasında tarihe geçen bu cümleleri kurdu.
Abdullah Sarıkurt adına düzenlenen sahte pasaportla, Rozalin kod adlı Ayfer Kaya’yla birlikte Yunanistan’a gitti ancak alanda “Yunanistan’da 17.00’ye kadar kalabilirsiniz” yanıtını aldı. İltica talebi kabul edilmeyen Öcalan, kendisine tahsis edilen jetle Rusya’ya geçti. 4 Kasım’da iltica talebinde bulunan Öcalan’ın talebi Rusya Parlamentosu’nun alt kanadı Duma da kabul edildi. Ancak nihai karar çıkmadı.
Öcalan, bunun üzerine 12 Kasım’da gittiği İtalya’da daha havaalanında polisten iltica talebinde bulundu. Roma’da sahte pasaport kullandığı iddiasıyla tutuklanan ancak daha sonra serbest bırakılan Öcalan, bir villaya yerleştirildi. Öcalan’ın iade edilmemesi nedeniyle ise İtalya’ya karşı boykot kampanyaları başlatıldı.
16 Ocak 1999’da Öcalan gizlice yeniden Rusya’ya gitti. Rusya sadece 10 gün tanıdı. Bunun üzerine 29 Ocak’ta, özel bir uçakla Yunanistan’a geçen Öcalan, 31 Ocak’ta Belarus veya Hollanda’ya gitmek için harekete geçti. Ancak her iki ülke Öcalan’a iniş izni vermedi. 1 Şubat’ta, geri dönmek zorunda kaldığı Yunanistan’dan yeniden Belarus’a geçmeye çalışan Öcalan, başarısız oldu. Geri döndüğü Atina’dan 2 Şubat’ta Kenya’ya hareket etti. Kenya’da Yunanistan Büyükelçiliği rezidansına götürülen Öcalan, buradan ayrılması yönündeki baskılara karşı, elçiliği terk etmemek için 15 Şubat’a kadar direndi. Bu tarihte Hollanda’ya gidebileceği söylenen Öcalan, Türk yetkilerinin kapsamlı operasyonu ile 60 saniyede yakalandı.
Öcalan, 1999'dan bu yana İmralı Adası'ndaki cezaevinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çekiyor