Son senelerde modern tıbbın üzerinde en çok araştırma yapılan mevzularından biri de onların tabiri ile “intermittent fasting”. Bu tabiri Türkçeye “aralıklı oruç” diye tercüme edenler olsa da ben “aralıklı açlık” denmesini daha doğru buluyorum. Çünkü oruç, sadece belirli bir süre aç ve susuz kalmak değildir; Allah’ın sağlıklı olan kullarından yerine getirmelerini farz kıldığı bir ibadettir.
Biz Müslümanlar elbette zayıflamak veya daha sağlıklı olmak için değil, Allah'ın emri olduğu için onun rızası için oruç tutuyoruz, ama şimdi bilim dünyasının da araştırmalarla ortaya koyduğu gibi oruç tutmanın diyabetten, kanser ve kalp krizine kadar birçok hastalığı önlediği anlaşıldı.
Açlık devam ediyorsa bu sefer tedrici olarak vücutta depolanmış yağlar parçalanmaya başlar; karaciğer yağ asitlerinin parçalanmaları sonucu yan ürün olarak ortaya çıkan ‘keton cisimcikleri’ adı verilen küçük moleküller üretir. Bunlar beyin tarafından yakıt olarak kullanılabilir.
Uzun yıllar akşam yemeğinin günlük besin tüketim normalinden çıkarılması gerektiğini savunan Dr. Ayşegül Çoruhlu, bu iddiasının artık bilimsel bir karşılık bulduğunu dile getiriyor. Çoruhlu açıklamalarına şu şekilde devam ediyor:
Yani 17.00’den sabaha dek aç kalınan zaman, en ideal aralıklı açlık zamanı. Aralıklı Açlık Diyeti deniyor. Amaç, sirkadiyen iç saat düzeni+açlık+uyku üçlüsünü birleştirmek. Akşam yiyip kahvaltıyı atlayarak da bunu yaptığını düşünenler var, ben hatalı buluyorum. Asıl menfaat gece açlığında.