İftar vakti geldiğinde dört başı mamur sofralarımızın baş köşesine kurulur adı nar, tadı bal, özü şifa olan hurma. Süveyda Aktürk, Nihayet dergisinde cennet taamı hurmanın zenginliklerini kaleme aldı.
İftar vakti geldiğinde dört başı mamur sofralarımızın baş köşesine kurulur adı nâr, tadı bal, özü şifa olan hurma... Kuş sütü bile eksik değilken sofralarımızda, tek başına varlığının, açlığımıza da, hastalığımıza da yeteceğini unuttuğumuz hurma... Hurma ki, soframıza kurulan, kurulup da kendi zenginliğimiz içindeki acziyetimizi, Efendimiz’in (sav) ve sahabe-i kiram hazretlerinin sofralarındaki yekliğini bizlere hatırlatan... Hatırlatan ve açlığımızın arkasından gelen “bismillah”la birlikte yönümüzü döndüğümüzde dünyaya, bizi ilk selamlayan ve sırrını fısıldayan...
Hurma ki, yokluğu, üç gündür ağzından lokma geçmemiş Efendimiz (sav) ile yine üç gündür yemek yemeyen Hz. Ömer, Hz. Ebubekir ve Hz. Ali’yi (r.anhüm) bir gece vakti birleştiren, birleştirip de kendilerini hurma ile misafir etmesi ümidiyle Muaz’ın (ra) kapısına getirten... Bir kısmı daha önce yenildiği, kalanı da fakirlere dağıtıldığı için tükendiğinden ev sahibinin çehresini eğdiren, ancak Efendimiz’in (sav) selamıyla kendisini yeniden ikram eden... Hurma ki, Allah Resulü’nün (sav) selamına mazhar olan...
Hurma ki, İki Cihan Serveri’ni ağırlarken ikram edilecek kadar itibar edilen...
Hurma ki sütle beraber, Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselam’ın “atyaban” (iki en güzel şey) hitabıyla taçlanan... (Hakim, el-Müstedrek, 4/119)
“İçinde hurma olmayan evin halkı açtır.” (Yusuf b. Abdullah b. Selâm’dan [ra]) dedirtecek kadar haneleri zenginleştiren... Hurma ki, Efendimiz’in kâh ekmeğin yanına, kâh kavun ve karpuzun, kâh salatalığın, kâh tereyağının yanına katık ettiği... Hurma ki, Efendimiz’in (sav) mübarek ellerinin değdiği...
- Hurma ki, Hz. Ali’nin (kv), bir avucu karşılığında bir Yahudi’nin kuyusundan kova kova su çektiği... Hurma ki, doğum sancısı çekmekte olan Hz. Meryem’in (as) dalına tutunduğu ve “Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim” feryadına karşılık, Allahu Teâlâ tarafından “göz aydınlığı” kılınan (Meryem Suresi, 23-26). Lohusalara şifa, evlatlara us olan...
Hurma ki, Efendimiz’in cuma hutbesi sırasında gövdesine dayandığı ve sonra minber yapılıp da Efendimiz gövdesine dayanmaz olduğunda gurbetinden inim inim inleyen... Ve ancak Efendimiz onu teskin etmek için gövdesine sarılınca nazlı nazlı inleyip sakinleşen...
Hurma ki, aç karnına yenildiğinde vücuttaki asalakları öldüren... Ve yine aç karnına yedi tane yenildiği takdirde, zehre ve büyüye karşı kalkan olan...
Hurma ki, yaşı da, yaşayışı da, yavrulayışı da, ölümü de insana benzeyen... Hurma ki, yalnız kendisi değil, ağacı da övülen... Allahu Teâlâ’nın verdiği güzel ağaç misali... Hurma ki, ağacı türlü rayihalarla serinleten ve gölgeleyen...
Hurma ki, kendisini seveni Allahu Teâlâ’ya sevdiren... Hurma (acve) ki, cennet taamı...
Hurma ki, küçük cüssesinde nice kıssayı barındıran...
Hurma ki, Hz. Âdem’in (as) yaratıldığı çamurdan arda/artakalan... Hurma ki, “bizim halamız”...