Atatürk Devlet Hastanesinde görev yapan 36 yaşındaki Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ufuk Özgül ile meslektaşı olan eşi, 11 aylık kızları ve kayınpederine geçen ay Kovid-19 teşhisi kondu.
Tedavi görerek sağlığına kavuşan ve yeniden mücadele saflarına dönen Dr. Özgül, semptomların önce eşinde, ardından kayınpederinde, sonra da kızında çıktığını, 2 gün sonra kendisinde de benzer semptomlar görüldüğünü anlattı.
Eşi ve babasının hastalığı ağır atlattığını ifade eden Özgül, "Yakınlarınızın o anlarına şahit olmak zor bir süreç. Ben semptom olarak hafif seyrettim ama onlardaki semptomları endişeyle izledim. Benim ateşim 2-3 gün sürdü. 4 gün boyunca tat ve koku duyum kayboldu. Yemekten tat alamıyordum, bu süreçte 4 kilo verdim. Parfüm sıkıyorsunuz, koku alamıyorsunuz. Değişik bir süreçti, ilk kez böyle bir şeyle karşı karşıya kaldık" dedi.
Sağlık çalışanlarının hastaneden getirecekleri virüsü ailelerine bulaştırma endişesiyle çalıştığına işaret eden Özgül, fiziksel yorgunluğun yanında sürekli endişe halinin getirdiği psikolojik yorgunluğun da kendilerini etkilediğini sözlerine ekledi.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalında görevli Dr. Burcu Atasever de Kovid-19 ile mücadele sürecinde sağlık çalışanlarının "of" demeden çalıştığını, salgına karşı önemli bir deneyim kazandıklarını anlattı.
Bu hastalıktan korunmanın çok kolay tedbirleri bulunduğuna işaret eden Atasever, şöyle konuştu:
"Çok basit şeyler hayat kurtarıyor, bu süreçte bunu görüyoruz. Televizyonda ya da dışarıda kurallara uymayanları gördüğümde umutsuzluğa kapılıyorum. Verdiğimiz o kadar emek, tuttuğumuz o kadar nöbetlerin boşa gittiğini düşünüyorum. Sağlık çalışanları fedakarca çalışıp canlarını bile veriyorlar. İnsanlar, kendi yakınlarının başına geldiğinde bunu anlıyorlar. 36 saatlik bir mesai sonrasında dışarıda kurallara uymayan vatandaşları gördüğümüzde yaşadığımız hayal kırıklığı ve yorgunluk fiziksel yorgunluktan daha fazla oluyor."