Sağlık çalışanları olarak aşının ilk gönüllüleri bu tarihi gelişmenin önderleri olduklarını vurgulayan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Şükran Köse, 32 sağlık çalışanına 14 gün arayla 2 doz uygulanan aşı nedeniyle ülke genelindeki hiçbir gönüllüde olumsuz bir duruma rastlanmadığını söyledi.
Çin'de üretilen koronavirüs aşısının Faz-3 aşaması, Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Şükran Köse öncülüğünde gönüllü sağlık çalışanları üzerinde uygulanıyor.
Aşı uygulaması için belli kriterler olduğunu belirten Köse, "Gönüllünün önce sağlık çalışanı olması, 18-59 yaş arasında olması ve başka herhangi bir hastalığa sahip olmaması gerekiyor. Örneğin kanser veya transplant hastası olmaması, alerjisi bulunmaması ya da kişinin gebe olmaması gerekiyor. Ayrıca gönüllülerin bu hastalığı geçirmemiş olmaları gerekiyor" dedi.
Aşının ilk olarak 7 Ekim Çarşamba günü uygulandığını anlatan Prof. Dr. Köse, İzmir genelindeki birçok hastaneden başvuru aldıklarını kaydetti.
"Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi gibi farklı hastanelerden başvuru yapan meslektaşlarımız oldu. Aşıyla ilgili şimdiye kadar herhangi bir yan etki gözlenmedi. Aşı yaptırıldıktan sonra 37 dereceyi bulan ateş olması normaldir. Bu da 2 kişide gözlendi. Diğer gönüllülerimizde herhangi bir belirti gözlenmedi. Aşı 14 gün arayla 2 doz uygulanıyor.
Aşının daha önce dünyada da uygulanan bir aşı olduğunu anlatan Prof. Dr. Şükran Köse, Faz-3 çalışmasının Brezilya, Çin ve Endonezya'da uygulandığını belirterek aşıyı yaptıran 10 binden fazla kişinin olduğunu ifade etti. Köse, "Dünyadaki gönüllülerde de aşının yan etkisi olmadığı tespit edilmiş. Antikor yanıtlarında yüzde 80'e yakın geliştiği saptanmış, çalışmalar bunu gösteriyor. Ülkemizde de şu ana kadar yaklaşık 150 kişiye uygulandı. Ankara ve İstanbul'un ardından İzmir ve Bursa'da uygulanıyor. Bu 150 kişide de bildirilen bir yan etki yok" diye konuştu.
"Sosyal mesafe, maske ve el yıkama sadece bu hastalığı değil özellikle üst solunum yoluyla geçen tüm hastalıkları önlemek için gerekli. Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği olarak da amacımız bu hastalıkların yayılımını azaltmak. El yıkama, sosyal mesafe ve maske önlemleri son derece basit ve ucuz olduğu gibi hastalıklardan korunmak için en etkili yoldur. Çocuklar için de aynı şekilde dikkat etmeliyiz. Ellerini yıkamaya özen gösterip, mesafelerini ayarlamalıyız. Aile bireylerinden biri hastalanırsa diğerlerine bulaşma riski fazla olur. Amacımız bu hastalığı mümkün olduğu kadar uzun döneme yaymak. Aşının etkinliği kanıtlandı. Bu hastalığın yayılımı daha ileri taşınırsa salgından korunmamız mümkün olur."
Aşıyı gönüllü olarak yaptıran sağlık personeli Sinan Aktaş da herhangi bir semptom yaşamadığını belirterek "Hastanemizin aşı çalışmalarına öncülük etmesi bir sağlık çalışanı olarak beni de heyecanlandırdı. Bu çalışmanın bir parçası olarak günümüzde bizi yakından etkileyen Covid musibetinden kurtulmak için gönüllü olmak istedim. 1 hafta oldu aşı vurulalı. Sabah akşam ateş ölçüyorum. Herhangi bir öksürük, halsizlik ve boğaz ağrısı yok. İşyerimiz olarak her gün hastaneye gelmek bizi bazen tedirgin ediyor. Ama dışardaki sosyal hayata nazaran daha iyi korunuyoruz. Hasta olan kişileri de görünce daha gayretli davranmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu hastalık hiçbir şeye benzemiyor. Normal grip gibi de değil, soğuk algınlığı gibi de değil. Hastaların neler çektiğini görüyoruz. Aşıda gönüllü olmamızı bunlar etkiledi" dedi.
İzmir'deki ilk gönüllülerden biri olduğunu ancak dünyadaki aşı çalışmalarının giderek hızlandığını kaydeden Çocuk Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kayı Eliaçık ise şunları ifade etti:
"Faz-3'ün ilerlemiş olduğunu gördüm. Çin'de yüz binlerce kişiye yapmışlar. Brezilya ve Endonezya'da devam ediyor. İlk sonuçlar olumlu herhangi bir yan etkisi yok. Dünyada deneme aşamasındaki pek çok aşıdan daha üstün görünmekte. O nedenle gönüllü olmayı tercih ettim. Bu aşının topluma yaygınlaşması 1 yıldan fazla sürebilir. Yaptığımız iş gereği bir an önce bağışıklığa kavuşmak için gönüllü oldum. Normal bir grip aşısındaki gibi kolumda hafif ağrı hissettim. 24- 48 saat sürdü. Onun dışında herhangi bir şikayet olmadı. Günlük işlerime devam ediyorum. Sürekli risk altında olduğumu düşünüyordum. Toplumda olmak da büyük risk. Yerli aşı çalışmaları da sürüyor. Koşullar el verseydi Tekirdağ'da üretilen yerli aşıya gönüllü olmayı tercih ederdim. Ama hastanemizde bunun uygulaması oldu, buna gönüllü oldum."