Kahramanmaraş merkezli iki büyük depreminin ardından bir kez daha gözler 'İstanbul Risk Haritası'na çevrildi. Haritada fay hatlarına yakınlığa göre birinci derece riskli ilçeler, Avrupa yakasında Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Beylikdüzü, Güngören, Zeytinburnu, Bahçelievler ve Fatih, Anadolu yakasında ise Kadıköy, Üsküdar, Ataşehir, Ümraniye, Maltepe, Kartal, Pendik, Sultanbeyli, Sancaktepe, Tuzla ve Adalar olarak öne çıkıyor.
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, olası büyük İstanbul depreminde Kadıköy'de Kurbağlıdere vadisi daha çok etkileneceğini söyledi.
En tehlikeli bölgenin Avrupa Yakası'nda Haliç'ten başlayıp Silivri'ye giden 10 kilometrelik alan olduğunu belirten Görür, "Sert olmayan yumuşak, kaygan zeminler şiddetli bir sarsıntıda heyelan yapma özelliğine sahip. Bu da riski artırıyor. Adaların güneyinden geçen bir fay var 1766’dan beri stres söz konusu.
Kadıköy Belediyesinin internet sitesinde yer alan bilgilere göre Kadıköy’ün zemin yapısına ilişkin şu bilgeler yer almakta:
İnceleme alanının önemli bir bölümü yerleşime uygun alan olarak tanımlanmıştır. Bu alanlar Trakya Formasyonu, Kurtköy Formasyonu, Tuzla Formasyonu, Baltalimanı Formasyonu, Kartal Formasyonu, İstinye Formasyonu, Gözdağ Formasyonu, Aydos Formasyonlarının yüzeylediği, genel olarak %30’dan az eğimli ve yer altı suyu problemi olmayan kaya zeminlerden oluşmaktadır. Bu alanlarda kaya zemin üzerindeki ayrışma zonu kalınlığı 1-3 metre arasındadır. Söz konusu alanlar:
Bu alanlar zeminin mühendislik özelliklerinden kaynaklanan problemlerin yaşanabileceği alanlardır. Alüvyon alanlar genel olarak sahilde ve Kurbağalıdere, Haydarpaşa Deresi, Çamaşırcı Deresi civarında yüzeylenmekte olup genel olarak sıvılaşma, taşıma gücü, oturma-şişme gibi problemler beklenmektedir.
Bu alanlar D-AJE simgesi ile gösterilen alanlardır. Bu alanların kalınlığı genel olarak 5 metreden fazla, heterojen, kontrolsüz güncel dolgu alanlarıdır. Atatürk Mahallesi, Küçükbakkalköy ve civarınındaki alanlarda gözlenmektedir. Bu alanlar mevcut haliyle planlama dışı bırakılacak alanlardır. Söz konusu alanlarda planlama yapılmak, istenmesi durumunda yapılacak ayrıntılı jeolojik-jeoteknik etütlerde dolgu kalınlığı, dolgu niteliği, stabilite problemleri, ana kayaya ilişkin özellikler, şişme-oturma, taşıma gücü problemleri detaylı incelenmelidir.
Yapılan etütler neticesinde söz konusu dolgularda gerekli ıslah yapılmalıdır. Bunun yapılamaması durumunda dolgu zeminlerin kazıklı ve benzeri sistemlerle geçilmesine ilişkin özel önlemler üretilmelidir.
Bu alanlar rapor eki paftalarda yerleşime uygun olmayan, YUO simgesi ile gösterilen alanlardır.
Söz konusu alanlar Kurbağalıderenin Dereağzı mevkiinde bulunan bataklık alanlar ile sahil boyunca bulunan dolgu alanlarıdır. Barbaros mahallesinin kuzeyinde bulunan taş ocağı ve göl alanları da bu kapsamda kalmaktadır. Bu alanlar mevcut özellikleri itibarıyla yerleşime uygun olmayan alan sınıfında değerlendirilmiştir.