İslam’da nafaka nasıl belirlenir?

Zeynep Betül Erhun
00:005/08/2022, Cuma
G: 4/08/2022, Perşembe
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

İslâm, aile birliğini ve devamını istemekle birlikte boşanmayı da meşru görmektedir. Nikâh altındaki taraflara sorumluluklar ve haklar yüklendiği ve sağladığı gibi aynı şekilde boşanmada da kocanın nafaka sorumluğu, eşinin de nafaka hakkı vardır. Peki bu nafaka nasıl belirlenir ve süresi ne kadardır? Mersin Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nden Doç. Dr. M. Zeki Uyanık sorularımızı cevapladı.

- Kadın ve erkeklerin evlilikleri süresince birbirleri üzerindeki görev ve sorumlukları nedir? İslam hukukunda yer alan “Evlilik Nafakası” ne demektir?

İslâm dini, aileyi kişinin huzur bulduğu bir yuva ve toplumun temeli olarak kabul etmektedir. Bundan dolayı İslam, nikâh akdi ile bu kurumu ve nesli koruma altına almaktadır. Zira nikâh, eşlerin birlikte yaşamalarına, meşrû yoldan cinsel ihtiyaçlarını karşılamalarına ve hayatın her alanında birbirlerine destek olmalarını sağlayan bir sözleşmedir. Bu bağlamda inancımız, ailenin huzurlu olması için eşlere, ev idaresi, iffeti koruma, şefkat ve merhametle muamele, saygı ve sevgi gibi evlilik süresince karşılıklı bir takım maddî ve manevî sorumluluklar yüklemektedir. “Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır…” ayeti bu hak ve ödevlere işaret etmektedir.

ZARURİ İHTİYAÇLAR NAFAKA KAPSAMINDA

  • İslâm hukukunda nikâh akdi sonucu ortaya çıkan en önemli hak ve sorumluluklardan biri de karı koca arasında “malî bir alacaklılık ve borçluluk” şeklinde tarif edilen nafakadır. İnsanın hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olan zaruri ihtiyaçları ihtiva eden nafakanın kapsamı genel kanaat iaşe, giyim, mesken ve bunlara bağlı hususlardan müteşekkildir. İslâm hukukuna göre nikâh akdi ile birlikte koca nafakadan sorumlu, eşi de nafakayı hak eden taraf olmaktadır.

İDDET SÜRESİ NASIL BELİRLENİR?

- Evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte başlayan “iddet nafakası” nedir? Süresi nasıl tayin edilir?

Nafaka hak ve sorumluluğu evlilik hukuken var olduğu sürece devam eder ve ailenin iktisadi fonksiyonu içerisinde en önemli unsurlardan birini oluşturur. Ancak aile kurumu boşanma ile dağıldığında yine bir nafaka hakkı söz konusu olmaktadır. Bundan dolayı evliliğin devamında “evlilik nafakasının” hükümleri, nikâh akdinin sona ermesi ile başlayan iddet süresinde ise “iddet nafakasının” hükümleri geçerli olmaktadır.

İDDET NAFAKASI SÜRELİDİR

İddet, İslâm hukuk terminolojisinde kocası ölen veya karı koca hayatı yaşadıktan sonra boşanan ya da nikâhı feshedilmiş olan kadının başka bir erkekle nikâh akdi yapabilmesi için beklemesi gereken zorunlu süredir ki nikâhın hukuken bitmesi için beklenen mecburi bir zamandır ve nikâh akdine bağlıdır. İddet nafakası da bu bekleme süresinde kadının hakkı, kocanın da bir sorumluluğu olan iaşe, giyim, mesken ve buna bağlı olan hususlardır.

İslâm hukukunda boşanma nafakası sürelidir. Bu da iddet süresi ile sınırlıdır. Söz konusu bu iddet, hayız gören kadınlarda üç kuru’ (üç temizlik ya da hayız dönemi), hayızdan kesilmiş kadınlarda üç ay, hamile kadınlarda ise doğum yapıncaya kadardır. Buna göre İslâm hukukundaki iddet ve dolayısıyla iddet nafakası sürelidir. Bu süre bittiğinde de nafaka hakkı ve sorumluluğu bitmektedir.

MEDENİ KANUNDA ‘YOKSULLUK’ VAR

- Türk Medeni kanunundaki nafaka sistemi nasıl işliyor? Süresi nasıl tayin ediliyor?
  • Türk Medeni Kanunu da boşanma nafakası hakkı tanımaktadır. Boşama nafakasını da yoksulluk nafakası olarak isimlendirmektedir. Türk Medeni Kanunumuzun 175. Maddesinde yoksulluk nafakası şu şekilde düzenlenmiştir: “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimini diğer taraftan mâli gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünde kusur aranmaz.”

YOKSULLUK KAVRAMI AÇIKLANMAMIŞ

Türk Medeni Kanunu’nda var olan yoksulluğun tanımı ise yasada yapılmamıştır. Yoksulluk kavramının hangi durumları kapsadığının belirlenmesi hâkimin takdirine bırakılmıştır. Bunun yanında, medeni kanunumuzdaki nafakanın amacı, boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecek ve kendi geçimini sağlayamayacak olan eşin hayatını devam ettirebilmesi ve geçimini sağlayabilmesi için diğer eş tarafından mali açıdan desteklenmesidir. Bu hak ve sorumluluk İslâm hukukundan farklı olarak erkek kadın her iki eşe de tanınmaktadır. Türk Medeni Kanununa göre nafaka İslam hukukundan farklı olarak süresiz ve süreklidir. Ancak boşanan eşler nafakanın süresini hâkimin de onaylaması şartıyla aralarında kararlaştırabilirler.

MAKUL BİR SÜRE

- İslam ve medeni hukukta belirlenen sürelerin olumlu ve olumsuz tarafları nelerdir?
  • İslâm hukukunda boşanma nafakası üç kuru’ yani üç ay, hamilelik halinde ise doğuma kadardır ki bu süre bir yılı bile bulmamaktadır. Bu da boşanmış ve aralarında sorumluluk anlamda bir bağ kalmamış kişiler açısından makul bir süredir. Ancak Medeni Kanunundaki yoksulluk nafakası dediğimiz boşanma nafakası süresizdir. Örneğin bir yıl kadar evli kalan çiftler boşandığında aralarında hiçbir hukuki bağ ve sorumluluk kalmamasına rağmen erkek bir ömür nafaka ödeme mecburiyetinde kalabilmektedir.

YENİDEN EVLİLİĞE ENGEL

Binaenaleyh Türk Medeni Kanununda nafakanın süresiz oluşu aile kurmaya veya boşandıktan sonra yeni bir evlilik yapmaya bir engeldir. Zira maddî durumu iyi olmayan bir kimsenin evlendiğinde evliliğinin boşanma ile neticelenmesi halinde yıllarca nafaka ödeyeceğini bilmesi onu evlilikten soğutur. Aynı şekilde kişi boşanma sonrasında yeni bir evlilik yapmaya da olumsuz bakar. Bundan dolayı nafakanın süresiz oluşu boşanan eşlerden yoksul olan tarafa yarar sağlamakla birlikte diğer eski eşe maddi ve manevi sıkıntılara sebebiyet vermektedir ki bu da adalet, hakkaniyet ilkelerine ve İslâm hukukuna aykırı bir durum ve bir kul hakkıdır. Bunun yanında nafaka ödeyememe endişesi ile huzursuz ve mutsuz olan eşler istemeden de olsa maddî kaygılarla evliliğe devam etmektedir.

#​İslâm
#aile
#boşanma
#nikah
#nafaka
#Mersin Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi
#Zeki Uyanık
#iddet