Dünya genelinde yaşlı nüfusun sayısı ve dünya yaş ortalaması hızla artarken yaşlılığın tanımı da değişiyor. Artık yaşlılık yıl hesabına göre değil, insanların hayatını başka birine muhtaç olmadan sürdürebilme kapasitesine göre tanımlanıyor.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından hazırlanan Yaşlanma ve Sağlık Dünya Raporu’na göre yaşlı kişi, ’doğduğu zaman mevcut olan ortalama yaşam beklentisini geçen kimse’ olarak tanımlanıyor. Aynı raporda 60-74 yaş arası yaşlılık, 75-89 yaş arası ileri yaşlılık ve 90 yaş ve üzeri ihtiyarlık olarak tanımlanıyor. 2050 yılında 60 yaş ve üstü nüfusun dünya nüfusunun yüzde 22’lerine ulaşacağı (2 milyar kişi) öngörülüyor.
Bu da bağışıklık hücrelerimizin yapımında ve yenilenmesinde de kaçınılmaz bir azalma ve güçsüzlük ve birçok hastalığın riskinin artmasına ve bireyin de yenilenme ve işlev kapasitesinde düşüşe yol açar.
Yaşlılık döneminde özellikle akciğerlerin dışarıdan alınabilecek bakteri ve/veya virüslere karşı çok daha savunmasız kaldığını belirten Demirel şöyle devam etti:
"Halk arasında akciğer enfeksiyonlarına genel olarak zatürre ismi verilmektedir. Toplumda en sık zatürre yapan bakterinin ismi Streptococcus Pneumoniae’dir(Pnömokok). Yakın temas ile kişiden kişiye bulaşabilir. Bu bakteri sağlıklı kişilerde burun-yutak bölgesinde yerleşip orta kulak enfeksiyonuna ve sinüzite yol açsa da başta yaşlılık gibi bazı durumlarda akciğer, beyin ve eklemleri de etkileyebilir, kana karışıp ölümcül olabilir"
Yaşlılık döneminde yaşanan zatürre vakalarının, bağışıklığın da düşük olması nedeniyle ilerleyerek hayatı tehdit edecek boyuta gelebildiğini belirten Demirel
Örneğin halk arasında Kronik bronşit olarak bilinen KOAH hastalarında zatürre riski sağlıklı kişilere göre 10 kat artmaktadır. Şeker hastası olan yaşlılarda da riskin arttığı gösterilmiştir. Bu nedenle 65 yaş üzeri herkese ve 65 yaş altındaki astım ve KOAH hastalarına, şeker hastalarına, kronik iskemik kalp hastalarına ve kalp yetmezliği olanlara, bağışıklığı düşük hastalara, kronik böbrek yetmezliği hastalarına, uygun dönemdeki kanser hastalarına, organ nakli yapılan hastalara, sigara içenlere, alkolizm ve/veya madde bağımlılığı öyküsü olanlara, romatizmal hastalık öyküsü olanlara zatürre aşısı mutlaka uygulanmalıdır.
Konjuge aşılar Sağlık Bakanlığı tarafından temin edilmekte ve Aile Sağlığı Merkezlerine ve aşıya erişimin mümkün olduğu hastanelere dağıtılmaktadır. İki aşının da yan etkileri çok nadirdir ve bu iki aşı da oldukça güvenlidir" ifadelerini kaydetti.