Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Kemal Tavukçu, Türk Dil Kurumu'nun desteğiyle Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi'nin düzenlediği Uluslararası Yunus Emre ve Anadolu'da Türk Yazı Dilinin Gelişimi Sempozyumu'nda "Yunus Emre'nin daha önce yayınlanmamış şiirleri" adlı bildiri sundu.
Yunus Emre'nin bilinmeyen şiirlerine ilişkin Türkiye ve Almanya başta olmak üzere, bazı ülkelerde yaptığı araştırmalarda 1485'ten 1700'lü yıllara kadar olan döneme ait eserleri incelediğini belirten Tavukçu, bu döneme ait mecmualarda Yunus Emre'ye ait bilinmeyen şiirler bulduklarını aktardı. Tavukçu, tespit ettikleri şiirlerin, Yunus Emre'ye ait olduğu bilinen diğer şiirlerle dil ve üslup yönünden karşılaştırıldığını, bilim çevrelerince bu şiirlerin Yunus Emre'ye ait olduğu konusunda mutabık kalındığını bildirdi.
Yunus Emre'nin henüz bilinmeyen başka şiirlerinin de olabileceğini kaydeden Tavukçu, "Yunus Emre'nin şiirlerinden bugüne kadar yayımlanmamış, kitaplara girmemiş olanlar var. Bunlar, genellikle kütüphane köşelerinde kalmış yazma mecmualarda bulunuyor. Bunlardan 15'ini tespit ettik ve sempozyumda sunduk. Bunlardan üç tanesi 1485 tarihli bir yazmada tespit edilmiş, yani 15. yüzyıla ait çok kıymetli metinler. Böylece Yunus Emre külliyatına bir katkı sağlamaya çalıştık" diye konuştu.
Şiirlerinin içindeki bazı ifadelerin Yunus Emre'nin ümmiliğine de cevap verebilecek nitelikte olduğuna işaret eden Tavukçu, şöyle devam etti:
Yunus Emre'nin başlı başına bir okul olarak değerlendirilebileceğini anlatan Tavukçu, bilinmeyen 3 şiirinden şu örnekleri verdi:
"Evvelini kimse bilmez y[ara]dan Hû var iden Hû
Hikmetine akıl irmez var iden [Hû] yaradan Hû
Hazret-i Mûsâ Turunda münâcât itdi yerinde
Habibi kendi görende yaradan Hû var iden Hû
......
Gerçek âşıklara salâ dinildi
Bir nidâ dir “öldi, duyanlar gelsün”
İmâmım sorarsan Hazret-i Sultân
Cem’iyyet cem oldı uyanlar gelsün
.......
Yarın ol mahşer yerine bu halkı cem eyleyeler
Cem eyleyüp bir araya bir bir su’âl eyleyeler
Kimisi cevâbın vire kimisi gark ola dere [tere]
Çagrışalar peygambere zâr u efgân eyleyeler"