Fotoğraf sanatçısı Nevzat Yıldırım, sanatın evrensel bir dil olduğunu ve sanat dilinin doğru kullanıldığında hayırlara vesile olunabileceğini belirterek, "Peygamber Efendimiz, 'Ağlayamıyorum' diyen bir sahabesine 'Bir yetimin başını okşa' demiş. Türkiye mültecilere kucak açarak tıpkı ensarın muhacirlere sahip çıkması gibi yetimlerin başını hepimiz adına okşuyor. Ziyaret ettiğim ülkelerde bunu defalarca gördüm. Ben de bu konuyu fotoğraf sanatının kendi evrensel diliyle tüm dünyaya aktarmaya çalışıyorum" dedi.
Lisans eğitimini Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf ve Grafik Sanatları Fotoğraf Ana Sanat Dalı'nda tamamlayan Yıldırım, çektiği fotoğraflarla, uluslararası sanat fuarlarına, festivallere ve sergilere katıldı.
Yıldırım, son olarak ''Yetim Kız Çocukları" projesiyle Türkiye Fotoğraf Vakfı ve Zeytinburnu Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen "Uluslararası Zeytinburnu Fotoğraf Festivali"nde (ZFotofest) yer aldı.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde fotoğraf üzerine yüksek lisans eğitimi alan Yıldırım, farklı ülkelerden fotoğraf sanatçılarının bir araya geldiği ve 56 serginin yer aldığı festival kapsamında, 10 eserini fotoğrafseverlerin beğenisine sundu.
İstanbul konulu yeni bir proje üzerinde çalışmaya başlayan Nevzat Yıldırım, yaptığı açıklamada, 15 yıldır fotoğraf alanında çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
Yıldırım, eserlerinde genellikle toplumsal problemleri ele aldığını belirterek, bu bağlamda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ tarafından yayına hazırlanan "15 Temmuz Şehitleri" kitabının fotoğraflarını kendisinin hazırladığını dile getirdi.
Ulusal ve uluslararası fotoğraf yarışmalarında 40'ın üzerinde ödül alan Yıldırım, New York'ta düzenlenen "Moon and Stars Project" kapsamında kendisine "Genç Fotoğrafçılar Ödülü"nü kazandıran eserinin Boston Güzel Sanatlar Müzesi'nin fotoğraf koleksiyonunda yer aldığını aktardı.
Yıldırım, 2011'de ''Yetim Kız Çocukları'' adlı bir projeye başladığını belirterek, proje kapsamında dünyanın farklı bölgelerinde savaş, çevresel sorunlar, hastalık ve benzeri sebeplerle yetim kalan kız çocuklarını fotoğrafladığını anlattı.
Projenin başlangıcına değinen Yıldırım, "2011 yılında İHH İnsani Yardım Vakfı'nın davetiyle Malawi'ye olan yolculuğumda, yetimlerin ve yetimhanelerin dramını gördüm ve zihin dünyamda içsel bir yolculuk başladı. Ruhumu derinden etkileyen bu sahnelerden hareketle kapsamlı bir çalışma yapmam gerektiğine karar verdim ve projeme başladım" dedi.
Gittiği ülkelerde yetimhanelerin dışında insani yardım kampları, dul kadın ve yetimlerin bulunduğu evleri de ziyaret ettiğine dikkati çeken Yıldırım, "Çocuklarla, yetimhanelerde oyunlar oynadım. Onların biraz olsun ruh dünyalarına temas edip, düşlerine eşlik etmeye gayret ettim. Bunların yanında beni en çok etkileyen şeylerden birisi yetimhanede kaldığımda, çocukların bana umut dolu gözlerle bakması olmuştu" diye konuştu.
Yıldırım, projenin amacını ise şu sözlerle anlattı:
"Bu çalışmamın en büyük hedefi, bu topraklarda yetişmiş bir sanatçı olarak, görsel sanatların diliyle insanlara kendilerini sorgulatmak, insan olmanın gerekliliklerini hatırlatmaktır. Müslüman coğrafyanın sorunlarını rafine bir tarzda anlatmak da hedeflerimden bir tanesidir. Belki de bu sayede yardıma muhtaç olan insanlara destek olabilirim. Çünkü sanatın dili evrenseldir. Eğer bu dili doğru kullanırsanız büyük hayırlara vesile olabilirsiniz"