Türkiye’nin savunma sanayiinde geldiği nokta tüm dünyada parmakla gösterilirken bu sıçramanın arkasındaki en önemli etken Savunma Sanayii Müsteşarlığı eliyle yerli üretimin önünün açılması, yerli sanayiinin özendirilmesi ve daha önemlisi İnsansız Hava Aracı gibi stratejik öneme sahip başlıkların özel olarak önceliklendirilmesi oldu. Yeni Şafak, ilaç sektörünün hem kamu hem özel teşebbüs tarafındaki isimlerine mikrofon uzatarak Türkiye’ye ilaç sanayiinde aynı sıçramayı yaptıracak önerilerini derledi. Önerilerin ilk sıralarında Acil Eylem Planı oluşturulması, Türkiye’nin bağımlılığını bitirecek stratejik üretim başlıklarının belirlenmesi, eski Türkiye bürokratik alışkanlıklarının nüfuzundan ve etkisinden kurtarılmış ve gerekirse İlaç Sanayii Müsteşarlığı adı altında yeni bir bürokratik mekanizma oluşturulması geliyor. İşte o başlıklar:
Türkiye’de halen en büyük ciroya sahip yerli üreticilerin ya doğrudan sattığı, ya lisanslı olarak üretip sattığı ilaçların asıl sahibi global firmalar. Türkiye’nin köklü pek çok firmasının başına geldiği gibi yeterli pazar oluştuktan sonra Türkiye’ye gelip artık kendi ilacımı kendim üreteceğim diyen yabancı firmaların Eczacıbaşı gibi başı çeken 18 yerli firmamızdan 12’sinin yabancı ortak alması ya da yerli firmaların satılması örneğinde olduğu gibi köklü firmaları endüstriden çıkarmasına müsaade edilmemeli.
Bir ilacın ruhsat ücretinin 150-300 bin TL’yi bulduğu ilaç ruhsat ücretleri yönetmeliği, “ciroya bağlı fiyatlandırma” şeklinde Enerji Piyasası Kurulu gibi pek çok piyasada olduğu gibi yeniden düzenlenmeli. Nitelikli başvuruyu teşvik eden giriş ücretlerinin dışında asıl ruhsat ücretleri ciro üzerinden bindelik dilimlerle alınmalı ve bu kaynaktan stratejik eylem planındaki başlıklar için yeni girişimler ve Ar-Ge desteklenmeli. Destek ve teşvik verilen üretimlerin akim kalmasının önüne geçilmeli.
Dünya ilaç sektörünün hammade ihtiyacının yüzde 90’ı Hindistan ve Çin’den tedarik ediliyor. Global firmaların Hindistan’da açtığı hammadde üretim tesislerinin benzerinin kurulması için yerli firmalar desteklenmeli. Hammadde avantajına sahip olduğumuz ürünlerin ihraç merkezli yerli üretiminin teşviki özel olarak planlanmalı.
Her biri 5 ila 25 kişiden oluşan ruhsat komisyonuna seçilen yaklaşık 150’nin üzerindeki bilim insanının ilaç firmalarıyla her türlü iletişimi yasaklanmalı ve denetlenmeli. Kongreler, dernekler, lobi kuruluşları üzerinden şirketlerle kurulan etik dışı iletişimin önüne geçilmeli.
İlaç Dosyası, Sağlık Bakanlığı’nı harekete geçirdi. İlaç ve tıbbi cihazlardan sorumlu kurum Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nda (TİTCK) başta ilaç ruhsat komisyonları ve ruhsat süreçleri olmak olmak üzere yerli üretimin mercek altına alındığı öğrenildi. Öte yandan TİTCK İlaç Dosyası üzerine yaptığı açıklamadaki rakamlara ilişkin sorularımızı cevaplandırdı. Kurum “2017 yılında ithalden yerliye geçen 65 adet ilaç olmuştur.” ifadesindeki 65 ilacın 41’nin yabancı firma, 24’ünün yerli firmalarca üretime alındığı, 65 ilacın 53’nün yabancıdan izinli olarak, 12’sinin ise imal üretildiğini açıkladı. Diğer sorularda yabancı firma ismi ve sayıları ise gizli denilerek verilmedi.
Ruhsat başvuruları hakkında ürün ismi ve başvuru sahibine ilişkin bilgiler gizli olup paylaşılamamaktadır. Bu nedenle ürün bazında başvuru tarihi bilgisi de sunulamamaktadır. 2017 yılında ruhsat süreci başlatılan 429 İmal üründen 4 adedi lisanslı imal başvurusudur. 2017 yılında ruhsatlandırılan 561 imal üründen; 18 adedi lisanslı imal, 543 tanesi imal statüde; 2016 yılında ruhsatlandırılan 524 imal üründen; 13 adedi lisanslı imal, 511 tanesi imal statüdedir.
2017 yılından itibaren ithalden yerli üretime geçen 65 ürünün 41’i yabancı firma, 24’ü ise yerli firmalarca Türkiye’de üretilmektedir. Bahsi geçen 65 üründen 53 tanesi lisanslı imal, 12 tanesi ise sadece imal statüsündedir. Üretimin yabancı firmalar tarafından yapılması da ülkemize katma değer sağlamaktadır. Böylelikle daha fazla ürün ülkemizde üretilmekte, ilaçların tedarik sorunlarının önüne geçilmekte, yerli üreticilerimizin üretim kapasitesinin kullanımı sağlanmakta, yerli istihdamın arttırılmakta ve cari açığın kapatılmasına katkıda bulunulmaktadır. Ayrıca global firmaların markalaşmış ürünlerinin üretimlerini ülkemize çekmesi, ülkemiz üzerinden ihracat yapılmasına ve MENA (Middle East North African) Bölgesi için üretim üssü haline gelmemize olanak sağlayacak. Ürünlerin önceliklendirme süreçlerinin değerlendirilmesine yönelik tek kriter ürünlerin imal veya ithal oluşu değildir. Önceliklendirme kararı ürünün özellikleri, toplum sağlığına ve ülke ekonomisine katkısı vb. özelliklerine göre alınmaktadır.
Kurumumuz resmi internet sitesinde yayımlanan fiyat tarifesine göre ruhsat başvuru ve ruhsat süreci kayıt ücreti bedelleri yerli ve ithal ilaçlar için aynı olmayıp aşağıda yer aldığı şekilde farklılık göstermektedir. Ruhsat başvurusunda bulunulan ürünlerin ruhsatlandırma sürecinde talep edilen ücretler ile ürünün ruhsatlandırması sonrası kutu bazında fiyatlandırılması arasında bir ilişki bulunmamaktadır.
Kurumumuzca ruhsatlandırılacak ürünlerin ruhsatlandırma süreleri, mevzuatta yer alan hükümler doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. Önceliklendirilen ürünler için bu süreler ürünün öncelikli olması halinde 180 gün, yüksek öncelikli olması halinde 150 gün, ürünün önceliği bulunmaması halinde ise 210 gündür. Ancak bu süreler kurumda geçen ruhsatlandırma değerlendirme sürecini kapsamakta olup tespit edilen eksikliklere başvuru sahipleri tarafından verilen cevaplar için geçen süreyi kapsamamaktadır. Ürünlerin önceliklendirme süreçlerinin değerlendirilmesine yönelik tek kriter ürünlerin imal veya ithal oluşu değildir. Aşağıda mevzuat kapsamında belirtilen kriterler ayrıntılı olarak yer almakta olup önceliklendirme kararı ürünün farklı özellikleri, toplum sağlığına ve ülke ekonomisine katkısı vb. özelliklerine göre alınmaktadır.
Başvuru bilgilerinin ürün bazında paylaşılması mevzuata aykırıdır. Takvimlendirme uygulamasına 17 Mart 2017 tarihinde geçilmiştir. Hali hazırda ruhsatlandırma süreci devam etmekte olan ürün sayısı ise 1584’tür.
Yukarıda belirtildiği üzere başvuru bilgilerinin ürün bazında paylaşılması mevzuata aykırıdır. 29 marka adının alt formlarında orijinal ya da jenerik formları olabilmektedir.