Uzmanlar nem çarpması ve sıcak çarpmasının farkını şu şekilde anlattı:
Gastroenteroloji Bölümü Prof. Dr. Vedat Göral, yüksek nemli havanın damarlar ve kaslar, sinir sistemi ve kan pH'ının düzenlenmesinde hayati öneme sahip elektrolitler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Göral, “Yeterince su içilmemişse, damarlar genişler ve beyne giden kan akışı azalır, bayılma riski artar. Ayakta kalma veya otururken aniden kalkma durumunda bayılma riski yüksektir. Kas krampları veya spazmlar, elektrolit kaybının belirtileridir” dedi.
Nemli ortamlardaki mantar enfeksiyonu riskine de dikkat çeken Göral, “Kişisel temizlik ve gıda hijyenine çok dikkat edilmeli. Ayrıca, nem ve ısı artışında mide daha asidik hale gelebilir. Sıcak havalarda susuz kalmamak ve büyük porsiyonlar veya yağlı yiyeceklerden kaçınmak önemli” diye ekledi.
Ağır nem artışının havadaki oksijen miktarını düşürerek uyku kalitesini bozduğunu aktaran Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu şunları ekledi:
“Hava sıcaklığı arttığı dönemlerde uyku konforu açısından rahatsız edici bir ortam oluşur. Sıcaklığının yüksek olması uykunun başlatılmasını, devam ettirilmesini ve derinleşmesini engeller. Ağır nem artışı havadaki oksijen miktarını düşürür. Nem ne kadar yüksek ise oksijen miktarı o kadar düşüktür. Yüksek sıcaklıklar ve beraberinde çok nemli bir ortamda yeterli oksijen alınamayacağı ve nefes darlığını ortaya çıkaracağını düşünürsek bu aynı zamanda ciddi bir uyku bozukluğuna da neden olur. Nem, baş ağrısı ve sinirli olma halini arttırır. Bu durum serin ortamlarda uykunun kalitesinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.”
Dahiliye Bölümü'nden Uzm. Dr. Betül Mercan Çiftçi, yüksek nemin sağlık üzerindeki potansiyel risklerine karşı uyardı. Çiftçi, “Havadaki yüksek nem vücudun ısıyı düzenleme mekanizmasını zayıflatacağı için vücut sıcaklığı aniden tehlikeli seviyelere yükselebilir, sıcak ve ısı çarpması görülebilir. Özellikle astım ve bronşit gibi solunum yolu hastalıkları olan kişilerde solunum güçlükleri gibi tehlikeli durumlar oluşabilir. Ciltte mantar enfeksiyonları ve tahrişlere yol açabilir. Bol su içilmeli, ılık suyla sık sık duş alınmalı, mümkün olduğunca vücudu serin tutmaya çalışılmalı. Mecbur kalmadıkça nemin yüksek olduğu gün ve Saatlerde Isıya Maruz Kalmaktan Kaçınılmalı” dedi.
Göz Hastalıkları Bölümü'nden Uzm. Dr. Ziya Burke ise “Yüksek nem, polen ve diğer alerjenlerin havada daha hızlı yayılması demek. Mikroorganizmaların üremesi için uygun bir zemin demek, gözyaşının dağılım bozuklukları hızının artışı demek. Kısacası yüksek nem göz sağlığı için risk demek. Kuru göz, alerjik reaksiyonlar, enfeksiyonlar ve UV radyasyonuna bağlı göz rahatsızlıklarının yanı sıra gözde sarı veya beyaz renkli, yükselmiş dokuların oluşmasına neden olabilen Pinguecula ve Pterjium hastalıkları için en tehlikeli günlerden geçiyoruz. Özellikle dışarıda olanlar güneş batana kadar UV korumalı güneş gözlüklerini gözlerinden çıkarmamalılar. Göz enfeksiyonları riskine karşı göz içi nemli ve gözler temiz tutulmalı. Gözde batma, yanma, kızarıklık olursa vakit kaybetmeden hekime başvurulmalı” diye konuştu.