Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kocabaş, "Ülkemizde yapılan çalışmalarda her 4 kişiden birinin alerjik hastalığa sahip olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Can Kocabaş, dünya genelinde alerjik hastalıkların sıklığının 20-30 yıldan beri giderek arttığını belirterek, "Ülkemizde de yapılan çalışmalarda her 4 kişiden birinin herhangi bir alerjik hastalığa sahip olduğunu söyleyebiliriz." dedi.
Kocabaş, bahar mevsiminin tarifsiz güzelliklerinin yanı sıra getirdiği bazı sorunlar da bulunduğunu, bunlardan birinin de alerjik hastalıklar olduğunu söyledi.
Alerjinin, vücudun normalde zararsız maddelere karşı anormal yanıtı olarak tanımlanabileceğini aktaran Kocabaş, bunlardan birinin de polenler olduğuna dikkati çekti.
Polenlerin, bahar mevsiminde alerjik şikayetlere yol açan, çiçeklenen bitkilerin çoğalmasını sağlayan protein yapısındaki maddeler olduğunu belirten Kocabaş, alerjik rinit, gözlerde kızarıklık ve kaşıntı ile seyreden konjunktivit ve astımın bahar mevsimiyle birlikte önde gelen sorunlar şeklinde çıktığını bildirdi.
Alerjinin genetik yatkınlığı bulunan bireylerde çevresel faktörlerin de etkisiyle ortaya çıktığını anlatan Kocabaş, şu bilgileri verdi:
"Alerjik hastalıklar genellikle çocukluk döneminde başlar. Alerjik hastalıkların türüne ve yaşa bağlı olarak farklılıklar gösterse de her iki cinste de eşit olarak görüldüğünü söylemek mümkündür. Genel olarak söylemek gerekirse, tüm dünyada alerjik hastalıkların sıklığı 20-30 yıldan beri giderek artmaktadır. Öyle ki gelişmiş bazı ülkelerde birlikte düşünüldüğünde toplumun yüzde 40'a yakınında alerjik hastalıklardan biri bulunmaktadır. Ülkemizde de yapılan çalışmalarda her 4 kişiden birinin herhangi bir alerjik hastalığa sahip olduğunu söyleyebiliriz. En sık görülen alerjik hastalık ise alerjik rinittir. Ne yazık ki solunum yolu alerjileri olan alerjik rinit ve astım dışında besin alerjileri, anafilaksi (şok) ve atopik dermatit sıklığında son yıllardaki artış sorun oluşturmaktadır. Anafilaksi gibi yaşamı tehdit edebilen reaksiyonlara neden olması nedeniyle besin alerjileri dünyada ve az da olsa ülkemizde en önemli gündemi oluşturmaktadır."
İş ve okul başarısını etkiliyor
Alerjinin kronik olduğunu ve gelişmiş ülkelerde daha fazla olmak üzere Türkiye için de sorun teşkil edecek boyutlara ulaştığını ifade eden Kocabaş, hastalığın iş ve okul başarısını etkilediğini söyledi.
Kocabaş, alerjik rinitin uyku bozukluklarına, yorgunluğa, öğrenme güçlüklerine yani hayat kalitesinde olumsuzluklara neden olduğunu dile getirdi.
Alerjinin iş gücü kaybı, okula başarısında düşme ve yoğun sağlık harcamaları ile ekonomiye de yük getirdiğini anlatan Kocabaş, "Olumsuz etkilerini en iyi sınav dönemindeki çocuklarımızda görebiliriz. En önemli dönemeçlerden biri olan sınav dönemlerinde yaşanan endişeler alerjik hastalıkların hayatımızı ne kadar çok etkilediğinin en önemli göstergelerinden birisidir." diye konuştu.
Tanı koymak kolay
Alerjik hastalıklara tanının çoğu zaman semptomların özelliklerine göre kolayca konulabildiğini ifade eden Kocabaş, duyarlı olunan alerjenlerin tespit edilebilmesi için deri testleri yapılması gerektiğini söyledi.
Bahar aylarında görülen alerjik rinit, astım ve konjunktivit için antihistamin ve kortikosteroid (kortizon) içeren ilaçlar yanında birçok tedavi seçeneği de bulunduğunu belirten Kocabaş, günümüzde alerjik hastalıkların seyrini değiştirebilecek tek tedavi metodunun aşı tedavisi olduğunu kaydetti.
Kocabaş, bahar dönemi alerjiden korunmak için şu önerilerde bulundu:
"Polenler gün içinde özellikle sabah erken saatlerde ve öğle saatlerinde yoğun olarak bulunurlar. Yağmur yağdıktan sonraki ilk birkaç saat ve akşam saatlerinde polen yoğunluğu büyük oranda azalmaktadır. Bu nedenle öncelikle dışarı aktivitelerinizde planlamanızı iyi yapın. Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde, özellikle sabah ve öğle saatlerinde, kuru ve rüzgarlı havalarda zorunlu değilse dışarı çıkmayın. Açık hava aktivitelerinde bulunmayın veya en aza indirin. Sportif faaliyetler için kapalı alanlar tercih edilmelidir."
Polenlere karşı siperli şapka
Kocabaş, polenlerden korunmak için siperli şapka kullanabileceğini, uzun kollu elbiseler ve pantolon giyebileceğini ifade ederek, "Eve geldiğinizde giysilerini değiştirin ve bol su ile duş alın veya saçınızı, yüzünüzü bol suyla yıkayın. Evinize ya da aracınıza polen girmesine izin vermeyin. Çamaşırlarınızı polen mevsiminde ev içerisinde kurutun. Evde ve arabanızda polen filtreli klima kullanmaya özen gösterin. Toplu taşıma araçlarında seyahat ediyorsanız, açık pencere veya kapılardan uzakta oturmaya gayret edin." dedi.