Doğduğu günden bu yana talasemiyle mücadele eden 14 yaşındaki Lübnanlı Rawan Al Nazer, TÜRKKÖK'te uygun donörün bulunmasının ardından gerçekleştirilen kemik iliği nakliyle yeni bir hayata başladı. Sağlığına kavuşan Rawan Al Nazer, "Artık kan almaya ihtiyacım yok. O yüzden daha rahat ve mutluyum. Türkçe öğrenerek, Türkiye'de okumak istiyorum" dedi.
Doğduğu günden bu yana talasemi (Akdeniz anemisi) hastalığıyla mücadele eden 14 yaşındaki Lübnanlı Rawan Al Nazer, Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi'nde (TÜRKKÖK) uygun donörün bulunmasının ardından gerçekleştirilen kemik iliği nakliyle yeni hayatına Türkiye'de "merhaba" dedi.
Henüz 6 aylıkken Akdeniz anemisi olduğu fark edilen Rawan için zorlu bir süreç başladı. İki haftada bir kan almak zorunda olan Rawan'a uygun vericinin bulunması için Uluslararası Doku Bankası'na başvuruldu fakat taramalar olumsuz sonuçlandı.
TÜRKKÖK'te uygun donör bulundu
Ümidini kaybettiği sırada doktorunun tavsiyesi üzerine, bir kongre için Lübnan'a gelen Çocuk Kemik İliği Transplantasyon Ünitesi Başkanı Prof. Dr. Gülyüz Öztürk'le tanışmasının ardından Rawan'ın umutları çiçek açtı.
Kan örneğinin alınmasının ardından ilik nakli yapılmasına karar verilen Rawan için TÜRKKÖK'te uygun donör bulundu.
Nazer, Lübnan'daki Banin Vakfı'nın başlattığı kampanyayla tedavi için gerekli paranın toplanmasından sonra nakil olmak üzere Türkiye'ye getirildi. 9 ay önce kemik iliği nakli olan Rawan, hayalini kurduğu sağlıklı yaşama kavuştu.
Rawan: Bana yardım edin
Prof. Dr. Gülyüz Öztürk, kongre için gittiği Beyrut'ta Rawan'ın ailesiyle birlikte yanına geldiğini, "Ben talasemiyim ama ne bir desteğim var, ne de bana donör bulundu" diyerek yardım istediğini anlattı.
Bunun üzerine akredite bir laboratuvarda doku tiplendirmesi yapmak üzere Rawan'dan kan aldıklarını belirten Öztürk, kan örneğinin doku tiplemesinin ardından TÜRKKÖK veri tabanında yapılan taramanın olumlu sonuçlandığını ve uygun donörün bulunduğunu kaydetti.
Nakil süreci başladı
Lübnan'daki bir vakfın desteğiyle Rawan'ın Türkiye'ye getirilmesinin ardından nakil sürecinin başladığına işaret eden Öztürk, şu bilgileri verdi:
- "Önce bir hazırlık aşaması, arkasından kateter takılmasıyla kemik iliği nakil işlemleri başladı. Öncelikle kemoterapi vererek, yanlış üretim yapan kemik iliğini ortamda sıfırlamaya çalıştık. Yani verdiğimiz kemik iliği için yerleşim ve çoğalma alanı oluşturduk. Daha sonra kemoterapi ve hazırlık ilaçlarına füze fırlatırcasına eksi 13'ten başlayıp sıfıra kadar devam ettik ve sıfırıncı gün donörün kemik iliği kök hücrelerini hastamıza transfüze ettik. Bu transfüzyon hiçbir zaman kemiği açıp koymak şeklinde olmuyor, taktığımız kateter yoluyla direkt olarak kalbe veriyoruz. Kalp pompaladıkça kök hücreyi vücuda yayıyor."
7'inci ve 14'üncü günler arası riskli dönem
Prof. Dr. Öztürk, nakil yapıldıktan sonra 7 gün boyunca çok önemli bir problemle karşılaşmadıklarını dile getirerek, 7'inci ve 14'üncü günler arasında iyi bir zemin bulan kök hücrenin giderek çoğalmaya başladığını söyledi.
Bu dönemin en çok korktukları dönem olduğunun altını çizen Öztürk, "Çünkü verdiğimiz hücrenin lenfositleri Rawan'ın lenfositlerini yabancı madde olarak görüyor ve onları yok etmeye çalışıyor. Karşımıza 'doku reddi' hastalığı dediğimiz tablo çıkıyor. Bu sırada günde 8-10 litreye varan ishaller ortaya çıkıyor. Cilt ağır yanık ya da su toplamış hale geliyor. Karaciğer enzimleri yükseliyor. Rawan'da bu yan etkilerin ciltte ve hafif karaciğerde olanı ortaya çıktı ama korkulacak bir tabloya girmedik. Bu yan etkiler kemik iliği naklinin kazandığının ifadesi" diye konuştu.
6 ay sonra normal hayatına dönecek
Öztürk, 28'inci günde Rawan'dan tekrar kemik iliği örneği aldıklarını aktararak, şunları dile getirdi:
- "Rawan'ın dokusunda yüzde yüz donörün kök hücresini tespit ettik. Çok şükür hiçbir sorunumuz olmadı. Rawan şu anda çok iyi. 6'ıncı ayında Rawan'ı memleketine gönderebilmeyi başardık. Naklin üzerinden 9 ay geçti. Bu aydan sonra doku reddi hastalığını baskılayan ilacımızı azaltmaya başlayacağız. Eğer azaltma sırasında doku reddi hastalığına ait bir belirti ortaya çıkmazsa azaltarak, 3 ayın sonunda tedavisini keseceğiz. Daha sonra enfeksiyon önlemeye yönelik ilaçları da keseceğiz. Tüm ilaçları kestikten 6 ay sonra aşı programına tekrardan başlayacağız. Aşıları 6 ayda tamamlanacak. Ondan sonra normal sosyal hayatına dönmesini isteyeceğiz."
Rawan'ı Beyrut'ta takip eden doktorla ilişki kurduklarını ve süreci takip ettiklerini ifade eden Öztürk, Rawan'a yaşamını kısıtlayan bir hayat tarzı önerisinde bulunduklarını, toz, toprak ve besinle alınabilecek bütün enfeksiyonlardan uzak tutmak istediklerini sözlerine ekledi.