Uzun ve sıcak ramazan günlerinde susamamak için oruç tutulan süre dışında sıvı alınması için rezene, melisa, ada çayı gibi bitki çayların faydalı olacağı belirtildi.
Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülay Koçoğlu, yaptığı açıklamada, yaz mevsimine denk gelen ramazanda uzun süre aç kalındığını, bu dönemde beslenmeye ayrıca önem göstermek gerektiğini söyledi.
Vücudun sıvı gereksiniminin karşılanmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Koçoğlu, normal şartlarda her gün 2-2,5 litre kadar tüketilmesi gereken sıvıların ramazanda artırılması gerektiğini anlattı.
Koçoğlu, sıvı tüketiminin önemine dikkati çekerek, "Oruç dışında kalan sürelerde bu sıvının alınması için papatya, rezene, melisa, ada çayı gibi bitki çaylarına ve süt, ayran, çorbalar, kompostolar, taze sıkılmış meyve, sebze sularıyla maden suyu gibi besinlere ağırlık verilmeli. En az 10-12 su bardağı sıvı alınmalıdır. Çay ve kahve gibi içecekler kafein içerdikleri için idrarla sıvı kaybının artmasına yol açar" diye konuştu.
Öğün sayısının da önemli olduğuna işaret eden Koçoğlu, uzun süre aç kalındığında metabolizmanın yavaşladığını ve bunun sonucunda da besinlerin daha fazla yağa dönüştüğünü aktardı.
Koçoğlu, "Olmazsa olmaz 2 öğünün biri sahur, diğeri iftardır. Bunların dışında 2 ara öğün daha tüketilebilirse çok yararlı olacaktır. Beslenmede çeşitlilik olmalıdır. 4 temel besin grubundan süt, yoğurt, peynir, sütlü tatlılar, et, yumurta, kuru baklagiller, yağlı tohumlar, meyve-sebze ve ekmek, unlu yiyecekler, pilav, makarna, ana öğünün içinde mutlaka tüketilmelidir" ifadesini kullandı.
Gün boyu zihinsel faaliyetlerin kesintisiz sürmesi için mutlaka sahura kalkılması ve özellikle protein ağırlıklı beslenilmesi gerektiğini dile getiren Koçoğlu, bu tür beslenme tarzının tok tuttuğunu ve metabolizmanın yavaşlamasını, kas kayıplarını önlediğini söyledi.
Koçoğlu, ekmeğin tam tahıllı olmasının da önem taşıdığı bilgisini paylaştı.
İftarda aşırı besin tüketiminden kaçınmak gerektiğini aktaran Koçoğlu, şu önerilerde bulundu: "Önce peynir ve zeytin gibi yiyeceklerle oruç açıldıktan sonra çorba içilebilir. Sindirim sorunları yaşamamak için yavaş yavaş, çok çiğneyerek yenmesi önemlidir. Çorbadan sonra biraz beklenilmesi önerilmekte ama çoğu zaman bu, mümkün olmamaktadır. Etli-sebzeli yemekler, kuru baklagil yemekleri, salata, cacık, iftarda tüketilebilecek ürünler arasındadır.
Bulgur tam tahıl özelliği olan bir besindir. Yemeklerin fazla tuzlu olmaması, yağının az olması, kızartma değil, fırında veya tencere yemeği şeklinde olması tercih edilmelidir.
Tatlı yemek isteniyorsa sütlü veya meyveli tatlılardan sütlaç, güllaç, dondurma, elmalı, ayvalı, kabak tatlısı tercih edilmeli ve iftardan iki saat sonra kadar ara öğün şeklinde tüketilmelidir."
Koçoğlu, ara öğünde meyve, meyveli-sütlü tatlılar ve bir avuç kadar kuruyemiş, badem, ceviz ve fındık tüketilebileceğini belirterek, "Çay ve kahve gibi içeceklerle fazla şeker alınmamasına dikkat edilmelidir" dedi.
Meyve ve sebzelerden su oranı yüksek olanların tercih edilmesi gerektiğini vurgulayan Koçoğlu, "Karpuz, kavun ve portakal bunların başında gelir. Meyve-sebze seçiminde farklı renkleri bulundurmak önemlidir. Kırmızı, turuncu, yeşil, sarı, beyaz gibi her renkte olanları hafta boyu tüketmek gerekir" şeklinde konuştu.
İlk kez oruç tutacaklar için özellikle sahura kalkmalarını, öğün sayısına uymalarını ve çok geç yatmamalarını öneren Koçoğlu, "Kolay uyumak için yatmadan öce bitki çaylarının içilmesini de öneriyoruz" ifadesini kullandı.