İç savaştan kaçan Suriyeliler, yaşadıkları zorlukları tiyatro sahnesine taşıdı. Savaşın ardından Türkiye’ye göç eden 15 Suriyeli genç, amatör tiyatrocu olarak savaşın yıkıcı tahribatı sonrasında kurmaya çalıştıkları bu yeni hayatı kâh güldürerek kâh da düşündürerek seyirciye anlatıyor. Gitmek zorunda kaldıkları ülkelerde dilleri ve kültürlerinden dolayı dışlanan, bazen de ırkçı saldırıya maruz kalan Suriyeliler, tiyatro sahnesinde umut arıyor. Sahneledikleri “Sürü Dışında” isimli trajikomik oyun kendi yaşadıklarını ve hissettiklerinin ta kendisi olsa da oyun, 23 yıl önce şair ve oyun yazarı Suriyeli Muhammed Maghout tarafından yazılmış. Arapça şiirlerin babası olarak kabul edilen Maghout, ilk şiirlerini 1950’lerde cezaevindeyken sigara kâğıtlarına yazmış. “Ay Işığında Hüzün”, “Milyonlarca Duvarlı Bir Oda”, “Gül Avcısı”, “Kızıl Bedevi” isimli şiirlerinde siyasi ideolojilerini anlatmış. Altı şiir kitabı kaleme alan Maghout, ilk tiyatro oyunu “Kambur Kuş”un ardından “Palyaço”, “Sürgün”, “Tishreen’in Köyü” ve “Sürünün Dışında” gibi tiyatro oyunlarıyla da seyirci karşısına çıkmıştır. “Sürü Dışında” adlı oyunu da Türkiye’de yaşayan yetenekli Suriyeli bir grup tiyatro oyuncusu günümüze uyarlayarak yeniden sahneye taşıdı. Oyun ilk kez geçtiğimiz haftalarda İstanbul’da Arapça olarak sahnelendi. Oyun İstanbul’da yaşayan Suriyeli göçmenler tarafından büyük bir ilgiyle seyredildi. Sığındıkları ülkelerinde yaşadıkları sorunları trajikomedi olarak ele alan oyun özellikle göçmen Suriyeli gençlerin sorunlarına eğiliyor. Suriyeli yazar Ghazwan Al-Balah tarafından oyunun metni günümüzde yaşanan sorunları da ele alarak yeniden yazıldı. Yönetmen koltuğuna da yine kendisi oturdu. Oyunda Al-Balah’ın yanı sıra Ola Bawarshi, Al-Mutasem Al-Khalidi ve Hande Laham ise rol alıyor.
İlk gösteriminde seyirciden tam not alan oyunun konusu ise şöyle: Suriyeli bir grup tiyatro oyuncusu sığınmacı olarak yurt dışına gidiyor. Bu tiyatro grubu ünlü yazar Shakespeare’in Romeo ve Juliet adlı tiyatro oyununu sergilemek istiyorlar. Genç yeteneklerden oluşan tiyatro gruplarını destekleyen Suriyeli kuruluşlardan birine gidiyorlar. Tiyatro yapacak gençlere sponsor olmak için toplanmış olan jüri üyelerinin karşısına çıkıyorlar. Ama jürinin sponsor olmak için belli şartları vardır. Jüri üyeleri oyunlarının içeriğini, hikâyelerini, karakterlerini değiştirmesini ister. Sponsor olmak için tiyatro grubuna birçok şart koşar. Hatta jüri, grubun tiyatrodan vazgeçmesi için para ve bazı ayrıcalıklarla cezbedici tekliflerde bulunur. Grup ise bu duruma karşı gelir, jürinin sunduğu şartları kabul etmez. Oyundaki iki karakter bu eyleme karşı çıkar, sonunda bu karakterlerden birinin komite ajanı olduğu ortaya çıkar. Oyunun diğer kahramanı, ezilenlerin dilinden son bir monologla oyunu noktalamak ister. Ancak oyunun diğer karakterleri kahramanı susturur ve onu boğar. Böylece ifade edemez, konuşamaz ve perde kapanır. Oyunun yönetmeni, senaristi ve aynı zamanda başrol oyuncularından Ghazwan Al-Balah, Ola Bawarshi, Al-Mutasem Al-Khalidi ve Hande Laham ile konuştuk.
“Sürü Dışında” oyununu günümüze uyarlayarak yeniden yazan ve yöneten Ghazwan Al-Balah, 6 yıldır İstanbul’da yaşıyor. Oyunda hizmetçi ve gençlere destek olmak isteyen Atif rolü ile karşımıza çıkan Al-Balah, Suriye’de Ekonomi Fakültesi’nden mezun olmuş. Lise dönemlerinde oyunculuk faaliyetlerinde bulunduğunu söyleyen Al-Balah, üniversite zamanlarında bunu devam ettirmiş. Al-Balah, Suriye’de savaştan önce tiyatro oyunları sahnelediklerini söylüyor ve Türkiye’de de daha önce tiyatro oynadığını sözlerine ekliyor. “Sürü Dışında” oyununun ise ekip olarak ilk çalışmaları olduğunu söyleyen Al-Balah, oyun sayesinde diğer oyuncu arkadaşlarıyla bir araya geldiğini söylüyor ve ekip olarak Suriyelilerin kültürünü ve sanatını yansıtmak isteği ile yola çıktıklarını söylüyor Al-Balah. “Suriye’nin sadece bir savaş, çatışma ve kan ülkesi olmadığını, Suriye’nin köklü bir medeniyet, kültür ve tarihe sahip olduğunu göstermek istedik. Ayrıca Türkiye’de yaşadığımız için Türk toplumuna kendi kültürümüzü de yansıtmak istedik” diyen Al-Balah, “Suriye’nin de bir sanatı var. Her Suriyeli’den bahseden kişilerin akıllarına ilk olarak savaş geliyor. Ama Suriye savaştan ibaret değil. Ülke olarak bizim de sanatımız, tiyatromuz var” diyor. “Hiçbir kuruluşa ve ideolojiye bağlı olmadan, kendi fikirlerimizi, derdimizi, yaşadığımız sorunları tiyatroyla, sahnede anlatmaya çalıştık” diyen Al-Balah, “Kendi kendimizi yansıtmak istedik” diyor.
Oynadıkları oyundaki gibi bugün gerçekte de Türkiye’de aynı sorunlarla karşılaştıklarını dile getiren Al-Balah, “Türkiye’de Suriyelileri temsil eden birçok uluslararası örgüt, dernek ve sivil toplum kuruluşu var. Suriyelileri temsil ederek, desteklemek için yola çıkıyorlar ama ‘Vatandaş değilsin’ denilip, Suriyelileri çalıştırmıyorlar. Aynı zamanda görevlerini gerektiği gibi yapmıyorlar. Bu yüzden onları eleştirmek için bu oyunu sahnelemek istedik” diyor. Al-Balah, geçtiğimiz günlerde sahneledikleri ilk oyunlarında gelen tepkilerin çok güzel olduğunu söylüyor ve bir çağrıda bulunuyor: “Oyunumuzu tekrar oynayabileceğimiz bir sahne arıyoruz. İlk oyun sahnemizde ilk kez olmasına rağmen 250 kişilik salonda kimileri oturarak seyrederken yer olmadığı için kimileri de ayakta seyretti.”
Oyunda Juliet rolünü canlandıran Ola Bawarshi ise bir buçuk yıldır İstanbul’da yaşıyor. İstanbul Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı son sınıf öğrencisi olan Bawarshi, uluslararası sivil toplum kuruluşlarında gönüllü faaliyetlerde bulunmanın yanı sıra aynı zamanda modellik yapıyor. Küçüklüğünden beridir tiyatroyu sevdiğini söyleyen Bawarshi, Sürü Dışında oyununda Juliet karakteriyle karşımıza çıkıyor. Juliet çok yetenekli birisi ama aynı zamanda kibirli de. Oyunda sonuna kadar tiyatrodan vazgeçmeyen ve mücadele eden bir karakter Juliet. “Canlandırdığım karakterle gerçek hayatta çok benziyorum” diyen Bawarshi, “Ben de gerçek hayatta tiyatroyu seven biriyim. Bu karakteri canlandırmak benim için çok güzel bir histi. Anlatmak ve hissettirmek istediğim şeyleri izleyicileri de hissettirmeye çalıştığımı düşünüyorum. Beni çok mutlu etti bu durum hatta” diyor. Jüri başkanını canlandıran Al-Khalidi ise iki yıldır İstanbul’da yaşıyor. Al-Khalidi ise Suriye’de gazetecilik bölümünden mezun olmuş. Şu an ise Almanya’da Suriyelilere ait olan bir gazetede freelance olarak çalışıyor. Al-Khalidi’de okul dönemlerinde tiyatroya merak salmış biri. Oyunda ise, sanatı sevmeyen, kindar ve menfaatçi bir kişi olarak karşımıza çıkıyor. Kızgın ve kibirli yönetmen rolüyle karşımıza çıkan Hande Laham ise, uzun yıllardır İstanbul’da yaşıyor. İstanbul’da mimarlık yapan Laham, ekip arkadaşı Bawarshi’nin sosyal medyadan “Tiyatro oyunu için ekibimize katılmak ister misiniz” paylaşımının ardından Bawarshi ile iletişime geçtiğini ve oyuna dahil olduğunu söylüyor. “Bu oyun benim için sadece bir oyundan ibaret değildi” diyen Laham, “Amacım bir mesaj vermekti. Yetenekli muhacir Suriyelilerin nerede olursa olsun kendi kültürü ve sanatı için çabalaması gerektiğiydi” ifadelerini kullanıyor.