Sierra 9-13 yaşları arasındayken hayali arkadaşlara sahipti. Hayali arkadaşlarını öyle net görüyordu ki en ince ayrıntılarına kadar tarif etmesi mümkündü. Sierra 14 yaşında ilaç tedavisine başladığında bu hayali arkadaşları ortadan kayboldu, onları artık görmüyordu. Hayali arkadaşlarını özlediğini anlatan Sierra “Onların gerçek olduklarını düşünmeyi seviyorum” diyor ve ekliyor: “Beni başka bir yerde bekliyorlar.”
O günleri anlatan Frenzo’nın anlattıkları tüyler ürpertici cinsten. “Her gece onları ürkütmemem şartıyla benimle aynı yatakta yattılar. Ama ilk zamanlar onların yatağımda sürünmelerini, kımıldamalarını hissetmek korkunç ötesiydi.”
Sonra yaratıklara alıştığını söyleyen Sierra “En iyi arkadaşlarımla birlikte uyumak gibiydi. Konuşuyorduk, şarkı söylüyorduk, yüzüyorduk, yiyip içiyorduk, keyifli vakit geçiriyorduk” diyor.
İlaç tedavisi görmüş olan Sierra’nın anlattıkları genç kadının zihnine derin bir bakış sunuyor ve kadının anlattıklarında yaşadığı gerçeklik hissi dehşete düşünüyor.
18 yaşındaki Kate, şizofreni hastalığıyla mücadele eden bir sanatçı. Kate’e göre hastalığıyla sanatçı yönü arasında bir bağlantı var.
Kate 17 yaşındayken, ailesi mental hastalığının kötüye gittiğini fark ediyor ve genç kadına şizofreni teşhisi konuyor.
Kate gördüğü imgeleri çizimlerine yansıtıyor. Söylediğine göre gördüklerini çizmek onu hastalığıyla mücadele etmede yardımcı oluyor.
Kate’in halüsinasyonları sadece görüntülerden ibaret değil: “Sesler duyuyorum, ses efektleri işitiyorum, rastgele anlamsız gürültüler… Böcekler de görüyorum, yüzler de, bedensiz gözler de…”
“Her zaman bir sanatçı oldum ama akıl hastalığım ortaya çıkana kadar bunun ne anlama geldiğini bilmiyordum” diyor Kate.
“Bir birey olarak temelde benliğimde bir kırılma ve bozukluk hissettiren “zihinsel hasta” teriminden nefret ediyorum” sözlerini dile getiriyor Kate.
Hastalığıyla ilgili toplumda yaşadığı zorlukları anlatan Kate, “Ne yazık ki insanlara hastalığımı söylediğim anda, onların beni gördükleri biçimde hissetmeye başlıyorum” diyor.