“Kararın açıklandığı saatlerde işteydim. Yerimde duramadım. Zaten kararın açıklanmasını bekliyorduk, bir gündür de iş çıkışlarında Ayasofya’ya giderek orada oturdum, tefekkür ettim, dua ettim. İkindi namazına orada olmak istedim. Çocukluğumuzdan beri bir özlemdi. Babam rahmetli Necmeddin Erbakan Hoca’nın yakınlarında bulundu. Biz de çok küçük yaşlardan beri toplantılarda, fetih şölenlerinde bulunduğumuz için Ayasofya sevgisi, davası şuuru oluştu. Geçmişten beri ne zaman Ayasofya denilse içimizde bir hareketlenme olurdu.”
“Kararı duyunca işten çıktım. Birisiyle konuşmak istedim, sevinçten haykırmak istedim ama toplu taşımayla gittiğim için insanları rahatsız etmek istemedim, sustum. İçimde Necip Fazıl’ın, Osman Yüksel Serdengeçti’nin, Arif Nihat Asya’nın şiirleri döndü durdu, zaman zaman ağzımdan dışarı kaçtı. Patlayacak bir yer aradım, Sirkeci durağında metrodan inince artık sevincim içime sığmadı. Ayasofya’ya doğru çıkarken bağırmaya başladım. Önce İstiklal Marşımızdaki ‘Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli: / Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli! / Bu ezanlar ki şehâdetleri dînin temeli / Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli’ kıtasını bağırarak okudum. Ardından da ‘Müjdeler olsun Ayasofya açıldı. Müjdeler olsun Ayasofya aslına döndü’ diye bağırdım.”
“Dün Ayasofya önünde, Gambiyalı bir arkadaşın Arnavut bir arkadaşa İngilizce olarak ‘Ayasofya’nın ardında yatan manayı, tarihi derinliği biliyor musun’ diye sorduğuna şahit oldum. ‘Elbette biliyorum’ diyordu diğeri. Iraklı bir arkadaş ‘tekbir’ diye bağırıyor, başka ülkeden bir Müslüman, ‘Allah-u Ekber’ diyordu. Meydandakilerin ağzında Anadolu’nun slogan kalıbı vardı. Toplumun tüm kesimleri de oradaydı. Bize, bu millete Ayasofya ve fetih şuuru aşılayanlar görmedi ama biz açılışına şahit olduk. Bu güzelliklere şahit olmak Allah’ın bize lütfu. Derdimiz kimseyle çatışmak değil, kavga değil, provokasyon değil, kimseye meydan okumuyoruz. Burası bizim mülkümüzdü, yıllar sonra geri aldık. Bu karara vesile olanlardan, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere herkesten, bu dava şuurunu diri tutan herkesten Allah razı olsun. Rabbim bizi bir daha ‘Ayasofyasızlıkla’ imtihan etmesin.”