Ela Gülsen, 1999'da merkezi Devlet Memurluğu Sınavı'na girdi. Devlet memurluğuna atanabilmek için 2000 yılında tercihte bulunan Gülsen, Milli Eğitim Bakanlığınca, tercihleri arasında bulunan Gaziantep ilinde bir kadroya veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak atandı. Bu atamadan haberi olmadığını, atama sonucunun kendisine tebliğ edilmediğini ve 2016'da tesadüfen bu durumu öğrendiğini belirten Gülsen, 7 Kasım 2016'da tekrar atamasının yapılması istemiyle başvuruda bulundu. Atama talebi reddedilen Gülsen, Ankara İdare Mahkemesinde iptal davası açtı.
İstinaf talebinden de olumlu sonuç alamayan Ela Gülsen, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak, dava açma süresinin yanlış hesaplandığını, idarece kendisine tebligat yapılmadığı için atama işleminden haberdar olmadığını, tebligat yapılmamasından da mahkemece kendisinin sorumlu tutulduğunu savundu. Başvurucu, İdare Mahkemesinin yorumunun, mahkemeye erişim hakkını, çalışma hakkını ve eşitlik ilkesini ihlal ettiğini ileri sürdü.
İdare Mahkemesinin ayrıca, atama işleminden başvurucunun haberdar edilip edilmediğine ilişkin gerekli araştırmaları yaptığı, Bakanlıktan ve ÖSYM'den konuya ilişkin bilgi, belge istediği aktarılan gerekçede, ancak aradan geçen uzun süre dikkate alındığında ilgili evrakların tebliğ edildiğine dair belge sunulamadığı kaydedildi.
Bu durumda derece mahkemesinin gerek uyuşmazlık konusu olguyu gerekse bu olgudan hareketle dava açma süresinin hesaplanma usulünü, sürenin başlatılacağı tarihi belirlemesiyle ilgili yorumunun ve mevzuata dair değerlendirmesinin öngörülemez nitelikte olmadığı ve başvurucunun dava açmasını aşırı derecede zorlaştıracak ya da imkansız kılacak nitelikte katı bir yaklaşım içermediği sonucuna varılmıştır.