Bugünlerde üniversiteye girecek gençler bölüm tercihi yapıyor. Biz de işin uzmanlarına geleceğin meslekleri hangileri olacak? diye sorduk. İşte uzmanların önerileri: Yazılım mühendisliği, yapay zekâ mühendisliği, veri bilimci, siber güvenlik uzmanı, iletişim mühendisliği ve yapay zekâ operatörlüğü gibi mesleklerin yanında sosyal beceri, sanat ve zanaat işleri öne çıkacak.
Üniversite adaylarının heyecanla beklediği YKS sonuçları açıklandı ve tercih süreci başladı. Her aday, kendi geleceğini şekillendirecek olan eğitim kurumunu seçmek için titiz bir araştırma yapıyor. Teknolojinin hızla ilerlediği bir çağda, dijital beceriler, veri analizi ve yapay zekâ gibi alanlarda uzmanlık önem kazanıyor. Bu alanlarda yetkinlik sahibi olan bireyler, iş dünyasının taleplerine cevap verebilecek nitelikte olacaklar. Ancak insan odaklı meslekler de hiçbir zaman önemini yitirmiyor. Sağlık hizmetleri, eğitim, psikoloji, felsefe, müzik, din, tarih, sosyoloji, antropoloji, arkeoloji gibi alanlarda uzmanlık gerektiren meslekler her zaman değerini koruyor. Prof. Dr. S. Tunay Kamer, Prof. Dr. Türker Kurt ve Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Akyurt üniversite adayları için hangi mesleklerin revaçta olacağını ve tercih edilmesi gereken meslekleri anlattı.
Uzay araştırmaları ve uzay madenciliği gelecekte önemli
Prof. Dr. S. Tunay Kamer, geleceğin mesleklerinin teknolojik gelişmeler, demografik değişimler, iklim değişikliği ve küresel ekonomik dinamikler gibi çeşitli faktörlerden etkileneceğini vurguluyor. Kamer, hangi mesleklerin revaçta olduğu ve gençlerin tercihlerinde hangi meslekleri öne çıkarması gerektiğini şu şekilde sıralıyor: “Yakın gelecekte birçok sektörde yapay zekânın önemli bir yer tutacağı kesin. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, ‘yapay zekâ, dijitalleşme ve büyük veri’ alanlarında üniversitelerde yeni ön lisans ve lisans programlarının açıldığını söyledi. Yükseköğretim Kurulu’nun bu bakış açısı geleceğin mesleklerine işaret ediyor. Uzay araştırmaları ve madenciliği gelecekte önemli bir endüstri haline gelebilir ve bu da bu alanlarda uzmanlaşmış kişiler için yeni fırsatlar oluşturacaktır. Dijitalleşmenin artmasıyla birlikte siber güvenlik tehditleri artacağından siber güvenlik uzmanlarına duyulan ihtiyaç artacaktır. İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş, yenilenebilir enerji mühendislerine ve uzmanlarına olan talebi artıracaktır. Sağlık ve tarım gibi alanlarda biyoteknoloji ve genetik mühendisliği, hastalıkların tedavisi ve gıda üretimi gibi alanlarda büyük yenilikler getirecek. Büyük veri analizi ve veri bilimi, iş dünyasında stratejik kararların alınmasında kritik öneme sahip olacak. Bu nedenle yazılım mühendisliği, yapay zekâ mühendisliği, veri bilimci, siber güvenlik uzmanı, iletişim mühendisliği ve yapay zekâ operatörlüğü gibi meslekler ön plana çıkacak. Bu meslekler teknolojik ve sosyal değişimlere paralel olarak gelişecek ve şekillenecek. Geleceğin iş gücü esneklik, sürekli öğrenme ve uyum yeteneği gerektirecek. Bu nedenle bireylerin kendilerini sürekli geliştirmeleri ve yeni beceriler edinmeleri önemli olacak.”
Bedenle ilgili sanatlar ve zanaatlar tercih edilebilir
Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Akyurt ise “İnsan tarafından üretilmiş teknolojik/kültürel ürünler, bazı faaliyetlerin insan tarafından gerçekleştirilmesini gereksiz kıldıkça, insan bir tür olarak kendi meşruiyetini yeniden inşa edecek yeni meşguliyetler bulacaktır” diyor. Akyurt, “Bunlar da zekadan çok, insan bedeni ve insan ruhu etrafında öbeklenecek muhtemelen. İnsanın bedeninin (mesela el melekesinin) ve ruhunun (mesela muhayyilesinin) belki henüz keşfetmediğimiz yönleriyle ilgili olacak. Buna göre önem kazanacak iki alandan söz edebiliriz: İlki, insana dair, bilgi alanları. Dil bilimi, filolojiler, edebiyat, felsefe, sanat, müzik, din, tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji, arkeoloji, kültür, medya… Acilen meslek edinip hayata atılma ihtiyacı içinde olmayan ve bu alanlarla ilgi duyan öğrencilere, sayılan disiplinlerin bünyesinde yer aldığı edebiyat fakültesi vb. kuruluşları tercih etmeleri tavsiye edilebilir. İkinci önem kazanacak alan da bedenle ilgili sanatlar, zanaatlar olarak düşünülebilir. Beden ve insan ürünü nesnelerin oluşturduğu dünyada kazanılan tecrübe, el melekelerinin de dahil olduğu ama daha geniş bir spektrumda, insan bedeninin doğal ve kültürel uzuvlarının ikame edilmesi güç incelikteki alanlarına yönlendirilebilir. Zaten derinlemesine bakıldığında, bu iki alanın, bir başka deyişle insanın beden sahibi bir varlık oluşuyla muhayyile sahibi oluşunun ayrılamaz biçimde iç içe geçtiği de fark edilebilir” şeklinde açıklıyor.
Teknoloji temelli alanlar yerini koruyor
“Birey için cazip görünen bir bölüm, ilerleyen yıllarda bireye daha az cazip hale gelebilir veya bireyler yeni ilgi alanları geliştirebilir” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Türker Kurt, “Bu nedenle adaylar, kendileri için önemli olan birkaç boyutu göz önüne almalı. Örneğin çok sevdiği ve tanınmış bir üniversitede okumak, öz yeterlik algısının yüksek olduğunu düşündüğü bir mesleği tercih etmek, seçilecek bölümün bireysel veya sosyal getirilerinin yüksek olmasını dikkate almak, eğitim imkânlarının yüksek olduğu bir şehirde okumak gibi” diyor ve sözlerini şu şekilde sürdürüyor: “Dijitalleşmenin hayatın her alanına ve her sektöre girmiş olmasıyla mühendislik ve teknoloji temelli alanlar ön plandaki yerini koruyor. Bu anlamda mühendislik bölümleri ve özellikle elektronik mühendisliği ve bilgisayar mühendisliği bölümleri çok farklı kariyer alternatifleri sunması açısından oldukça önemli. Bu programlara ilave olarak sağlık hizmetleri, biyoteknoloji, eğitim, hukuk, enerji, işletme ve pazarlama gibi alanlara ilişkin programların, disiplinler arası niteliğe de sahip olmaları nedeniyle mezunların farklı, esnek ve nitelikli kariyer olanakları sunmaları açısından tercih edilebilirliği yüksek programlar olduğu söylenebilir.”