Sistemin temel olarak üç bölümden oluştuğunu söyleyen Dr. Köprü, bunların cerrahi konsol, robotik kollar ve kule olduğunu belirtti. Sistem hakkında bilgi veren Dr. Burak Köprü, "Cerrahi konsol hasta ile aynı odada ancak hastanın yattığı ameliyat masasından bir miktar uzakta yerleşmiştir. Ameliyatı yapan doktor bu konsola oturmakta ve dokuları yüksek çözünürlükte üç boyutlu ve 10-12 kat daha büyük görerek robotu konsol kolları ve ayak pedalları ile idare eder. Cerrahi konsolun üç boyutlu ve büyütmeli görüntü sunma avantajının yanında ameliyatı yapan cerrahın oturması uzun süren ameliyatlarda dahi yorulmadan, konsantrasyon kaybı olmadan ameliyatı tamamlamasına imkan vermektedir" diye konuştu.
Kulenin robotik kolların, ışık ve gaz kaynağının ve yüksek çözünürlüklü 3 boyutlu teleskopun bulunduğu kısım olduğunu belirten Uzm. Dr. Burak Köprü, "Bu özel teleskop her bir göze ayrı ayrı görüntü ileten yüksek çözünürlüklü iki adet kameraya sahiptir. Görüntü üç boyutludur ve görüntünün kalitesi yüksektir. Cerrah üç boyutlu görüntü eşliğinde ameliyatı gerçekleştirir ve gerekli olan derinlik de görüntülerde mevcuttur. Da Vinci robotik cerrahi sistemi ile görüntü 10 ila 12 kat arası büyütülmektedir. Cerrah ameliyata başlamadan önce ameliyatın şekline göre robotik kolları karın içerisine yerleştirir ve konsolun başına geçer. Bu süreçte hastanın başında ikinci bir doktor ve bir ameliyat hemşiresi bulunmaktadır" diye konuştu.
Robotik cerrahinin tercih edilmesine neden olan avantajları da sıralayan Dr. Köprü, Günümüzde uzay teknolojisi olarak da tanımlanan, cerrahinin ve tıbbi teknolojinin ulaştığı son nokta Da Vincir robotik cerrahi sistemidir. Bu sistemin hem hastaya hem de ameliyatı gerçekleştiren cerraha açık cerrahi ve laparoskoik cerrahiye oranla sağladığı avantajlara bakacak olursak robotik cerrahi sistemiyle gerçekleştirilen ameliyatlarda büyük kesiler açılmasına gerek yoktur. Hastanın karnına sadece robotun kollarının gireceği büyüklükte delikler açılmaktadır, ki bu delikler 8 milimetre ila 12 milimetre arasındadır. Bu durum ameliyat sonrasında hastaya estetik anlamında büyük kolaylık sağlamaktadır. Robotik cerrahi sistemi ile elde edilen net görüntüler ilgili bölgeye yapılacak müdahalenin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanır. Üç boyutlu görüntü imkânıyla yapılan robotik cerrahi müdahalesinde cerrah derinlik hissi ile çalışır. Kamera cerrahın kontrolünde olduğu için derin ve dar bölgelerdeki anatomik yapılara dair 10 kat büyültülmüş net görüntüler elde edilebilir. Bu sayede ameliyat esnasında oluşma ihtimali olan sağlam doku hasarı en aza indirilir. Robotik cerrahi sisteminin kollarının ucundaki cerrahi enstrümanlar insan bileğinden daha fazla hareket kabiliyetine sahiptir. Bu enstrümanlar aynı zamanda insan bileğinin hareket kabiliyetinin çok ilerisinde bükülebildiği gibi 540 derece de döndürülebilir. Bu sayede vücudun birçok noktasına (özellikle dar ve küçük alanlarda) ulaşıp kritik cerrahi müdahalelerde kesme, tutma, dikiş atma gibi önemli kolaylıklar sağlar" şeklinde konuştu.
İnsan elinin fizyolojik olarak az veya çok titreyebileceğini ancak robotik cerrahi sisteminin kollarındaki hassas hareket kabiliyetinin bu titremeyi ortadan kaldırdığına dikkati çeken Dr. Köprü, "Bu sayede riskli bölgelerde yapılacak müdahalelerde insan eline bağlı hatalar büyük ölçüde azaltılır. Robotik cerrahi sistemi ile gerçekleştirilen ameliyatlarda kan kaybı çok daha az olmaktadır. Kesilerin çok küçük olması ve üstün görüntü kalitesi ile en küçük damarların bile görüntülenmesi kan kaybını azaltmaktadır. Ameliyat esnasında cerrahlar genellikle ayakta olurlar ve bu da uzun süren cerrahi müdahalelerde yorgunluğa sebep olur. Robotik cerrahide cerrah ameliyatı oturur vaziyette karşısındaki konsoldan yönettiği için fiziksel yorgunluğa bağlı stres azalır ve cerrahın konsantrasyon kaybı olmaz" dedi.
Robotik cerrahi yöntemiyle yapılan ameliyatların çok küçük kesilerle gerçekleştirebildiğini dile getiren Dr. Burak Köprü, "Yani operasyon esnasında uzun bir kesi yerine birkaç santimlik çok küçük deliklerden girilerek cerrahi müdahale yapılabilir. Robotik cerrahi ameliyatları sonrası hastaların hastanede kalma ve günlük hayata geçiş süreleri kısalır. Özellikle kanser ameliyatlarının ardından hastalara kemoterapi ve radyoterapi gibi bir takım tedaviler uygulanmaktadır. Da Vinci robotik cerrahi sistemi ile hastalar çok daha hızlı iyileştiği için bu tedavilere erken başlama imkanı doğar. Obez hastalarda yağ dokusunun çok olması ameliyatları çok zor hale getirebilir. Robotik cerrahi ile bu zorluk ortadan kalkmıştır ve obez hastaların ameliyatları çok daha kolay yapılabilmektedir" şeklinde konuştu.