Her el titremesinin parkinson olmayabileceğini, kişiye parkinson hastalığı tanısı konması için gerekli bir takım kriterler olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Özlem Ertürk, "Bunlardan en önemlisi istirahatta ortaya çıkan örneğin elleri kucağında dururken veya ayakları yataktan aşağı sarkarken oluşan titremelerdir. Genelde toplumda sık görülen ellerde tepsi taşırken ya da bir şey içerken artan titremenin parkinson hastalığında görülen titreme ile alakası yoktur" dedi.
Yapılan araştırmalara göre el titremesi şikayetiyle nöroloji polikliniklerine başvuranların büyük bir çoğunluğu parkinson hastası olduğunu düşünüyor. Parkinson hastalığının genelde 60 yaş üstünde başladığını, ancak çok genç yaşlarda başlayan genetik parkinson hastalığı da olduğunu ifade eden Nöroloji Uzmanı Dr. Özlem Ertürk, 65 yaşının üstündeki insanlarda hastalığın görülme sıklığının yüzde 1 olduğunu belirtti.
“Parkinson hastalığının nedeni kabaca beyinde dopamin maddesi eksikliğine bağlıdır” diyen Ertürk, "Hastalık sinsi başlangıçlıdır ve yavaş ilerleyicidir. Bu nedenle hastalar genelde yıllardır ellerinde titreme ve yavaşlık olduğunu söylerler. İlk belirtisi çoğunlukla bir elde başlayan titremedir. Ancak genetik geçişli parkinson hastalığında genç hastalar bazen tek ayağında kasılma veya titreme ile de gelebilir. Önce şikayetler bir beden yarısında başlar, sonra karşı tarafa geçer. Parkinson hastalığında baş titremesi olmaz. Dil, dudak ve çenede istirahat titremesi olabilir. Yürüme, stres altında kalma, sinirlilik mevcut titremeyi artırır" diye konuştu. Parkinson hastalığında görülen ana bulgulardan bir diğerinin de ’’rijidite’’ denilen kaslarda sertleşme görülme durumu olduğunu ve genelde muayenede tespit edilen hastanın fark etmediği bir bulgu olduğunu ifade eden Dr. Özlem Ertürk, bu durumun eklem hareketlerinin kısıtlanmasına neden olduğunu dile getirdi.
Parkinson hastalığının özürlülük yaratan en temel belirtisinin 'Bradikinezi' denilen ve hareketlerde yavaşlama olarak kendini gösteren rahatsızlık olduğunu belirten Dr. Ertürk, "Ardı sıra yapılan hareketlerde bir yavaşlık olur. Bu nedenle yazı yazma, düğme ilikleme, kaşık, çatal kullanma gibi işlerde giderek güçlük başlar. Zamanla oturduğu yerden kalkarken, yatakta sağdan sola dönerken yavaşlık başlar ve hastalar bakıcılarına bağımlı hale gelir. Hareketlerin yavaşlaması sonucunda yüz ifadelerinde donukluk ve el yazılarında küçülme izlenir. Bu hastalarda tüm vücutta yavaşlama olduğu gibi barsak sisteminde de bir yavaşlık olur ve oldukça sıkıntı yaratan kabızlık ortaya çıkar" şeklinde konuştu.
Parkinson hastalarında görülen bir diğer bulgunun da duruş ve denge bozuklukları olduğuna dikkati çeken Dr. Ertürk, "Birçok parkinson hastası yıllar içinde öne doğru eğilerek yürümeye başlar, adımları giderek küçülür. Hastalık ağırlaştığı zamanlarda ise ayaklarını yerden kaldıramadıkları için ayaklarını sürüyerek yürürler. Kolların salınımı da kaybolur, dönmesi gerektiği zaman çok sayıda minik adımla vücut tek bir bütün halinde döner. Bazen de yürüyüşü başlatamama sorunu yaşarlar. Genelde kapı eşiğinde, dar koridorlarda yürüme daha da zorlaşır, kitlenmeler olabilir. Bu nedenle sık düşme atağı yaşarlar" diye konuştu.