İstanbul Kapalıçarşı'da Süleyman Cinci (57), 40 yıldır önce el arabasıyla çikolata ve bisküvi satarak, şimdilerde ise tartıyla insanları tartarak geçimini sağlıyor. Doğuştan görme engelli olan, esnafın ‘Hafız’ diye çağırdığı Cinci, okuma yazma bilmese de turistlerle hem İngilizce hem de Arapça konuşarak anlaşabiliyor.
Aslen Kastamonulu olan doğuştan görme engelli Süleyman Cinci, 1979 yılında, henüz 17 yaşındayken Kapalıçarşı’da seyyar arabasıyla bisküvi ve çikolata satmaya başladı. Çarşı esnafı tarafından da oldukça sevilen Cinci, bu iş artık para getirmeyince 2005 yılında bir baskül alıp, çarşının müdavimlerini tartarak geçimini sağlamaya başladı.
Ekmeğini 40 senedir burada kazanan Süleyman Cinci, tarihi çarşıya genç yaşta geldiğini belirterek, “O zaman restorasyon çalışmaları vardı, çarşının tavanı boyanıyordu” dedi. O dönemden sonra Kapalıçarşı’da yaşanan olaylardan da bahseden Cinci, şu şekilde açıklamada bulundu:
- “1994 senesinde üç patlama atlattık. Her üçünde de buradaydım, çok şükür bana bir şey olmadı. Ama yabancı kimselerden de, bizden de ölen ve yaralananlar oldu. 1997’ye kadar buradan askerler sorumluydu. Bu patlama hadiselerinden sonra buraya özel güvenlik kurdular. Ondan sonra hiçbir şey olmadı, rahat ettik. Güvenlikten çok memnunuz.’’
Çarşı kapısında kuyruk olurdu
Kapalıçarşı’nın 40 yıllık dönüşümüne şahit olan, esnafının kendisine çok yardımcı olduklarını kaydeden Süleyman Cinci, “Çarşının eski hali daha iyiydi. İş oluyordu, daha güzeldi. Çok kalabalıktı. Sabah çarşı açılmadan, kapılarda turistler birikirdi, kuyruk olurdu. Çarşıya zor girerdik. Şimdi öyle değil, baya işsizlik var. Yeni yeni kendini toparlamaya başladı çarşı. İnşallah bundan sonra bu tarihi yer daha da çok ziyaretçi ağırlayacak’’ diye konuştu.
Kapalıçarşı yönetiminden ve özel güvenlikten izinli olan Cinci, buradaki esnafın kendisine ‘Hafız’ ismiyle seslendiği ifade etti. Cinci, “Burada bana Hafız diyorlar. Ben ismimi söyleyip Süleyman desem bile, ‘Yok, biz sana Hafız diyeceğiz’ diyorlar. Aslında hafız değilim ama demek ki seviyorlar beni. Öyle alıştı herkes, adım da Hafız oldu artık’’ diye konuştu.
Okuma yazma bilmiyor Arapça ve İngilizce konuşuyor
Okuma yazma bilmediği halde çarşıda geçirdiği zaman boyunca İngilizce ve Arapça öğrendiğini söyleyen Cinci, şöyle konuştu:
- “Turistlerle anlaşabiliyorum, mesela Arap turistlerin gelmesi için ‘Nizam’ diyorum. Tartı anlamına geldiği için anlıyor onlar da. İngilizce de konuşuyorum. Burada yaşayarak öğrendim İngilizce ve Arapça'yı. En azından turistlerle anlaşabiliyorum. Okuma yazmam yok. Yerli turistler geldiğinde de çok eğleniyoruz. Geldiklerini teraziye çıkınca anlıyorum, düğmeye basıyorum. Makine de kilolarını sesli söylüyor zaten. Kilosunu beğenmeyenler bazen kızıyor bana, tartı yanlış diyorlar. Ben de biraz yemeği az ye, kilo alma diyorum. Öyle gülüşüyoruz.’’
Çarşı esnafından Onur K., “12 yıldır buradayım. Kendisi bizim hafızımızdır. Esnaf onu çok seviyor’’ dedi. Gökhan Erşahin ise, “7 senedir buradayım. Süleyman Bey bu çarşının gülü. Çarşı esnafları olarak onu çok seviyor, sayıyoruz. Herkes onu tanır ” diye konuştu.