Antalya'da henüz 47 günlükken annesini kaybeden, babasının ikinci evliliğini yapması nedeniyle yakınlarının yanında büyüyen 68 yaşındaki Esat Tunç, 16 yıldır geçimini kağıt toplayıcılığı ile sağlıyor.
Konyaaltı ilçesi Karatepe Mahallesindeki evinde tek başına yaşayan Tunç, kimsesiz ve yoksul olması nedeniyle çevresinde "Garip dayı" diye tanınıyor. Hayatı sıkıntılarla geçmesine rağmen her daim şükreden, ilerlemiş yaşına rağmen azimle çalışarak dimdik ayakta durmayı başaran "Garip dayı" ile onun yıllar süren yalnızlığına son veren can dostu "Öksüz"ün hikayesi, hayvana şiddet görüntülerinin sıkça yaşandığı bugünlerde insanlık dersi veriyor.
Yaklaşık 1,5 ay önce henüz yavruyken terkedilen köpeği gören Tunç, "Ben garibim sen de öksüz kalmışsın. Birbirimize arkadaş oluruz" diye sahiplendiği ve ismini "Öksüz" koyduğu köpeği yanından ayırmıyor.
Esat Tunç, annesini hiç hatırlamadığını, babasını da 25 yıl önce kaybettiğini söyledi. Bir evlilik yaptığını ve onun da 40 gün sürdüğünü anlatan Tunç, "Mahalleye gelip Esat Tunç'u sorsanız kimse tanımaz. 'Garip dayı' derseniz 7'den 70'e herkes tanır, beni gösterir" dedi. "Bulursam bir kuru ekmek onunla hayatımı idame etmeye çalışıyorum. Garip geldik, garip gideceğiz." diyen Tunç, günde ortalama 15-20 lira kazandığını, 300 lira kira parası verdiğini dile getirdi.
Kış aylarında gündüzleri, yaz aylarında ise aşırı sıcaklar nedeniyle akşam üstleri ve geceleri kağıt toplayıcılığı yaptığını belirten Tunç, şunları söyledi:
"Akşam kapıyı kapatınca 'garip yine tek başına kaldın' diyordum ama yine de şükrediyorum. Öksüz bu duruma da son verdi. Hayat mücadelesi. Herkes bir şeylerle uğraşıyor. Yediğimiz karnımızda, giydiğimiz sırtımızda. Gençlere büyüklerine saygılı olmalarına ve imkanları dahilinde eğitimlerine devam etmeleri tavsiyesinde bulunmak istiyorum. Çocuklarına sahip olsunlar ve onlara güzel bir gelecek bıraksınlar. Garip dayılarını da yalnız bırakmasınlar. Herkese kapım açık. Kimseye gönül kırgınlığım, alın kırışıklığım olmaz. Allah ne verdiyse acı soğan, kuru yavan önüne koyarız, bir çay demleriz, hoş sohbetimizi ederiz. Beni yoksulluk değil, yalnızlık üzer."
Hayattaki yalnızlığına köpeği öksüzün son verdiğini dile getiren Tunç, "Öksüz ile yoldaşız. Onu öpüyorum. O da beni yalıyor, öpüyor. O benim gönül arkadaşım. O öksüz ben garip ikimiz buluştuk. Öksüz'ü sokağa atmışlar. Vicdanım el vermedi. O da bir canlı, varlık. Kucağıma aldım, evime getirdim. İyi kötü yaşayıp gidiyoruz. Benim zaten bir kuru ekmeğe ihtiyacım var, ama olsun. Onun nasibini de Allah verir. Herkes rızkıyla gelir. Bazen kağıt toplamaya gidip eve geldiğimde beni görünce ne yapacağını şaşırıyor. Evde beni bekleyen bir canlının olması bile mutlu ediyor" diye konuştu.