Tiyatro ve sinema sanatçısı Münir Özkul 93 yaşında hayatını kaybetti... 53 yıllık sanat hayatında onlarca filmde, tiyatro oyununda rol alan Özkul, sahneye taşıdığı karakterler ve usta oyunculuğuyla kendinden sonra gelen nesle hep örnek oldu.
1925 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Özkul, küçük yaşlardan beri tiyatroya çok ilgi duydu. Parlak bir öğrenim hayatı geçirmeyen Özkul, lise yıllarından itibaren sanata yöneldi. Paşa olmasını isteyen anne ve babasının itirazlarına rağmen tiyatrodan vazgeçmeyen Özkul, Ses Tiyatrosu'ndaki ilk oyununda başarılı bir performans sergiledi ve tiyatronun unutulmazları arasına ismini yazdırdı.
Sanat hayatının 40. yılını kutladığı 1980 yılında TRT'de yayınlanan, gazeteci Mete Akyol'un sunduğu "İşte Hayatınız" programına konuk olan Özkul, kendisiyle ve sanatıyla ilgili sohbet etmişti. Özkul'un yakın arkadaşları, sanat hayatında kedisine destek olanlar ve son olarak kızının katkıda bulunduğu programda, beyaz perdeye yansımayan Münir Özkul sinemaseverlere aktarıldı...
"Kavuk büyük bir sorumluluk"
Kanlı Nigar oyunu oynanırken izleyiciler arasında bulunan İsmail Dümbüllü, oyundan sonra Münir Özkul'a kavuğu verdi. Özkul, olayı şöyle özetliyor:
"İsmail abi bana verdi, eskilerin 'el vermek' tabiriyle tabir ettikleri, bir sanatın devamı demek. 600 senelik bir kültürün sembolü olmuş. Ben de gençler yetiştireceğim ve en yetenekli bulduğuma vereceğim. Görevimin bir kısmını yapmış oluyorum. Çok büyük bir sorumluluk. 'Ben seni seyrettim, kitaplı tiyatrodan geldiğin halde başardın. Oradan daldın, buradan çıktın bu işi başardın. Büyük bir aşk duyuyorsun, başardın bence' dedi. Çok mutlu oldum."
"Münir'e bir ay sahneye çıkmama cezası verdim"
Kendisine ilk oyunu hatırlatan Münir Özkul, "İlk oyunum Mahçuplar, uşak rolü oynamıştım. Sert insanlarla başlamadım. 'İçinden davran' diyen insanlarla karşılaştım o beni çok rahatlattı" diyor. Özkul'a tiyatroyu sevdiren kişi olarak bilinen sanatçı Rauf Aydın ise, şunları anlatıyor:
"Halkevinde iken genç arkadaşlar vardı, bunların arasında Münir vardı. Münir'i çalıştırması çok güç bir mesele. Çünkü Münir plana programa gelen insan değil, tabiatı öyle. Piyesin metnini ezberletmek çok zordu. Beni sever sayardı, buna rağmen ben çok güçlük çekerdim. Mahçuplar'dan sonra, diğer piyeslerde daha başka roller aldı ve kendisini bu işe verdiği belliydi. Bizim boya işimiz oluyordu, herkes yaparken Münir yapmıyordu, hatta bir ay sahneye çıkmama cezası verdim kendisine."
"Annemi ikna etmek çok zor oldu"
Özkul, annesinin tiyatroya karşı çıkışını ve yaşadığı pişmanlığı şöyle özetliyor:
"Annem paşa olmamı isterdi. Ben 15 yaşıma kadar paşa olacağım diye yetiştim. Fakat tiyatro merakı başlayınca, paşa olamayacağımı anladım maalesef. Annemi ikna etmek de çok zor oldu. İleride çok bunalımlara düştüm bu yüzden, çünkü annem başarımı göremeden vefat etti."
"Annem ve babamın ölümlerine sebep oldum sanırdım"
Tercihleri yüzünden anne ve babasının ölümüne dahi sebep olduğunu düşündüğünü söyleyen Özkul, "Annemle babamı hep üzdüm, hatta ölümlerine sebep oldum duygusu içine girmiştim. Halbuki değilim. Ama onların istediklerini yapamamak böyle bir düşünceye sebep olmuştu" diyor.
Paşa dededen 200 milyon lira kaldığı söylenen miras
"Böyle bir şey yok. 1 kuruş bile geçmedi elime. Paşa dedem 1912 senesinde ölmüş. Bugün ailem ne oldu onun mirası diye peşine düşmüşler. Mazhar abim var o ilgileniyor. Milyarlık iş var diyor. Beni görmeleri gerekiyormuş. Adliyeye gittim, söyledim. Ne kadar tahminen diye sordular ve bizimkiler milyarlar dedi. Sonra öyle bir duruma düştüm ki, eve gelenler, para isteyenler, tehdit edenler..."